Geçen hafta
Metropoll Araştırma Şirketi ilginç bir araştırma yayınladı.
CHP ve
Baykal'a yöneltmişti araştırma merceğini.
Deneklerin yüzde 62'si; Baykal'ın istifasını "olması gereken" olarak tanımlıyor. Yüzde 64'ü "Baykal geri dönmesin" diyor. "Baykal'ın istifası en çok kime fayda sağlar" sorusuna verilen
yanıtlarda ilk sırayı "CHP'ye fayda sağlar" şıkkı yer alıyor. Nitekim deneklerin yüzde 51'i
Deniz Baykal olmaması halinde CHP'nin oylarının artacağını düşünüyor.
Aklıselim bu...
Açık iki husus var:
1. Baykal'ın siyasetin ve sosyal demokrasinin önündeki tıkayıcı işlevi artık sadece muhaliflerinin değil, CHP'lilerin kanısı olmuş durumda.
2. Baykal'ın istifası, yaptığı manevralar ne olursa olsun, bizzat CHP'li
seçmen tarafından, sosyal demokratlar tarafından bir değişim vesilesi olarak görülüyor.
Vesile ne olursa olsun, zaman gelince hüküm de geliyor.
Tarih ve
Türkiye Baykal'ı
tasfiye ediyor...
Kaset skandalıyla ve Baykal'ın istifasıyla ilgili ilk sıcak yorumda, "Baykal devri bizce kapanmıştır. Bu Baykal'ın siyaseti bırakacağı anlamına gelmez. Geri dönsün ya da dönmesin Baykal
defteri kapanmıştır..." demiştik...
Çark bu istikamette dönüyor.
Kılıçdaroğlu dün kurultayda genel başkan
adayı olacağını açıkladı.
Açıklamayla birlikte hemen önemli bir
destek buldu.
CHP Genel Sekreteri
Önder Sav dahi, CHP Genel Başkanlığı'na aday olduğunu açıklayan
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini belirterek, Deniz Baykal'ın aday olması durumunda da bu kararının değişmeyeceğini söyledi.
Bundan sonra Baykal'ın
küçük manevralarının sonuç vereceğini hiç sanmıyoruz...
Elbet bir yanda bu manevraları mümkün kılan Baykal'ın dizayn ettiği şahsileştirdiği bir parti teşkilatı var.
Ancak unutmamak gerekir ki teşkilatta önünün tıkandığını hisseden Baykal'ın gidişinden memnunluk duyan bir kesim de bulunuyor. Bunların bir kısmı partinin muhtemel lider kadrosu arasında olmaya hevesleniyor. Kılıçdaroğlu'nun adaylığını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Diğer taraftan sözünü etiğimiz kamuoyu araştırmasının da ortaya koyduğu gibi Baykal'ın gidişini bir yenilenme vesilesi olarak gören bir dış çekirdek var. Sadece seçmenlerden söz etmiyoruz. Eski CHP, SHP'li ağır toplar bunlar arasında yer alıyor.
Baykal bunlara rağmen geri
döner mi?
Bu koşullarda Baykal'ın geri dönme hamlesi yapması akılcı olmaz...
Ancak
iktidarın ve iktidar alışkanlığının baş döndürücü olduğunu, zaman zaman akılcı davranmayı engellediği söylenebilir.
Baykal bu ruh haliyle geri dönmeye kalkarsa ya da parti içinden eline çekmezse ne olur?
Yanıt çok açıktır: CHP bölünür...
Bu durum solun uzun bir süre daha siyasi hayatımızın dışında kalması anlamına gelir.
Ve Baykal'ın gerek partisine gerek ülkeye verdiği zararların listesi biraz daha kabarır.
İşin ciddi yönü bu...
Pazar günü
Fenerbahçe maçını seyretmek üzere Saraçoğlu'ndaydım. Hemen yanı başımızdaki locada en önde iki yaşlıca adam oturuyordu.
Eski
Kara Kuvvetleri Komutanı
emekli Org. Atilla Ateş ile eski MGK Genel Sekreteri emekli org. Ahmet Çörekçi idi bunlar. Kafa kafaya maç seyrediyor, maç yorumluyor, heyecanlanıyorlardı, yer değiştiriyor, uğur yapıyor, telaşlı, biraz Muppet Show havasında...
Askerler bile emekli olup maç seyrediyor...
Baykal'ın bu konuda da onları örnek alması gerekmez mi sizce?