MetroPoll ekibi, bu ayın taze konuları üzerinde bir kamuoyu araştırması yaptı.
Verilerini 31 ilin merkezleri, ilçeleri ve köylerinde 6-7
Mayıs tarihleri arasında toplam 1458 kişi ile görüşerek derledi ve 0,95 güven sınırları içinde ±2,6 hata payı ile sundu.
Sınavlar ve
ÖSYM
Son zamanların en sıcak ve can sıkıcı konusu, ÖSYM tarafından gerçekleştirilen
sınavlarda hata üstüne hata yapılmasıdır. Son yapılan LGS'de patlak veren skandal, hem kurumun güvenirliğini zedelemiş hem de yüz binlerce gencin ve yetişkinin geleceğini belirsizliğe sokmuştur. Bu kuruma,
yönetimine ve yöntemlerine duyulan tepki ne boyuttadır sorusuna
yanıt almak için katılmacılara dört soru yöneltilmiştir.
Sonuçlara göre araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, (%76) sınavın adil ve dürüst bir şekilde yapılmadığı kanısındadır. Ayrıca katılmacıların %72'si ÖSYM kurumuna güvenmemektedir. Anlaşılıyor ki milyonların kaderini belirleyen bir kurum artık işlevini ve
halkın gözünde inandırıcılığını yitirmiştir. Bu endişe verici bir durumdur.
Araştırmaya katılanların %56'sı üniversiteye giriş sınavında son yaşanan şifre krizinde hükümetin de sorumluluğunun olduğuna inanmaktadır. Bu güven erozyonu sonucunda halkın büyük çoğunluğu (%68) kurumun başına yeni getirilen Prof. Dr. Ali Demir'in
istifa etmesini istemektedir. Görevinde kalmasını uygun görenler sadece %18'dir. Bu sonuçları hükümetin dikkate almaması veya kurumun başkanının demokratik ve kamu sorumluluğunu esas alan ülkelerdeki gibi istifa etmemesi,"halka rağmen" yönetim anlayışının devam ettiğini düşündürebilir. Ezcümle kurum ve başkanı kaybetmiştir.
11
Eylül saldırısı ve
Usame Bin Ladin
Usame Bin Ladin de mayıs ayı kayıplarından biridir. Halkın onun yaptıkları ve öldürülmesine ilişkin görüşleri ilginçtir.
11 Eylül 2001'de New York'ta Dünya
Ticaret Merkezi'ne yönelik saldırının etkileri tüm dünyada hissedilmiş ve pek çok insan ABD'ye "
mağdur" gözüyle bakmıştı. Ancak W.
Bush yönetiminin her türlü yalan ve desise ile tüm uluslararası yasaları ve insani değerleri çiğneyerek Irak'a saldırması sonrasında bu sempati duygusu kısa sürede dağılmıştı. Hatta Bin Ladin'i bir tür haksızların intikamını alan insan konumuna yükseltmişti. Bu bağlamda ABD'ye yapılan saldırı bir esrar perdesine bürünmüş ve
komplo teorileri etrafta uçuşmaya başlamıştı. Alınan yanıtlar bu doğrultudaki kanaatlerin devam ettiğini gösteriyor.
İkiz ticaret kulelerine yapılan saldırının arkasında kimin/kimlerin olduğu sorulduğunda katılımcıların sadece %25'inin saldırıyı Usame Bin Ladin'in yönettiği
El Kaide örgütünün gerçekleştirdiğini düşündüğünü belirtmiştir. Katılanların %49'u saldırıyı ABD içinde bir gücün (derin devletin) gerçekleştirdiğine inandığını ileri sürmüştür.
Usame Bin Ladin'in silahsız halde yakalanmasına rağmen öldürülmesini halkın %25'i onaylarken %62'si onaylamamaktadır. Araştırmaya katılanların %79'u Usame Bin Ladin'in öldürülmek yerine yargılanması gerektiği görüşündedir.
Pekiyi, böyle düşünen halk Usame Bin Ladin'in
İslam dünyasını temsil ettiğine inanıyor mu?
Hayır, katılanların büyük çoğunluğu (%78) Usame Bin Ladin'in İslam dünyasını temsil etmediğini düşünüyor. Ama ölümü sonrası yandaşlarının intikam saldırıları düzenleyebileceğine ilişkin yaygın (%71) bir kanı vardır. Onun ölümünün dünyada terörü azaltacağını düşünenlerin oranı sadece %11'dir.
Mayıs ayının üçüncü kaybı, partiler arasındaki sert çekişme nedeniyle
seçim sonrasında ülkenin temel sorunlarına çözüm konusunda anlaşabileceklerine ilişkin ümittir.