Şikeyi önleyen
kanundaki cezaların ağır olduğunu düşünüyorum.
Hatta bu suçtan içeride olanların Aziz
Yıldırım dahil tutuksuz yargılanmaları gerektiğini düşünüyorum.
Ama
TBMM'ye sevk edilen kanunun hızı ve içeriği çok düşündürücü.
Bakan
Suat Kılıç'a bir ay önce sormuştum. O da "Bizden böyle bir
kanun teklifi gitmeyecek" demişti.
Şimdi dört parti anlaşmış resmen
Aziz Yıldırım'ı kurtarıyorlar.
Diyeceksiniz ki Aziz Yıldırım'dan başkaları da var. Zaten hiçbiri için suçlu diyemeyiz.
Doğru. Ama "suçlu olma olasılığı var mı?"
Sizce konu Aziz Yıldırım olmasaydı her şey böyle ışık hızında gerçekleşir miydi?
O
takım, bu takım, şu takım önemli değil.
Ben
adalet istiyorum kardeşim bu ülkede adalet!
Konu
propaganda olunca, konu siyasi suç olunca, konu sözde
örgüt üyeliği olunca, konu irtica, bölücülük,
darbe olunca insanları hapiste çürütelim.
Hatta iki
kuruş çaldı diye isimsiz insanları, iki slogan attı diye isimsiz gençleri yıllarca hapiste süründürelim.
Konu etkili, ünlü bir kişi, hatta bir dost, hatta bizim takım olunca anında toplanıp kurtarmak için
yasa çıkaralım!
Üstelik de üst üste iki kere para çalanı, slogan atanı, iki
karikatür çizeni yüzyıl hapiste yatırıp üst üste yüz kere
şike suçu işleyeni 3 yıl içeride yatıralım.
Biz bu milletvekillerini bu yüzden mi seçiyoruz?
TBMM başka konularda veremediği proaktif tutumu konu şike olunca niye gösteriyor?
Diyelim ki sadece Diyarbakırspor'un Başkanı aynı yasaya göre şike suçundan içeri düşmüştü...
Aynı hızla geçen ve cezayı hafifleten yasaya böyle mi tepki verirdiniz?
Çifte standartlıyız ama hiç olmazsa ikiyüzlü olmayalım.
Çekirgelik
Saf mantıksal düşünce, dünyayı anlamamız için yeterli değildir. Gerçeğe ilişkin tüm bilgiler deneyimle başlar deneyimle biter. Shirley MacLaine