Fehmi Koru, Fuat Keyman, Mustafa Erdoğan’ın yanı sıra Taraf’tan
Yasemin Çongar, Zaman’dan
Ekrem Dumanlı ve Yeni Şafak’tan Yusuf
Ziya Cömert’le İçişleri Bakanı’nın Ortaköy’de
İstanbul Emniyeti’ne ait, Boğaz’ı gören bir restoranda verdiği yemeğe katıldık.
Atalay,
Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda başlatılan çalışmaları açıklarken, “Dünyaya örnek olacak bir
Türkiye modelini biz oluşturalım” demişti.
Henüz ortada bir “model” ya da “proje” olmadığı için İçişleri Bakanı’nın seslendirdiği düşünceler, iyi niyetli bir arayışın ötesine geçmiyor. Ve “
açılım”ın kendisinden çok “nihai
hedef”i
PKK’nın tümüyle silahı bırakması ve “
terör”ün sona erdirilmesi olan beklenti, çözüm parametrelerini içeriyor.
Bakan Atalay, süreci anlatırken, devletin zirvesinde epeydir yapılan hazırlıkların artık “tarihi bir fırsat” olarak Türkiye’nin önünde bulunduğuna olan inancını dile getiriyor.
ABD ve
Kuzey Irak yönetimiyle ilişkiler, 2003’teki Irak işgalinden sonraki en iyi noktaya ulaşmış durumda.
Bush yönetiminden farklı olarak Obama, ABD’yi Irak batağından çıkarmaya çalışırken, “kuzeydeki istikrarı” ancak Türkiye’yi rahatsız etmeyecek bir diplomasiyle koruyacağının bilincinde. Kürt bölgesinde hayat normalleştikçe, “PKK tehdidi” de ortadan kalkacak.
İçişleri Bakanı Atalay, Türkiye, Irak ve ABD arasındaki “üçlü mekanizmanın” da içinde olduğu için, PKK’nın 1990-2000’lerin başında olduğu gibi, “
sınır ötesi”nde eski hareket alanının kalmadığını görüyor.
Suriye ile de tüm zamanların en iyi diplomatik ilişkileri yaşanıyor.
BM gözetimindeki
Mahmur Kampı, -PKK’nın silahı bırakması halinde- Kandil’deki güçlerin çatışmasız döneme geçişinde -rehabilitasyonunda- kullanılacak. Aslında bu öneriyi 2005’te Baş
bakan’ın
Diyarbakır konuşmasında, “
Kürt sorunu hepimizin sorunudur” sözlerinin ardından PKK’nın “
ateşkes” ilan etmesi üzerine rahmetli Orhan Doğan yapmıştı.
Kürt sorunu ne denli siyasi ve çözümü ne denli demokratik olsa da, “yakıcı” tarafı PKK’yı dağdan indirmektir!
Silahsız ve çatışmasız bir dönemde çocuklar ölmeyeceği için bundan herkes kazançlı çıkacaktır.
DTP’ye de büyük sorumluluk düşüyor.
Atalay, Başbakan’ın DTP Genel Başkanı
Ahmet Türk ile görüşeceğini, CHP’yi de ziyaret ederek “Kürt
açılımı” konusunda bilgilendireceklerini söyledi.
Çözüm yerinin
TBMM olduğunu bilecek kadar deneyimli bir siyasetçi
Beşir Atalay. Akademik kişiliği de, “güvenlik” politikaları dışında sorunun demokratik çözümünde “inisiyatif” alacak özgüveni kendisine veriyor.
Toplumun bütününe “güven” verilirse sorun neden çözülmesin?!
Zor ama imkânsız değil.