Hayret verici skor tabelasına bakmadan öncesini anlatalım. Yoğun yağış altında, futbolun su götürmez gerçeği bir kez daha anlaşıldı:
Çok adamla
savunma, savunmanın... Çok adamla hücum da hücumun garantisi değildir!
Takımda denge,
dayanışma, yardımlaşma,
disiplin ve sık sık başvurduğunuz yaratıcılık da yoksa...
Ne golü önleyebilirsiniz, ne de golü bulabilirsiniz!
Ev sahibi savunmada
Beşiktaş’ı ceza alanına sokmadı, doğru dürüst bir pozisyon vermedi. Hemen hemen şut attırmadı. Orta alanda N’Diaye, Adem dinamo gibi çalıştılar. Turgay, hücum planlamasının en etkili ustasıydı.
Beşiktaş, asıl karakteri savunma olan 7 adamla başladı oyuna. Hayret, bunların üçü (
Sivok,
Sidnei ve Egemen) stoper olarak tanıdığımız arkadaşlardı.
Ama golü yiyen de Beşiktaş oldu.
Bangura’nın Rüştü’den dönen topu İbrahim’le birlikte “kafalaması”, tecrübeli kalecinin klasına yakışmayacak bir talihsizlikti..
Bangura, 25’de kırmızı kartla oyun dışı... Bu yıl kırmızılar çabuk ve anlamsız biçimde peşpeşe geliyor. Bazen
hakem yanlışı bazen de
futbolcu çılgınlığı... Dünkü ilk kırmızı, çılgınlık örneğiydi.
Beşiktaş, rakibi eksilince fırsatı gole çevirmeyi düşündü
doğal olarak.
Carvalhal beş dakika sonra sarı kartlı Egemen’i çıkarıp Mustafa Pektemek’i sürdü oyuna...
...Ve anlaşıldı ki hücumcuları çoğaltarak da aradığınızı bulamıyordunuz.
Evet, Beşiktaş baskılı oynuyor, topa daha çok sahip oluyor ve golü arıyordu ama bu oyunda umut yoktu.
Fernandes,
Quaresma, Simao ve Edu çok kötü günlerini yaşıyorlardı Maccabi maçında döktüren sanki onlar değildi. Bu arada Ekrem’in halini de hiç beğenmedik. Tüm hamlelerinde zamanlama hatası yaptı. İkili mücadeleleri kaybetti. Carvalhal, acaba Portekizce bilmiyor diye mi Hilbert’i yok sayıyor?
Beşiktaş elbette büyük
ikramiyeyi buldu Bursa’da... Bu oyunla bu piyangoda amortiden fazlasını kazanamaz aslında.
Gelelim Quaresma’ya... Klasına, yeteneklerine eyvallah ! Ama egosuna itirazımız var.
Bu egoyla çalımda ölçüyü kaçırıp topu kaybediyor. Bu oyunda pas yerine şutu
tercih edip pozisyonu öldürüyor.
... Ve dünkü gibi egosunu yenemediği için rakibine faul yapıp ikinci sarıdan kırmızı ile ödüllendiriliyor (!)
Kimbilir, belki de hayırlı oldu (!)
İsmail’in iki asistiyle gelen Sivok ve
Holosko gollerine
şapka çıkarılır.
Ama bu oyun güven veriyor mu? Sanmıyorum.
Son soru: İstanbul’da bırakılan
Guti, Bursa’ya getirilenlerden daha mı kötü?