Bundan 20 gün kadar önce bir ihbar gelmiş Ankara Emniyetine. Bülent Arınç’a suikast hazırlığı var! Çukurambar’daki evi 24 saat süreyle sivil polisler, kimi simitçi kılığında, kimi boyacı, kimi hurdacı, kuşatma altına almış. İhbarda adı geçen bazı kişilerin 10 araç kiraladığını ve Arınç’ın oturduğu sokakta keşif yaptığını saptamış “simitçi, hurdacı, boyacı”! Geçtiğimiz cumartesi akşamı, bu kiralık araçlar, hepten eve doğru yönelince, Emniyet düğmeye basmış. Polis bunlardan birini durdurmuş. Topçu İstihkam Binbaşı İbrahim G. elindeki kağıdı ağzına atıp afiyetle yemeğe çalışırken, polisler kağıdı ağzından çıkarmış. Kağıtta, Arınç’ın evinin ayrıntılı bir krokisi varmış. Bundan sonrası malum. Soruşturma sürüyor; evlerde aramalar yapılıyor. Hatırlarsınız, Jandarma eski Komutanı Şener Eruygur da, 2007 yılında Bülent Arınç’ın annesinin Manisa’daki evini aratmıştı! Dönemin Manisa İl Jandarma Alay Komutanı Albay Erdal Sarızeybek, Ya Gazi Paşa Duyarsa adlı kitabında olaydan söz etmiş, kimi evlerde irticai faaliyetler yapıldığı istihbaratı çerçevesinde harekete geçtiklerini belirtmişti. “Evlerden biri Bülent Arınç’ın annesinindi. Arama izini için mahkemeye baş vurduk. Bekleme sırasında Bülent Arınç telefonla aradı; ilk gün telefona çıkmadım. Orgeneral Şener Eruygur, konuyla çok yakından ilgileniyordu. Arama olmasa da, Arınç’ın annesinin evinin çevresinden ayrılmamazı emretti!” Şimdi 2007’deki bu olayla, suikast girişimi arasında ne bağlantı var? Ben var demiyorum. Ama hani, biz basın olarak asimetrik savaş yapıyoruz ya, onun için hatırlatayım dedim! Bu kişilerin asker mi sivil mi olduğu yolundaki sorulara Bakan Cemil Çiçek: “Bu tür ayırımlara girmeye gerek yok. Suç işleme noktasında kimsenin önceliği olamaz!” demiş. Çiçek’in bu lafı doğru doğru olmasına da, Orge neral Başbuğ’un, Oruç Reis gemisinde düzenlediği basın toplantısında, “basın asimetrik savaş uyguluyor” lafını unutuyor. Şimdi, bu iki subay, suikast ihbarı, ağıza tıkılan kroki... Bunlar da mı basının uyguladığı asimetrik savaş tezgahına giriyor acaba? Ben kimsenin, hele basının TSK’ya karşı asimetrik savaş falan uygulamadığını çok iyi biliyorum da, öyle, laf olsun diye sordum işte! ‘EMİNE AYNA’YA ALLAH AKIL FİKİR VERSİN’ Demokratik açılımla ilgili, baştan beri, kalın kalın dalgasını geçiyordu Emine Ayna; kapatılan DTP’nin en sinirli milletvekili. Bülent Arınç, “...hele bir kadın var içlerinde, kahkaha atarak ‘açılım istemiyoruz!’ dedi. Çok garip bir yaratık. Allah akıl fikir versin!” demiş Emine Hanım’la ilgili. Demokratik açılım sürecinde ne CHP ne de MHP yardımcı oldu hükümete. Bildiğimiz, ta İsmet İnönü geleneğine dayanan, kuru muhalefet yaptı. Yapabilir. En doğal hakkıdır. MHP’nin tabii, CHP’nin değil. Çünkü demokrasi açılımıyla ilgili söylemlerin bir çoğu, dil pelesenki olmuştu başta Deniz Baykal olmak üzere bir çok CHP sözcüsüne yıllar boyu. Ama açılıma en büyük darbeyi DTP vurdu. Ahmet Türk, biraz da Aysel Tuğluk direndi Ayna ve arkadaşlarının “dağa çıkarız” gibisinden söylemlerine. Yahu millet kolları sıvamış, açılım için uğraşıyor, yüz kiloluk Emine Ayna, oflaya poflaya dağa tırmanmaktan söz ediyor! Eğer, ne yazık ki kapatılan DTP’nin eş başkanı, birazcık olsun Ahmet Türk’e uysaydı, İmralı’nın ağzından her çıkan lafı papağan gibi tekrarlamasaydı, ne DTP kapanırdı ne de açılım engebeli arazide böylesine ağır aksak giderdi!