ABDÜLLATİF ŞENER'İN ENGELLİ KOŞUSU

Siyaset de bir arz talep dengesidir. Ya mevcut talebe cevap vereceksiniz veya kendi talebini oluşturacak bir arz yapacaksınız.


Abdüllatif Şener'in eski AK Partililer ve bir grup merkez sağ kalıntılarıyla yola çıkması yanlış. AK Parti'nin bulunduğu alanda boşluk yok. Sadece burayı hedefleyen strateji başarısız olacaktır. Talep eksikliğinin diğer sebebi, halkın iki partili sisteme inanması ve bunu istikrarın güvencesi olarak görmesi. Türk siyasetinin en büyük sorunu, parçalı yapısıydı. Hele 2002 öncesi koalisyon dönemi halkı iyice canından bezdirdi. Akademisyenlerin söyleyip durduğu, 12 Eylül yönetiminin sopa zoruyla gerçekleştirmeye çalıştığı iki partili sistemi seçmen doğal yollardan kurdu. İngiltere'de olduğu gibi iki partiyi ön plana çıkaran üçüncü partiyi ise büyüme namzedi olarak yedekte tutan paylaşımı halk iki dönemdir uyguluyor. Artık sistemi de ona göre revize etmek gerekiyor. Bu arada, Meclis'e kapağı atalım, koalisyonun küçük parçası bile olsak vaziyeti idare ederiz devri kapandı diyebiliriz. Bizde koalisyonlar da yürümüyor. İki partili sistemi yürütemeyenler, bloklu siyaseti tercih ediyor. Blok aslında seçim öncesi koalisyon demek. Sağ ve sol partiler çeşitli isimler altında bloklaşıyor ve seçime biz ülkeyi birlikte yönetmek istiyoruz diye giriyor. Çoğunlukla kimin hangi bakanlığı alacağı bile belli oluyor. Benzeş partilerin halkın onayından geçmiş işbirlikleri başarıyla yürüyor. Bizdeki yanlışlık, koalisyonun seçimden sonra kurulması ve benzeş olmayan hatta DSP-MHP örneğindeki gibi iki zıt kutbun bir araya getirilmesi. Farklı istikametteki peynire hamle yapan kuyruğu birbirine bağlı fareler deneyi gerçek oluyor. Şener'in etrafında konumlanmaya çalışan AK Partili eski milletvekilleri, partinin ölü doğumun habercisi olabilir. Çoğunluğu Tayyip Erdoğan'ın tek seçiciliği ile siyaset sahnesinde rol bulmuş insanlar. Aynı tek seçici tarafından elenmelerini niye hazmedemiyorlar anlamıyorum. Nasrettin Hoca'nın kazan hikâyesi gibi, doğurunca inanıyorlar ama öldüğüne inanmak istemiyorlar. Tek seçici sizi atayınca ne âlâ, ama elenince tu kaka! Türk siyasetinin diğer hastalığı proje temelli çıkılmaması. Şener de aynı hatayı yapıyor. AK Parti'den kaçanların sığınacağı bir liman olma dışında iddiası yok. Kendisi elbette var diyecektir, ama ne söylediğiniz değil nasıl algılandığınız önemli. Şener ne yapmaya çalışıyor diye anket yapsanız alacağınız cevap söylediğimden farklı olmayacaktır. Şener'in en büyük açmazı Turgut Sunalp sendromu olacak. Darbeci General Kenan Evren'in seçime birkaç gün kala açıkça Sunalp'in partisini desteklemesi, dengeleri altüst etmiş ve büyük ihtimalle kazanacağı seçimi üçüncü bitirmesine sebep olmuştu. Siyaseti kafalarına göre şekillendirmeye çalışan cuntaların, toplum mühendislerinin adamı imajı Şener için fazlasıyla mevcut. 'Eski partisinin idam sehpasını seçim kürsüsü yapacaktı' iddiaları ona en büyük darbeyi vuracak. Siyasetçilerin önemli handikaplarından birisi çevrelerindeki şakşakçıları. Kendinizi anlattığınız kitaba 'Adım da benimle beraber büyüdü' ismini verirseniz, tevazuu erdem kabul eden bir toplumda işiniz hayli zor olur. Geçen akşam Kanal1'de Fatih Altaylı'nın programında çok güldüm. Ankette Tuncay Özkan'ın partisine yüzde 85 civarında destek çıktı. Bizim hınzır millet zavallıya tuzak kuruyor diye düşünmeden edemedim. 'Cesareti artsın, parti kurup önümüze gelsin gününü gösterelim' kokusu geliyor. Tuncay inanmıyorsa Yaşar Nuri Öztürk'e sorup, yakın zamandaki tecrübesinden yararlanabilir. Patlamaya hazır ama bir türlü fitili ateşlenmeyen lider adayları koleksiyonumuz için ise İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göz atabilir.
<< Önceki Haber ABDÜLLATİF ŞENER'İN ENGELLİ KOŞUSU Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER