Boş bir oda... Perdeleri sürekli kapalı... Dev bir yapının bodrum katında... Burayı mekan tutmuş iki, yaşları sekseni devirmiş adam.
Birinin, Şirket içindeki takma adı
Gece, diğerininkiyse Ölüm.
Bu ikilinin görev tanımı, en ince
ayrıntısına değin
darbe planları
hazırlamak.
Gerçek adlarını bilen yok... Daha doğrusu bilenler çoktan dünya değiştirmiş.
İlk önemli görevleri,
İkinci Dünya Savaşı sonrasında,
İtalya seçimlerinde ortalığı karıştırmak. Bu planı öylesine ayrıntılı bir biçimde hazırlamışlar ki, toplam 380 sayfalık, üstünde ÇOK GİZLİ damgası vurulu bir kitaba dönüşmüş.
Ve dost belledikleri
ülke istihbarat birimlerine
servis yapılmış.
Kız Kardeşlerin hazırladığı daha neler var neler. Musaddık’ın düşen uçağı... San Salvador darbesi...
Fransa seçimleri... Şili’de Allende’ye yönelik darbe ve ardından gelen
katliam...
Endonezya’daki darbe bunların sadece bir kaçı! Tutuklananları stadyumlarda toplayıp, günlerce kuru
ekmek ve bir maşrapa suya talim
ettirerek, 45 derece sıcakta günlerce bekletmekse kitabın öneriler
b
ölümünde yazılı.
NATO üyesi ülkelerin istihbarat birim
leri Kız Kardeşlerin hazırladığı bu kitabı baş uçlarından ayırmamış uzun yıllar. Arada bir kitaba ekler gelirmiş, kuryeyle. “Değişen dünya koşullarına göre” gerekçesiyle bazı bölümler çıkarılır, bazı bölümler eklenirmiş.
Sovyet’lerin Afganistan’ı işgalinden sonra, Kız Kardeşler dinsel
tahriklerle toplumu koşullandırma ve darbeye hazırlama konusunda
beyin jimnastiğine soyunmuşlar.
Basın, Kız Kardeşlerin her zaman kullanılmasını önerdiği en önemli
araç. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde “
demokrasinin, seçilmiş iktidarca, dikta amaçlı kullanıldığını,
özgürlüklerin elden gideceğini, seçimle iş
başına gelen kişilerin, en ağır askeri yönetimden bile acımasızca davranacaklarını”
halk katlarına, basın ve televizyonlar aracıyla yaymak ve mutlaka inandırıcılığı ve saygınlığı olan kişileri kullanmak Öneriler bölümünde, çok ayrıntılı bir biçimde anlatılmış.
Şimdi, bu anlattıklarım size bazı şeyleri, çağrıştırmış olabilir. Ben bu kitabı görmedim. Okumadım. Ama okuyan iki kişiden dinledim. O da, bir kaç bölümünü. Ama bizde de birilerinin bu kitabı ve özellikle eklerini okuyup kollarını sıvadığını sağır
sultan bile duydu artık.
Kız Kardeşler, şimdi, o bodrum katında acaba neler hazırlıyorlar? Hiç merak etmeyin, yakında uygulamalarını hep birlikte görürüz!
Seçimle gelen nasıl faşist olur?
Son dönemde
Venezuela Cumhurbaşkanı
Hugo Chavez’i yere göğe sığdıramıyordu kimi kalemler. İşte gerçek demokrat... Demokrasiyle yönetmek bu demektir gibisinden yazılarla, sözüm ona, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla, ayaklarına yatıyorlardı!
Şimdi,
Hugo Chavez, geçtiğimiz Pazar günü, asker ve polislerine emir verip Venezuela’da herkesce izlenen ve çok tutulan RCTV adlı televizyon kuruluşunu bastı! Neden? Çünkü televizyon, Chavez’le gırgır geçen skeçler yayınlıyordu ve bu skeçler haftanın en çok izlenen programı oluyordu! Ama televizyonu kapattırma gerekçesi “başka” Chavez’in. “Ben bir sosyalistim” diye başlayan ve saatler süren konuşmalarının tamamını yayınlamamakla suçlanıyor RCTV.
Daha ilginci, iki lafından biri demokrasi ve özgürlük olan Chavez, bu televizyon kanalına
baskın düzenletirken ne bir yargı kararı var ne de bir savcı hazır bulunmuş. Kanalın avukatları da içeri alınmamış. Ya işte, benim sevgili cahil kardeşlerim: Seçilmişin, Faşist diktatöre dönüşümü bu!
Yetişir artık beyler
Siirt’te, 20 Temmuz 1962’de bir şiir yazmış Cumhur Kılıççıoğlu.
Şiirle ilgili
soruşturma açılmış ama Siirt
Cumhuriyet Savcılığı
takipsizlik kararı vermiş. Şimdi, bu da nereden çıktı diyeceksiniz.
Şiir, dönemin ünlü eşkiyaları Hakimo ve Koçero’yu anlatıyor. Örneğin öyle dizeler var ki, sanki , üç beş yıl önce yazılmış:
“Mavzerli eşkiyalar dağlarda geziyor/
Afyon, esrarları kimler içiyor/ Rüşvetine kimler paha biçiyor/ Yetişir artık beyler insafa gelin.”
Bu dörtlük bile, demokrasi açılımının önemini gözler önüne seriyor.
“Bu yollar, bu
ihmal böyle kaldıkça/
Katı Şeyhler vaazını verdikçe/
Doğunun kalkınması yerde durdukça/
Kimse yakalamaz bir sinek bile!”
Katı Şeyh’lerin yanına “
İmralı Beylerbeyi” ni ekleyin,
Ahmet Türk gibi aklı başında insanları siyasetten uzaklaştırıp Emine
Ayna gibi insanları sadece tahrik etmekten öte bir işlevi olmayanlara yol verin, Anayasa’nın değiştirilmesine karşı çıkın, açılıma takoz
koyun ondan sonra da bekleyin ki
terör bitsin yöreye huzur gelsin!
Olur! Görürsem söylerim!