17
Ağustos Marmara depreminde en ağır
hasar gören yerlerden birisi de
Gölcük’teki
Donanma Komutanlığı’ydı.
Donanma Komutanlığı; 6
Aralık 2010 tarihinde
İstanbul’da görülmekte olan “
Balyoz Darbe
Planı” davasıyla bağlantılı iddialar nedeniyle
mahkeme kararıyla aranmıştı. Avukatlara dağıtılan
belgeler Gölcük’ü bir kez daha sallıyor.
Birkaç gündür televizyonlara “görüntülü” olarak da yansıdı; İstanbul Emniyeti’nin aramasına Deniz
Kuvvetleri’nden görevliler de katılmış; imzalı tutanakla teslim alınan belgelerden İstanbul Birinci Ordu’daki 2003 tarihli “Plan Semineri”nin
darbe hazırlığını da içerdiğine ilişkin kimi görevlendirmeler ortaya çıkmıştı.
Emekli
Orgeneral Çetin Doğan ve 196 sanığın yargılandığı “Balyoz Davası” medya üzerinden “belge savaşları”na sahne oluyor.
Deprem metaforu
17 Ağustos dışında siyaseten bizi asıl 28
Şubat’a götürüyor.
28 Şubat sürecinde Refahyol Hükümeti’nin sonunu getiren “
Batı Çalışma Grubu”nun karargâhı
Deniz Kuvvetleri’ydi. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Güven Erkaya,
Genelkurmay’ı harekete geçiren isimdi ve
Çevik Bir kadar etkiliydi.
Eski
Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, “28 Şubat bin yıl sürecek” demişti.
28 Şubat’ın etkileri zamanla azaldı ve 2001 seçimlerini Erbakan’dan koparak AKP’yi kuran Erdoğan, Gül, Arınç öncülüğündeki kadro kazandı.
AKP’nin ilk dönemi hayli sancılı geçti; asker
sivil ilişkilerindeki gerilim ABD’nin
Irak’ı işgali öncesinde 1
Mart tezkeresiyle doruğa çıktı.
Askerler ABD’nin dayatmasıyla savaşa girerek AKP’nin zor durumda kalacağını hesaplıyorlardı.
MGK, açıkça hükümete “tavsiyede” bulunmuyor; TBMM’deki
oylama öncesinde dönemin
kuvvet komutanları 1 Mart tezkeresinin geçecek olmasından duydukları “rahatsızlığı” medya üzerinden kamuoyuna iletiyorlardı.
Ordunun isteksizliğine rağmen
Türkiye, Irak koridorunu açar ve 85 bin kişilik
Amerikan ordusu
Güneydoğu sınırına yerleşirse başka
senaryolar da gündeme gelebilecekti. Türkiye radikal İslamcı örgütlerin hedefi olacaktı.
2010 yılında ortaya çıkan “
Balyoz Planı”, tam da 1 Mart tezkeresi günlerine rastlayan 2-4 Mart tarihli İstanbul Birinci Ordu’daki tatbikatı “senaryo” olmaktan çıkarıyor “gerçeğe” dönüştürüyordu.
Çetin Doğan’ın hazırlıkları, “
sıkıyönetim” dahil, “geri
bölge emniyeti” adına pek çok
operasyon ve tutuklamayı içeriyordu. Bu davanın sanıkları arasında 2003-2004’te Genelkurmay’daki “darbe toplantıları”nı günlüğüne geçiren eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Özden Örnek de bulunuyor.
Gölcük merkezli iddialar, Poyrazköy’den, Kafes’e, suikast planlarından, intiharlara dek Denizcileri mercek altına alıyor.
Son olarak buna Donanma’daki aramada ele geçirilen, camilere yönelik tedhişi de içeren iddialar eklendi. Darbe karşıtı gazeteciler de hedefteymiş!
Gölcük’teki belgeler 28 Şubat’ın artçı şokları olmasın?!