Siyasi partilerin YSK’ya sundukları milletvekili
aday listeleriyle
12 Haziran seçimleri yarışı da başlamış oldu.
Siyasi partilerin YSK’ya sundukları milletvekili
aday listeleriyle 12 Haziran seçimleri yarışı da başlamış oldu. Artık seçime iki ay var. Bundan sonra seçim bildirgeleri açıklanacak ve liderler sahaya çıkacaklar. 2011 yazına yoğun bir siyasi mücadele altında girilecek.
2002’den bu yana
iktidarda olan AKP üçüncü seçimi de kazanmayı hedeflerken,
Başbakan Erdoğan
Anayasa değişikliğiyle “
başkanlık rejimine” geçişi amaçlayan yüzde 50 çıtasını yakalamaya çalışacak. Muhalefet ise AKP’nin iktidar hegemonyasına son vermeye çalışacak. 2007’den sonra 2011 seçimlerinde de AKP’nin gerisine düşmek
CHP ve MHP’de derin sarsıntılara yol açabilir.
Bu gerçeğin en çok
Kemal Kılıçdaroğlu farkında. CHP’nin aday listeleri,
Baykal-Sav’la simgelenen “eski CHP”de ağır bir
tasfiye sonucu doğurdu.
Deniz Baykal’a “
mağdur” sıfatıyla yer verilmiş ama CHP’ye kırk yıldır seçim kazandıramayan “Baykalcı” kadro başta eski genel sekreter
Önder Sav ve arkadaşları -Hakkı
Suha Okay, Kemal
Anadol,
Mehmet Sevigen- gibi isimler tasfiye edilmişler.
Kılıçdaroğlu, geçen bir yılda CHP Politbürosu’nu yıktı!
Sav yıllarca Baykal adına örgütü elinde tutarak “değişmez” liderlik yapısı oluşturmuştu.
Kaset çıkınca bu denge bozuldu; daha doğrusu Baykal’dan kurtulamayacaklarını düşünen çevreler “etik” olmayan yoldan
istifasını sağlayınca, 2009 yerel seçimlerinde
İstanbul adayı olarak parlayan Kemal Kılıçdaroğlu Sav’ın desteğiyle genel başkanlığı devraldı. Birkaç ay sonra da, Baykal için hazırlanan tüzüğü kullanarak, “Yeni CHP”nin
yönetim kadrosunu oluşturdu.
Savaş meydanlarındaki “Yaralı bırakmayacaksın!” ilkesinden hareketle son darbeyi de milletvekili listeleriyle indirmiş oluyor Kılıçdaroğlu. Baykal bundan sonra “tek başına” Meclis’e girse ne olacak? İstifa daha saygın bir yol olmaz mı?
Baykal’a yakınlığıyla tanınan Yılmaz Ateş’in listeler açıklandıktan sonra ilk değerlendirmesi, partinin “işgale uğradığı” şeklindeydi. “Anadolu’daki işgale CHP nasıl son verdiyse, CHP’yi de bu işgalden kurtaracağız” diye konuşuyor.
Ateş’in tepkisi bugüne dek sosyal demokrasiyle ilgisi olmayan
Sinan Aygün, Mehmet
Haberal, Bülent Kuşoğlu gibi isimlere yer verilmesi. Balbay’ın adaylığı yeter mi?
Haberal’ın Silivri’den tahliyesi bir yana, Ecevit ve maden işçileriyle “sol”la özdeşleşen Zonguldak’tan aday gösterilmesi de sorun yaratabilir. Ecevit’in rahatsızlanarak
Başkent Hastanesi’ne kaldırıldığı dönemde “raporla” Başbakanlık’tan uzaklaştırılması planını Bülent Bey’i hastaneden çıkaran
Rahşan Ecevit bozmuştu. “Haberal tercihi”nde Demirel’in ısrarı, Ecevit’in anısından daha ağır basmış olmalı.
Sinan Aygün için
TOBB Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu devreye girmiş.
Sonuçta Kemal Bey CHP’yi “değişim” rüzgârıyla seçime götürüyor.
Partiyi iktidara taşırsa mesele yok, aksi sonuç 13 Haziran’da kurultay demektir.