Demokratik
açılım meselesinden çok korkuyormuş Hülya. Çünkü, öyle bir meseleymiş ki, dönüşü yokmuş!
Bu işe başlanıldıysa bitirmek gerekiyormuş.. Bebenin ağzına memeyi verip geri çektin mi, bu çok tehlikeli bir iş olurmuş...
Falan filan ve dahi feşmekan. Her şeyden önce Hülyacığım, sen “
demokrasi açılımının” ne olduğunu biliyor musun? Ayrıntılarını bilmiyorsun...
Değil ben şu anda üzerinde geceli gündüzlü çalışanlar da, bütün verileri toplamadıklarından ve bir süzgeçten geçirmediklerinden bilmiyorlar.
Ama ilke olarak, demokrasi açılımının sonuna kadar arkasında, yanında gerekirse de önünde yürürüm.
Neden mi?
Sana
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, açılımla ilgili yaptığın söyleşiden dolayı
dava açamasın diye! Halkı kin, nefret ve düşmanlığa
tahrik ettiğini öne süremesin diye! İşte demokrasi açılımı ve de yargı
reformu bunlar için gerekli en azından. Sen de, ben de, etnik ya da dini kökeni ne olursa olsun, hepimiz dilediğimizce konuşabilelim, istediğimiz dilde yazıp çizebilelim, kültürel kimliğimizi koruyabilelim diye gerekli demokrasinin tam anlamıyla uygulanması bu ülkede!
Ha demokrasi açılımı, bütün ayrıntılarıyla açıklanır, o zaman belki benim de içinde eleştireceğim yanlar olabilir. Bak unutma, önemli olan
Türkiye Cumhuriyeti kimliğidir. Devletin üniter yapısıdır sonuna değin korunması gereken!
Daha demokratik olmak seni korkutmasın.
Seni darbeler korkutsun. Seni etnik kimliği yüzünden insanların
evini ocağını söndürenler korkutsun.
Seni, dini tercihleri ve inançları yüzünden insanları ititp kakanlar, onları kıyıya köşeye atanlar,
burun kıvıranlar korkutsun. Seni hoşgörüsüzlük korkutsun. Ama demokrasinin tüm kurallarıyla uygulanması asla korkutmasın, güzel kardeşim...
Bayram kutlarken çocukları vuran ayılar
Bu nasıl bir
kutlama biçimidir? Havaya
silah sıkmak?! Erkekliğini mi kanıtlıyorsun havaya kurşun sıkınca. Düğün olur ayı silaha davranır, havaya sıkar kurşunu ya da öyle sanır, çünkü bi kaç kişi telef olur. Kafayı çeker, “heeyyyt var mı bana yan
bakan!” narasıyla birlikte adamlar devrilir yerlere.
Aşık olur havaya ateş eder. Aşkını yitirir gene dan dan dan! Aslında bunun bilimsel bi açıklaması var. Ünlü ruh bilimci Jung’a göre, silahtan medet uman ve de ona başvuran, “erkekliğinden kuşku duyan kişi” katında oturan, süklüm püklüm tayfasıdır. Erkekliği silahında arar çünkü; belinden kuşkusu vardır!
Hadi bakalım Samsun’daki ayı, 12 yaşındaki Serkan’ı, Bayram Kutlaması adı altında niye vurdun, bir anlat da dinleyelim?!
Şamil, sen değil milyonlarca insan da mahkum oldu
Şamil
Tayyar, 1.
Ergenekon davasının eklerinde bulunan bir
belgeyi açıklamak “suçundan” yargılandı; 1 yıl 3 ay
hapis cezasına çarptırıldı. Belge iki kişinin
telefon görüşmesini kapsıyor.
Savcı Bey “ Sen dinlemişin bu telefonu!” diyor..
Ancak, telefonu dinleme
mahkeme kararıyla yapılmış. Mahkemenin kabul ettiği, savcının iddianameye ek olarak dosyaya koyduğu bir belgeyi yazmak “soruşturmanın gizliliğini ihlalle” suçlanmasına neden oluyor Şamil’in.
Ne demek bu?
Yargı reformu şart demek!
Şamil’in dediği gibi “hukuk garabetidir” bu!
Allah’tan Şamil hapse girmeyecek... Ama 5 yıl adli denetime tabi tutulmasına karar verildi.
Ergenekon’la bağlantılı bir
gazeteciden 1 milyon dolar rüşvet önerisi bile almış Şamil. Keşke kabul edeydin, ne güzel kırışırdık be Şamil!
İşin şakası bi yana,
Şamil Tayyar, şu anda Türkiye’deki en iyi araştırmacı gazetecilerin başında geliyor.
Joseph Pulitzer, hani, şu yılın gazetecisine ABD’de adına
ödül verilen ünlü gazete sahibi, “gazeteci gözünü budaktan sakınmayan,
halkını olan bitenden haberdar etmek için gerekirse elinde
kalem, kelle koltukta savaşan adamdır demiş.
Bu, tümüyle Şamil’i tanımlıyor.
ABD’de yaşasaydı Pulitzer Ödülü’nü çoktan almıştı..
Şamil’im sana kesilen ceza, özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından, başı dik yürümek isteyenlerden yana olan herkese kesilmiştir. Yani milyonlarca insan da seninle birlikte
mahkum oldu.
Yalnız değilsin!
Haberiniz ola
Kuzey Irak’ı işgal ediyoruz
ABD’nin en ünlü
beyin cimnastiği (think thank) kuruluşu Rand Corporation, ABD Irak’tan çekilirse n’olur diye bir
rapor döşenmiş.
Rapor diyor ki, “Türkiye Kuızey Irak’ı topraklarına ilhak edebilir!” Bu öngörü “resmi makamlarca da “kabul görmüş”. Bu ABD’li resmi makamlar tabi. Türkiye, Bölgesel
Kürt Yönetimine
PKK’nın tasfiyesi için bastırıyor. Aslında
bölge insanı da PKK’ya hiç sıcak bakmıyor. Kim sıcak bakar ki bir alay, uyuşturucu kaçakçılarına muhafızlık yapan adama. Ben garibandan, kandırılmıştan söz etmiyorum. Ağa babalarıyla benim derdim.
Hakkari’de Türk askerine kurşun sıkarken çıkan çatışmada ölen PKK’lı için DTP binasına
siyah bez asanlardır demokrasi açılımına karşı olanlar. İnsanımızı açılım konusunda kuşkudan kuşkuya düşürenler.
“PKK halktır, halk burada” diye bağıranlarla derdim yok! Onları bağırtan Siyaset Ağalarıdır asıl suçlu. Eğer demokrasi açılımı başarısızlığa uğrarsa, bunun sorumlusu en başta bu
siyaset ağaları olacaktır!