3 çocuk yapana 3+1 dairede yüzde 33 indirim


Yukarıdaki başlığı şaka sanıyorsunuz değil mi? Değil. Cuma günü gazetelerde yer alan Bulut İnşaat'ın reklamının başlığı bu. Reklamlarında, nerede olduğu bilinmeyen dört projesinden ev alan üç çocuklulara %33 indirim yapacağını söylüyor firma. Fotoğraftan anladığım kadarıyla da eğer bir ailenin iki çocuğu varsa, kadın üçüncüye hamileliğini ispatlarsa, firma %33 indirimi şak diye veriyor. Tam böyle mi bilmiyorum ama anladığım bu. Ama ilanda şu şartlar belli değil: Eğer kadın üçüze hamileyse, kadının ya da adamın ilk evliliğinden iki çocuğu varsa, üç çocuk yapacaklarına teminat verirlerse, üçüz yapacaklarına teminat verirlerse, önce ikiz sonra tek yapacaklarına teminat verirlerse, tek çocukları olup, ikiz için hamilelik garantisi verirlerse, diğer çocuklar reşitse ne olacağı belli değil. Bu durumda biri çıkıp reklamı Reklam Kurulu'na şikayet ederse firma 60 bin TL'ye yakın ceza yer haberiniz olsun. Benim firmaya önerim bir doğum kliniğine sponsor olması ve doğumların orada yapılma zorunluluğunun getirilmesi, ne olur ne olmaz ya doğumda çocuğa bir şey oldu, kim takip edecek! Tebrikler Bulut İnşaat, en azından benim dikkatimi çektin. İlk hanımdan iki çocuk var da! Voleybolun tanıtım gücü yüksek Yazılarımı Katar'ın başkenti Doha'dan yazıyorum. Vakıfbank Türk Telekom Bayan Voleybol Takımı, Rabıta Bakü ile Dünya Kulüpler Şampiyonası final maçına çıktı ama ne olduysa oldu çok kötü bir performans göstererek maçı 3-0 kaybetti, dünya ikincisi oldu. Sorun değil çünkü spor ve izleyici arasında oluşan kolektif duygu ilişkisinin içinde yenilgi de var! İşin doğası böyle. Vakıfbank dünya ikincisi oldu ama ne yazık ki artık bu tür dereceler Türk voleybolu için sıradan sayılmaya başladı. Türkiye hem milli takımıyla hem kulüplerdeki başarısıyla dünya voleybol sahalarını sallıyor. Göz dolduruyor. Çok büyük prestij kazanıyor. Geçen sene anımsarsanız aynı şampiyonluğa Fenerbahçe Acıbadem ulaşmıştı. Eğer son yıllardaki öyküye bakarsanız hem erkeklerde hem bayanlarda Türkiye voleybol alanında hem milli takım hem kulüpler düzeyinde iki dünya şampiyonluğu, bir ikincilik, iki de Avrupa şampiyonluğu kazanmış durumda. Gençlerde, yıldızlarda da başarıdan başarıya koşmuş. Dolayısıyla başarılar artık tesadüf değil. Bugüne geldiğimizde dünyanın gerçekten en iyi bayanlar liginin Türkiye'de olduğunu da belirtelim. Bugün Katar'ın bölge turizminde söz sahibi olmak, Dubai ve Abu Dabi'ye fark atmak için milyonlarca dolar akıtıp şampiyonalarını ülkesine çekmeye çalıştığı voleybolun hası Türkiye'de. Avrupa şampiyonu, dünya ikincisi Vakıfbank, dünya şampiyonu Fenerbahçe Üniversal, yılların emekçisi Eczacıbaşı Vitra ve bu sene bu üçlüye yakın transferler yapan Galatasaray Medical Park, Türkiye'nin takımları ve bu takımlar herkesin ülkesinde olmasını istediği rüya takımlar. Kimse artık "Dünyada takım yok, koyunun olmadığı yerde keçiye" falan gibi mesajlar içeren aşağılık kompleksli yazılar yazmasın Türkiye voleybolda Rusya dahil herkesi eze eze yeniyor. Rabıta yenilgisi de yol kazasıydı. Kızlarımızın hedefi şimdiden 2012'de Bakü'de yapılacak olan Avrupa Şampiyonası'nda Rabıta'yı eze eze yenmek. Özeti şudur ki: Voleybol, Voleybol Federasyonu, voleybola