Baş
bakan, defalarca uğradı yumurtalı saldırıya.
Hatta Trabzon’da, Erdoğan’a yumurta atan Halkevleri üyesine CHP’li belediyenin iş verdiği ortaya çıktı.
İstanbul Üniversitesi’nde Bakan Nihat Ergün’ün de başına geldi.
Kimler, yumurtalı
demokrasiden nasip almadı ki?...
YÖK Başkanı Özcan’ın
makam aracı da tattı onu, Samsun’da konferans veren
işadamı Ali
Sabancı da...
Daha geçenlerde
Malatya Valisi’ni taşıyan aracın sağ arka camından süzülürken görüldü, yumurtanın sarısı.
Baykal bile, kürsüde konuşurken yumurta yağmuruna tutuldu bir kere, Erzurum’daydı...
İnanmazsınız ama, yumurta akının benim ayakkabımı parlattığı da oldu vaktiyle.
‘İfade özgürlüğü’ denildi, ‘demokratik tepki’ adı verildi, meşru bir proteso biçimi kabul edildi, haklılaştırıldı...
Velhasıl, başkalarına yedirildiğinde hep makbul sayıldı yumurtalı demokrasi.
Ta ki, Van ilimizde sayın Baykal’a bir kez daha ikram edilinceye kadar...
Çok pişmiş geldi,
kabak tadı verdi bu kez.
***
Baykal, her şeyi bir kenara bıraktı, şimdi yumurtalı demokrasiden şikâyet ediyor, yeri göğü inleterek hem de.
Memleketin büyük meselesi oldu birden.
Ama ben, kıvamı ne olursa olsun, başından beri hiç sevmemiştim bu tadı.
İster yumurtalı, ister domatesli olsun; fiziksel tepki
protesto hakkına girmez...
Benim şahsi kanaatim hep böyleydi.
Baykal’ın, çoğu yargıçların ve genelde medyamızın tavrı ise, biraz farklı bu konuda.
Yumurtanın, kimin başında kırıldığına göre değişiyor bakışları.
Başbakan’a açık hava töreninde yumurta atanlar ya savcılıktan, ya mahkemeden serbest bırakılıyor.
BDDK Başkanı
Tevfik Bilgin’e salon toplantısında yumurta sallamak da kabahat olmuyor.
Bürokratın makam aracına yapıştırmaksa, vakayı adiyeden...
Gözaltına alınıp, savcılığa çıkarılmaları bile yadırganıyordu medyamızda.
Baykal’ın başına gelince, masumiyetini kaybetti bu protesto eylemi.
Sevinerek görüyorum ki,
ifade özgürlüğü kapsamından çıktı yumurta atmak; artık hakarete giriyor.
***
Ancak, ısrarla aynı şey olmadığını söylerseniz...
Mesela derseniz ki; “Fakat Baykal,
AK Parti ile polisin kendisine tuzak kurduğunu iddia ediyor”...
Size sadece şu kadarını söylerim;
İyi de, bu parlak fikir, daha evvel kimsenin aklına mı gelmedi sizce?
Üst aramasından geçirilmiş kalabalığa yumurtalı saldırganların sızmasına
komplo diyemez miydi başkaları?
Tevfik Bilgin, o yumurtaların salona nasıl sokulduğunu sorgulayamaz mıydı?
Malatya valisi, güzergâhında
hain bir pusu kurulduğunu öne süremez miydi?
Sonra, yumurta atmak meşru bir ifade biçimi ise, Baykal’ın iddiaları doğru olsa ne yazar?
AK Parti’lilerin, Baykal’a karşı kendilerini ifade etme özgürlüğü yok mu?
Yumurta, domates ya da her ne zerzevatsa, fark etmez...
Kime atıldığına bakılmaksızın, ne ifade hürriyetine girer; ne meşru protesto eylemine, ne de demokratik tepkiye sığar.
Açık bir saldırıdır.
Baykal’a yapıldığında yanlış olan, daha evvel sayısız kere başkalarına da yapıldı.
Nerelerdeydiniz?