Ergenekon davasında sona mı geliniyor?
Savcı Zekeriya Öz’ün
HSYK kararıyla
İstanbul Başsavcı Vekilliği’ne atanması, aksi yöndeki kimi savunulara karşın davanın bundan sonraki seyrini etkileyecek niteliktedir. Savcı Öz, sonuçta Ergenekon soruşturmasından alınmıştır ve artık “hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!”
Gazetecilere yönelik son
gözaltılar nedeniyle, Ergenekon ve
Balyoz davalarının “öz”ünden saptırıldığı, “
darbe davası olmaktan çıkıp kitap toplatmaya indirgendiği”, demokratik hak ve özgürlüklerin, hukukun “polis ve yargı” üzerinden ortadan kaldırıldığı eleştirileri hükümeti de yıpratmaya başlamıştı.
Avrupa Parlamentosu’ndan, ABD’den ve Batılı medyadan gelen tepkiler,
12 Haziran seçimleri öncesinde
Türkiye’nin görünümünü Ortadoğu’nun “baskıcı” rejimlerine benzetmeye başlamıştı.
Oysa
Ergenekon davasının açılmasına zemin hazırlayan 2007 seçimleri öncesinde hava tam da tersineydi.
Çankaya’ya eşleri “başörtülü” diye Erdoğan ve Gül’ün önünü kesebilecek, TBMM’yi Cumhurbaşkanı seçemez duruma düşürebilecek “
derin devlet” operasyonlarına hız verilmişti. 2007 yılına
Hrant Dink suikastıyla girildi.
Danıştay saldırısı gibi bu olay da “
kaos” yaratıcıydı. Taksim’de 100 bini “Hepimiz Hrant’ız, Ermeniyiz” diye yürümese “
faili meçhul” kalacak
cinayet doğal iktidarın üzerine yıkılacaktı. Ardından, 2003-2004’teki “
darbe planları” güncelleştirildi. Çankaya turları başlarken Genelkurmay’ın “e-muhtırası” patladı. Aynı sırada
Anayasa Mahkemesi’nin “367 darbesi” hayata geçirildi. TBMM’de “üçte iki çoğunluk” arandı.
Parlamento
erken seçime zorlandı ancak “ordunun müdahalesi”nin yol açtığı “mağduriyet” sonucu AKP yüzde 47 ile seçimi kazandı.
Seçim kampanyası için Mardin’e yaptığımız gezide AKP üst yöneticilerinden şunu dinlemiştik:
“Biz bütün bu olayların perde arkasındaki güçleri biliyoruz,
Danıştay saldırısını da Hrant Dink suikastını da Meclis’i Cumhurbaşkanı seçemez duruma düşürenleri de. Hepsinin arkasında tek bir merkez,
örgüt var. Bunların şemaları elimizde. Kimler olduğunu biliyoruz. İktidara geldiğimizde üzerine gideceğiz.”
2007 seçimlerinden sonra Ergenekon davası böylesine güçlü bir siyasi iradeyle açıldı. Dolayısıyla Savcı
Zekeriya Öz, “tek başına” değildi.
Susurluk’ta yarım kalan dosyayı açtı. Ergenekon’la, 2002-2003 sonrası darbe girişimlerini, siyasi cinayetleri birleştirdi. İtalya’da “Gladio” davasında da benzer yol izlenmişti: “Derin devlet”in üzerine gidilerek, müdahale süreçleri ve suikastlar önlenmekte.
Ancak Türkiye pratiğinde “derin devlet”le baş etmek o kadar kolay olmadığı için Savcı Öz de yorgun düştü. Davadan uzaklaştırıldı.
Gelinen noktada “önleyici” sonuçlar alındığı için daha ileri bir sonuca gidileceğini sanmıyoruz.
“Öz gitti, Ergenekon bitti!” diyebiliriz. Bundan sonrası davanın uzatılmadan “usulen” tamamlanması olacaktır.