sponsor olan markalar bugün olduğundan daha fazla haberi ve devlet desteğini hak ediyor. Artık şu futbol manyaklığını elbirliğiyle bir yana bırakıp gerçekçi olalım ve başarılı olduğumuz spor dallarına odaklanıp buralardan dünyaya "güçlülük" mesajları verelim. Vatandaşlarımızı, futbol dışındaki alanlarda da "vatandaş" oldukları ülkeyle gururlanmalarını sağlayalım. Şaka yaptığımı sanacaksınız ama yapmıyorum, bence voleybol "milli" sporumuz olmalı. Sürekli yenilgilerden her tarafımızın mosmor olduğu spor dalları nasıl milli sporumuz olabilir! Şu andaki başarılarıyla voleybol ata sporumuz olmayı her spor dalından daha fazla hak ediyor. Bir de bu gerçeği medya, biz ve devletin ilgili organları, örneğin Gençlik ve Spor Bakanı sevgili hemşehrim Suat Kılıç anlar ve şimdi verdiğinden daha fazla destek verirse voleybol uçar, gider. Anne tarafından hemşehrim Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da ilgi gösterir, Türkiye'nin tanıtımına voleybolu eklemlerse voleybol Türkiye'nin önemli tanıtım sembolü olur. Kendi adıma bu konuda üzerime düşenleri yapmaya devam edeceğim. Voleyboldaki dünya başarılarımıza katkıda bulunan, Eczacıbaşı ailesinden Ünal Erol Kocabıyık'a, Mehmet Ali Aydınlar'dan Süleyman Kalkan'a, Giovanni Guidetti'den Ze Roberto'ya herkesi kutluyorum. Voleybolda hayat var. Futbolda olmadığı kadar. Katar'ın 20 yılı var Katar'ın başkenti Doha kocaman bir şantiye. Her yerde inşaat var. "Yapay" şehrin gelişimine baktığınızda da Dubai olmasına bir yirmi yıl var, diyorsunuz. İyi bir şehir planlaması yapıldığı belli. Yükselen binalar, oteller, alışveriş merkezleri geleceğin Doha'sının muhteşem bir şehir olacağını müjdeliyor bize. Belli ki Katar'ı yönetenler de son derece vizyoner liderler. Doğru işler yapıp Katar'ı tanıtmak üzere bayanlar dünya şampiyonasını ülkelerine getiriyorlar. Üstelik çok da iyi ev sahipliği yapıyorlar. Katar'da çok beğendiğim yerlerden biri İslam Sanatları Müzesi. Çok da imrendim. Keşke böyle bir müzeyi biz yapsaydık. Müze için yine paraya kıymışlar. Düşünün Boston Massachusetts'teki John F. Kennedy Kütüphanesi, Paris'teki Louvre Piramidi, Dallas'taki Meyerson Symphony Center, Hong Kong'daki Bank of China, Cleveland, Ohio'daki Rock and Roll Hall of Fame ve Kyoto'daki Miho Müzesi ile markalaşmış L.M. Pei'yi mimar olarak seçmişler. Adam da muhteşem bir bina çıkarmış. Leoh Ming Pei, 45.000 metrekarelik bir arazide, denizin üstünde planlamış müzeyi. Müzenin ana binası, kare ve sekizgen formlarını temel alan prizmatik ve kademeli olarak yükselen kum rengi bir blok olarak tasarlanmış müze. Sağlamlık ve basitlik prensiplerine sadık kalan bu formların da Tunus'taki kale mimarisinden ilham aldığı belirtiliyor. İslam Sanatları Müzesi'ni gezerken anladım ki İslami sanatların beslendiği önemli coğrafyalar İran, Türkiye ve Suriye. İznik çinileri müzenin önemli parçalarından. At üzerindeki asker heykeli de 15'nci yüzyılda Türkiye'den müzeye alınmış. Görülesi bir parça. Acaba diyorum bir muhafazakâr işadamı da hani sosyal sorumluluk projesi kapsamında Modern İslam Sanatları Müzesi'ni Türkiye'de kurar mı ki? Keşke kursa.
<< Önceki Haber 3 çocuk yapana 3+1 dairede yüzde 33 indirim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER