Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ü 367 tartışmalarından bu yana
destekliyorum. Cumhurbaşkanı olması gerektiği konusunda da çok sayıda yazı yazdım.
Kürt sorununun çözümü konusunda da söylediklerini ve yaptıklarını takdir ediyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Gece gündüz çözüm için çalışıyorum" demiş. Bu konuda da samimi olduğundan eminim.
Ancak sanırım Cumhurbaşkanı'nın bir "takip" sorunu var. Ya da ekibinin. Başlattığı projelerin sonuçlarını takip eden yok.
Üç yıl önce anımsarsanız
trafik kazalarını azaltmaya yönelik "10 Bin
Hayat" projesine destek vermiş ve kazaların azaltılması çalışmalarını himayesine almıştı.
Aradan üç yıl geçti
Türkiye kazaları azaltma konusunda
arpa boyu yol gidemedi. Hâlâ "
Kürt sorunu"nun aldığı candan daha fazlasını yollarda veriyoruz. Üstelik elimizden kayıp giden milli varlığın haddi hesabı yok.
Sağlık kurumlarının
beyin cerrahisi bölümleri trafik kazalarında yaralanan hastaları
tedavi etmekle uğraşıyorlar. Bu açıdan baktığınızda da trafik kazaları aslında koruyucu sağlık sorunu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den ricam Devlet Denetleme
Kurulu'nu trafik kazalarının niye önlenemediğini ortaya çıkarmak üzere görevlendirmesi.
Eğer görevlendirirse kurula ilk önerim şu olur: Lütfen trafik kazası yapanların sürücü yaşlarını,
araç markalarını, araç yaşlarını ve de kaza nedenlerinin bu değişkenlere göre yıllara göre dağılımını öğrenmek isteyin!
Bulamazlar. Bulunmadığı için de trafik kazalarına yönelik bilimsel çözüm önerileri geliştirilemez.
Cumhurbaşkanı trafik kazalarını çözmek istiyorsa önce
Devlet Denetleme Kurulu'nu trafik istatistiklerinin niye bu kadar sağlıksız tutulduğunu saptamak için görevlendirmesi şart!
Olur mu? Eğer Devlet Denetleme Kurulu bir sınav hırsızlığını ortaya çıkarmak için görevlendiriliyorsa, yılda 10 bin kişinin ölümüne yol açan trafik kazalarını çözmek için neden görevlendirilmesin!
Bir bu eksikti
KPSS bilgi ölçen bir sınav. İnsanları bu sınava göre alttan üste sıralıyorsunuz, daha sonra da bu sıralamaya göre işe alıyorsunuz.
Sorum şu: Bir öğretmende, laboratuvar şefinde, bir teknikerde sadece önemli olan şey bilgi mi?
Asla.
Kişilik özellikleri, iç motivasyon, davranış kalıpları. Bunlar da bir insanın iş yerindeki performansını etkileten kriterler.
Performans mı?
Kim takar kamuda performansı. Kimse takmadığı için de böyle numaradan yığınlara "bilgi" yarışmaları düzenler, yığınların umudunu "tek ölçüte, sınav sonucuna" bağlar, KPSS'yi uygulamada adeta "Var Mısın Yok Musun" yarışmasına dönüştürür, sonra da sınav sorularını çaldırıp işi Devlet Denetleme Kurulu'na kadar getiririz.
İşte size başka bir arabesk yavşaklığımız!
Kamu Personeli
Seçme Sınavı ve karşısında onca devletin denetlenecek şeyi varken harekete geçen Devlet Denetleme Kurulu!
Bu kurul benim anımsadığım yine böyle bir popüler konuda "ratingler" konusunda inceleme başlatmıştı, ben de görüş vermiştim. AGB dahil her şey eski hamam eski tas devam ediyor. Umarım KPSS işi de böyle sonuçsuz kalmaz!
Çekirgelik
Zamanın mahvetmeyeceği bir şey yoktur. (HORATİUS)