Bu
seçim döneminde şu ana kadar yayınlananlar içinde en başarılı reklam
AK Parti'nin "
Türkü"den uyarladığı reklam.
"Aynı gemide bir bütünüz" mesajı gönülleri titreten, bilinen bir türkü eşliğinde sunuluyor, AK Parti
seçmenini ve diğer seçmeni kalbinden vuruyor.
Televizyon görüntü ve sesin birleşimi demektir. Bu reklamda sesle vuran AK Parti görüntüyü de yapım kalitesini artırarak önem verseymiş ballı ekmek kadayıfı olurmuş. Doğal seçmen kullanmak başka, bu kişileri
doğallıkları ile kullanmak başka, görüntüyle insanları ikna etmek başka bir şey. Fırsat kaçmış! Biz bu reklamı farklı yaratıcılığı nedeniyle ilk beşe aldık.
Mister Burdon mu dediniz!
Turist rehberlerinin ölümüne yol açan
ithal sahte
içki rezaletinde bir kez daha ortaya çıktı ki
marka kullanmak önemli bir şey. Ölüme yol açan viskinin ismi Mister Burdon... Her halinden kaçak olduğu belli. İnternete yazdığınızda adı çıkmıyor. Siz siz olun
yiyecek içecek tüketirken markalı ürünlerden şaşmayın. Marka sizi korur.
Olayın diğer boyutuna gelirsek
Tarım ve
Köyişleri Bakanı
Mehdi Eker dün Hürriyet'ten Vahap Munyar'a şöyle bir açıklama yapmış: "(İthalatçı
firma Jasmin) Evraktaki rakamlarla oynamış. Örneğin bize 1000 adet getireceğini bildirmiş. Biz ona göre numuneler istemişiz. Ancak bildirilen sayının önüne sonradan diyelim 1 eklenmiş. Böylece getirdiği sayı artmış. Bizim kontrolümüz dışına çıkmış..."
"Nasıl yani" oldunuz değil mi? Ben de aynen öyle oldum. Çünkü bence biri
Mehdi Eker'e yalan söylüyor ve olayın gümrükte izinin sürülmesi gerektiği çok açık. Mehdi Eker
ÖSYM Başkanı
Ali Demir gibi "acul" davranmamalı ve önce olayın gerçeğini iyi araştırmalı. İthal edilen ister 1000 olsun ister 11.000, numune "rastgele" seçilirse mutlaka
sahte içki yakalanır. Sonunda fiziki olarak yurda giren 11.000
şişe değil mi? Numune almaya giden hangi öbeğin içinden seçti bunu? 1000 şişe ile 11.000 şişenin kapladığı alanı bilmiyorsa muayene memurluğunda ne işi var.
Bilmem anlatabildim mi? Gümrükten ya da muayene süreçlerinden pis kokular geliyor Sayın Bakan... Hemen açıklama yapmayın bence.
Redman ilginç strateji
Vodafone Redman ile reklam stratejisinde başka bir yola girdi. Sanırım
Şafak Sezer'le de yollarını ayırdı. Hayırlı bir
ayrılık olmuş. Bir süre ara vermenin zamanı gelmişti.
Redman ise hepimizin bildiği Süpermen. Kötüleri cezalandırıp
mağdur durumda olan insanlara
yardım edecek. İlk uygulamada Süpermen'in "uluslararası
ucuz konuşma" üzerine gidip
tüketici bildirgesini pekiştirmeye oynadığını gördük. Vodafone'un global
pazar oyuncusu olma üstünlüğüne vurgu, Süpermen'in "mağdur insanlara yardım özelliğinden" yararlanılıyor.
Uygulamada tek eleştireceğim kısım Süpermen'in seçimine yönelik. Jönümüz biraz daha "süper"men olsa daha iyi olmaz mıydı? Risk ise Vodafone'un yine rakipleri kötü gösterip Süpermen'i onlarla savaştırması... Yani yine saldırganlık pazarlaması.
Yanlış olur. Süpermen stratejisi "mağdur" insanlara yardım ederek daha çok "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" mesajı verirse çok daha başarılı olur. Benden uyarması.
Not: Bu arada da Avea'nın Ata Demirer'le anlaştığı geldi kulağıma.
Erdem Yener nereye gitti ki?
Maxx Royal'e ayıp olmuş
Maxx Royal reklamı izlerken birden fark ettim ki ben Maximoon reklamı izliyormuşum. Ayıp olmuş. Ets'nin milyonlarca dolar yatırdığı Maxx Royal Otel reklamları devam ederken çok benzer bir reklamla yayına girmek farklı bir kategori olsa bile hoş değil. Oysa Maximoon'un reklamları ürünün vaadini göstermesi açısından hiç de kötü reklamlar değil. Dikkat etmek lazım. Günün sonunda sen, ben, bizim oğlan hepimiz aynı gemideyiz.
Özgür Karaçak'tan Özgürce
Dikkat sorun
küçük değil!
Geçtiğimiz cuma günü
Merkez Bankası'nın sistemlerinde yaşanan sorunlardan dolayı EFT (Elektronik Fon Transferi) işlemleri gerçekleştirilemedi. Günlük ortalama 900 milyon TL para transferi gerçekleştiğini düşünürsek yaşanan sıkıntının boyutlarını daha iyi gözümüzde canlandırabiliriz.
Bankalararası Kart Merkezi bir açıklama yaparak, bir
teknik arızanın söz konusu olduğunu ama ödemelerini zamanında yapan kimsenin mağdur olmayacağını belirtti. Merkez yukarıda belirttiğim paranın 110 milyon TL'si
banka ve
kredi kartı ödemelerinden oluştuğu için bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydu.
Ama ödemesini "zamanında alamayanlar"ın ki bu yaklaşık 790 milyon TL, mağduriyeti hakkında ise hiçbir açıklama yapmadı. Hatta özür bile dilemedi. Ayrıca aybaşı olması dolayısıyla bu paranın büyük bölümünün
maaş ödemesi olduğunu da tahmin etmek zor olmasa gerek.
Şimdi bu açıklamanın içindeki "teknik arıza sebebiyle" benim aklım ne yazık ki rahat etmiyor. Teknolojinin bu kadar içinde yaşayan bir adam olarak beni rahatlatacak tek şey gerçekten bu tip konularda uzman ayrı bir devlet biriminin güvenilir başkanından duyacağım açıklamalar olur. Örneğin
Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar Özel Birimi olabilir mesela.
Çünkü siber savaşın bu kadar konuşulduğu zamanlarda, insanlar bir sabah uyandığında banka hesaplarını boş görürse o ülkede çıkacak iç savaşı bastırabilecek bir devlet gücü olabileceğine inanmıyorum.
Reklametre (29
Mayıs-4 Haziran)
En İyi TV
1) Düet (İstikbal)
2) Redman (Vodafone)
3) Sakar (Eti Popkek)
4) Bulaşık (Öztürkcell)
5) Türkü (Ak Parti)