Başbakan’dan sonra
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da
Somali’ye gideceği açıklandı. Somali, milyonlarca insanın
açlık,
susuzluk ve hastalıktan kırıldığı insanlık trajedisiyle karşı karşıya.
Afrika boynuzu ülkelerindeki kuraklık nedeniyle ölümcül bir göç yaşanıyor. Çaresizlik içindeki
mülteciler yollarda kırılıyor.
Çocuk ölümlerinin 30 bini aştığı bildiriliyor.
Böyle bir zamanda Türkiye’nin Somali’ye
yardım elini uzatması insanlığın gereğidir.
Marmara depreminde
sivil örgütlenmenin yanı sıra uluslararası dayanışmanın önemini görmüştük.
Yaralar o sayede sarıldı.
Son yıllarda
doğa ve çevre felaketleri, yıkıma uğrayan ülkelerle sınırlı kalmayan küresel sonuçlar doğuruyor.
Endonezya’daki tsunami ve
Fukuşima Nükleer Santralı’ndan sızan
radyasyon yüklü bulutların binlerce mil uzaklıktaki olumsuz etkilerinin yaşandığı
Japonya depreminden dersler çıkarıldı.
Bugün
Kenya ve Somali’deki mülteci kamplarındaki çaresizlik çok daha hızlı ve etkin davranılmasını gerektiriyor.
Türkiye’de
iktidar ve muhalefet partilerinin “eşzamanlı” olarak harekete geçmeleri bu açıdan anlamlıdır.
Eşzamanlı diyoruz ama AKP ve CHP liderleri arasında Somali’ye gitme konusunda bir
yarış başladığı da gözleniyor. İktidar ve muhalefet arasındaki geleneksel mücadele Afrika’ya taşınıyor!
Başbakan Erdoğan,
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile birlikte “ailelerini de yanlarına alarak” Somali’ye gideceklerini açıklamıştı.
Ramazan ayında olduğumuz için Somali’ye gidişin bir “bayram ziyareti” olacağı anlaşılıyordu. CHP kulislerinde bu aceleciliğin ardında Kılıçdaroğlu’nun hazırlığının bulunduğu öne sürülmekte.
Medyada CHP liderinin Somali’ye gitmesi halinde torunu Duru’nun oyuncaklarını da Somalili çocuklara götüreceğini duyuran haberler vardı. Öte yandan Kılıçdaroğlu, Somali’ye yardımın AKP tarafından bir parti faaliyetine dönüştürülmesini eleştiriyordu.
Bosna’da Gazze’de olduğu gibi yardım meselesini bir PİAR’a dönüştürmenin AKP’ye de CHP’ye de bir faydası olacağını düşünmüyoruz. Aralarındaki mücadeleyi Somali’ye taşımak da anlamlı gelmiyor. Somalili çocukların oyuncaktan önce ekmek, su ve ilaca ihtiyaçlarının bulunduğunu belirtmeye gerek var mı?!
Somali’de yarışa girmekten çok daha anlamlı olanı, iklim değişikliğine bağlı küresel felaketlerin
yoksul Güney-Afrika gibi varlıklı kuzeyi de vuracağı gerçeğinden hareketle, Türkiye’de çevre bilincini artırmaktır.
Isınmaya bağlı olarak Akdeniz’in eko sistemi değişiyor. Tuzluluk ve sıcaklık sonucu Kızıldeniz’den gelen 58 yeni tür keşfedilmiş.
Denizlerde balıkçılığı, karada tarımı, hayvancılığı etkileyecek bir dönüşüm yaşanıyor.
Kuraklıktan kırılan Somali’ye yardım elini uzatırken akarsularını HES’lerle kurutan bir Türkiye’yi gelecekte bekleyen tehlikeleri de sorgulamalıyız.