Yıl 1998
İstanbul...
Yeni bir dijital
platformun yayına geçeceği söyleniyor. O sırada maç yayınları
Uzanlar'ın
Star Digital'inde...
Uzanlar her işlerinde olduğu gibi maç yayını konusunda da abonelerine dünyayı dar ediyor. Bir kere abone oldun mu geri çıkamıyorsun, çıksan paranı vermiyorlar. Kafalarına göre
fiyatlama yapıyor, çaktırmadan zam yapıp
kredi kartından çekiyorlar, kimsenin haberi olmuyor. Bildiğiniz Uzan pislikleri yani...
O dönemde henüz
tüketici yasaları da istenen düzeyde olmadığı için maç fanatikleri "tecavüze uğruyoruz hiç olmazsa zevk alalım" ruh halinde küfrede küfrede maçlarını izliyorlar.
O zaman
Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ndeyim. Bir gün
telefon geldi.
Çukurova Grubu'ndan yeni dijital platform projesinin yöneticisi benimle görüşmek istemiş.
Bir hafta sonra buluştuk.
Pazarlama araştırması ve stratejileri konusunda danışmanlık istediklerini söyledi. El sıkıştık.
Kuruluş döneminde bir buçuk yıl
Digiturk'e danışmanlık yaptım ve o dönemdeki pazarlama
politikaları konusunda yol gösterdim.
O gün altını çizdiğim en önemli konu Uzanlar'ın tüketici terörüne karşı bir pozisyonlaşma yapılması gerektiği idi. Özellikle de abonelerle yıllık
sözleşme değil aylık sözleşme olmasının gerekliliğini savundum. Kabul ettirdim de... Digiturk bu pozisyonlaşması ile fark yarattı, başarılı oldu.
Nitekim o günden bugüne kadar da Digiturk zamanın çoğunda müşteri odaklı bir pazarlama politikası izlemiş, her abone istediği zaman üyelikten ayrılmış, kimseyi de kazıklayan bir politika izlememiştir.
İki gün önce Digiturk'ün "
Play off maçları ayrı fiyat" diyen reklamını görünce beni bir düşünce aldı, eski günleri anımsadım ve bu konuyu araştırıp yazmaya karar verdim. Ancak
Fatih Altaylı benden önce davranıp aynı konuya değindi ve şöyle yazdı:
"Lig TV'nin play off karşılaşmalarını ligin
doğal bir parçası saymadığını ve ayrıca ücretlendirileceğini, bu fiyatın da 165 lira olduğu söyleniyor.
Yani aylık 41 lira yerine 165 lira play off parası isteniyor. Ama "Digiturk'ten asla ayrılmayacağım" diye bir taahhütname verirseniz o zaman yine 41 lira ödüyorsunuz. Digiturk'ü bu fırsatçılığından ötürü kutluyorum!"
Ayrıca Digiturk'ün bugüne kadar duymadığım tüketici terörüne de yer verdi.
Eğer Digiturk gerçekten play off maçlarını ligin dışında tutup abonesini kazıklamaya çalışırsa, sözü edilen
terörist hareketleri yapıyorsa,
marka özüne, kuruluş ilkelerine ve yürüttüğü müşteri odaklı
satış stratejilerine
ihanet ediyor ve edecek demektir. Yani Digiturk Star Digital dönemine geri dönmektedir. Bu geri dönüş de ilginç bir sinyaldir.
Neyin sinyali mi? Yeni
ihale döneminde bu fırsatçılığın bedelinin ağır olacağının sinyali.
Digiturk yayın ihalelilerini hep alıyorsa bu sadece paranın gücüyle olan bir şey değil. Digiturk'ün tüketicideki "
temiz kağıdı" gelecek ihalelerdeki en büyük destekçisi. Bu kağıdı kimsenin kirletmeye hakkı yok! Kimsenin!
Çekirgelik
Düşünce yalnızca iki uzun gece arasındaki ani bir parlamadır ama o parlama da her şeydir. HENRI POINCARE