Aziz Yıldırım'ı kurtarma yasası mı?


Meclise, sporda şiddet kanunununda öngörülen cezaların indirilmesini içeren bir yasa teklifi sunulmuş. Şunun şurasında daha kısa bir süre öncesine değin bütün siyasiler, şikenin, teşvik priminin çok ciddi bir biçimde cezalandırılmasından yanaydı. Ne oldu da fikir değiştirdi herkes? Söylentiye göre FB Başkanı Aziz Yıldırım, tam 17 ayrı şike girişimiyle suçlanıyordu. Suçlu bulunursa basit bir hesapla 90 küsur yıl hapiste yatması gerekecekti. Başka yöneticiler de sıradaydı. Şimdi önerilen yasaya göre kulüpler küme düşecek ama şikeyi yapan paçayı kurtaracak! Sporda Şiddet Yasası çıkartılırken hiçbir kulüp karşı çıkmamıştı, ne küme düşürülmeye ne de hapis cezalarına. Karşı çıkmamışlardı çünkü şike yıllardır yapılmaktaydı zaten ve de hep yapanın yanına kar kalmıştı. Üstelik ceza kanununda şikeye karşı bir yaptırım da yoktu. Kanun çıktıktan sonraysa herkes bunun statlarda dövüşen, sövüp sayan, birbirine döner bıçaklarıyla saldıranları kapsayacağını düşündü. Kerli ferli yöneticilere, futbolun ağalarına kimse dokunamazdı. Ama dokundu! Şike iddiasıyla gözaltına alındı birçok kişi. Hala yürürlükte olan yasaya göre teşvik ve şikeye karışanlar 4 yıldan 12 yıla kadar, işlenen fiil başına hapis yatacak. Yeni yasa önerisinde bu süre 1 yıldan 3 yıla kadar indirildi. Ve de tek bir ceza bütün girişimleri kapsayacak! Sövüp sayanın cezasıysa 3 aydan 1 yıla indirilecek. TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar var olan yasanın uygulanması gerektiğini söylemişti birçok ortamda. Ama Aydınlar, mehter takımı gibi hep bir ileri iki geri adım attığından, hangi lafını ciddiye alacaksınız bilemiyorsunuz. Uzun lafın kısası bu yasa başta Aziz Yıldırım olmak üzere birçok yöneticinin serbest kalmasını sağlayacaktır. Ha bir daha yönetici olamayacakmış şike yaptıkları belirlenenler. Vah vah vah; bir de olsalardı yahu! Bu kadar gülmeyin Sayın Babacan! Cannes’da yapılan OECD toplantısı sırasında gerek Tayyip Bey gerekse de Ali Babacan Bey’in yüzleri gülüyormuş. OECD Genel Sekreteri yanlarına gelerek Ali Bey’in kulağına fısıldamış: “Burada sizin dışınızda 19 lider var. Hiçbiri gülmüyor, sadece siz gülüyorsunuz. Ben Sayın Başbakan’a da söyledim. Başbakanlar toplantısında da tek gülümseyen oydu. Biraz bu acıyı paylaşır, gülümsemezseniz iyi olur.” Ee bu biraz etme bulma dünyası! Gene aklıma Rahmetli Turgut Özal’ı 1 milyon dolar için kapısında dört saat bekleten Lüksemburg maliye bakanı geldi. Çok değil, otuz yıl önce Türkiye yangınlardaydı, OECD yardım paketi hazırlıyordu bizim için. Yüzümüz on karış asık, OECD üyelerininse tuzları kuru, bir yandan bizimkilere kaç para hibe edeceklerini tartışıyor bir yandan çıkacakları tatilde nerelere gideceklerini konuşuyorlardı. Bugünse Avrupa yangınlarda: İtalya’yla Yunanistan’ı teknokratlar yönetiyor. Sırada İspanya, Portekiz hatta Fransa bile olabilir. Almanya dışında euro bölgesinin hali içler acısı. İskambil kağıdından yapılmış evler gibi sallanıyor birçok ülke. Ali Babacan’ın şu söyledikleri bile, nerden nereye geldiğimizin çok önemli bir göstergesi değil mi: “AB’yle ilgili ne yazık ki, nasihattan başka yapacak birşeyimiz yok. Doğruları anlatıyoruz, anlatıyoruz, tekrar anlatıyoruz. Korkarım ki çok ciddi bir sarsıntı geçirmeden, köklü bir tedbir almakta Avrupa’lılar isteksiz davranacaklar!” Ne kadar da bize zamanında söylenen laflara benziyor, bilemezsiniz!
<< Önceki Haber Aziz Yıldırım'ı kurtarma yasası mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER