Değerli dostumuz, büyüğümüz, ağabeyimiz, düşüncedaşımız bazen seviyeli karşıtımız sevgili Ali Saydam davet etti, emir büyük yerden olunca, kalktım gittim. Nereye?
İstanbul Kültür Üniversitesi'nin akademik kapsamda 100'ü aşkın kitap basmış, İKÜ Yayınevi'nin "
Tiyatro Açılımı" isimli 12'nci kitabının 1. Feriye Lokantası'nda düzenlenen
kutlama yemeğine...
Güzel bir öğle yemeği oldu.
Basın ve kültür-sanat camiasının değerli isimleriyle hoşça zaman geçirdik.
İstanbul Kültür Üniversitesi adından gelen bir motivasyonla son dönemde "kültür-sanat" ağırlıklı pozisyonlama yapıyor.
Bu nedenle de Türk Tiyatrosu'nun duayenlerinden Yıldız Kenter, Kenan
Işık ve
Ali Poyrazoğlu'nun Refik Erduran moderatörlüğünde Tiyatro Buluşmaları söyleşisi yapmış. İşte bu kitap bu söyleşinin notları...
Açıkçası o kadar fazla "düşük kültür" ürününe maruz kalıyoruz ki böylesine "yüksek kültür" ürünlerine değer veren olunca içi neşe doluyor insanın. Bu nedenle bir tiyatro aşığı olarak kuşkusuz ben de neşe doldum...
Mütevelli Heyeti Başkanı Dr.
Bahar Akıngüç Günver, "Tiyatroyu destekleyen ve yeni nesillere ulaşmasını sağlayacak adımlar atmaya devam edeceğiz" dedi.
Rektör Prof. Dr. Dursun Koçer ise "Cüneyt Gökçer'in adıyla düzenlediğimiz Tiyatro Festivali'yle üniversiteli tiyatroseverleri bir araya getireceğiz. İKÜ Yayınevi olarak da Cüneyt Gökçer'in tiyatro yaşamını anlatan bir kitabı baskıya vermeye hazırlanıyoruz" müjdesini verdi.
İKÜ Yayınevi Yönetmeni Refik Erduran ise "Bugün toplumun kanaat önderlerinin bile tiyatronun sıkıcı olduğunu beyan ettiği ortamda bir üniversitenin tiyatroyu desteklemeyi kendine iş edinmesi çok değerli bir çaba" diyerek içinde büyüttüğü isyanı dile getirdi.
Yemeğin diğer katılımcıları Yıldız Kenter,
Kenan Işık ve Ali Poyrazoğlu, Prof. Dr.
Erdal Atabek, Perihan Çakıroğlu, Sayım Çınar, Hakkı
Devrim,
Atilla Dorsay, Prof. Dr.
Selçuk Erez, Doğan Hızlan, Günseli Özen Ocakoğlu, Zeynep Oral, Ali Saydam,
Cengiz Semercioğlu ve Umur Talu'ydu.
Bu sayede ilk kez
Hakkı Devrim'le yakın temasa geçmek nasip oldu. Bildiğiniz üzere bir süre önce epeyce bir atışmış, hatta
hakaret davalarına varan bir seviyeli ilişki yaşamıştık. Hakkı Bey'in aynı durumu yaşadığım bazıları gibi gergin, suratsız,
soğuk olacağını tahmin ediyordum. Değilmiş. Son derece medeni bir insanmış. Çok takdir ettim. Sanırım bu yüzden de "üstatlığı" hak ediyor. Onun bu durumu çoğu meslektaşa
kapak olmalı...
Atışabiliriz, söz düelloları yapabiliriz, hatta işi hakaret boyutlarına bile vardırabiliriz ama medeni olmak karşı karşıya gelince en azından düşmanca tutum takınmamak işin esası... "Yüksek kültüre" gerçekten değer verenler günün sonunda daha medeni davranıyor olabilirler mi? Tiyatroya, sanatın diğer dallarına üniversitenin sahip çıkması bu yüzden önemli olabilir mi?
Olabilir! Bu nedenle sanata, kültüre, bilime değer verdiği kadar değer veren herkesi ve her üniversiteyi kutluyorum.
Çekirgelik
"
Sanat yanınıza kâr kalabilen her şeydir." J. Cage