Onun bir jeti var


Mustafa Sandal’ın şarkısıydı galiba, kenar mahalle sakinlerinin hissiyatını dile getiriyordu. “Onun bir arabası var, güzel mi güzel! Bastı mı gaza, gider mi gider!...” Boynu bükük, iç geçirerek, özenti ve biraz da kıskançlıkla arkadan bakakalanların şarkısı. Bu nakaratı mırıldanarak içlenenler, yarın öbür gün altlarına bir araba çektiklerinde, arkasından bakanları unutur mu? Alın size, sınıflar arası geçişkenliğin mümkün olduğu serbest pazar toplumlarına has bir paradoks... Aynı zamanda hayallerin bir gün gerçekleşebileceğine dair güçlü bir umut kaynağı... Güzelliği de burada! Bugünün çulsuz garibanı, yarının ‘paraya para demeyen’ yeni zengini olabilir. Herkesin yapabileceğine inanması, daha iyi bir geleceğin mümkün olduğunu bilmesi... Sosyal dinamizm ve rekabet duygusunu kamçılayan budur. Sonuç; toplumun kabuk değiştirip her dem tazelenmesidir; mal ile mülkün aynı ellerde dönüp durmaması, refahın dağılıp yaygınlaşmasıdır. Kısacası, servet ve ikbalin el değiştirmesi iyidir. Öyleyse, neden ‘yeni ikbal sahipleri’ni, ‘yeni zenginler’i kötüleyip aşağılamak siyaset ve medya dilinde prim yapıyor? İki ihtimal var; Bir; çünkü, ‘dünün ikbal sahipleri’, ‘bugünün ikbal sahipleri’nden pek hazzetmiyor. Eşyanın tabiatı, insanın doğası böyle. İki; zenginler, korku pompalıyor. Çünkü, jetleri altlarından gidecek, malikaneleri ellerinden alınacak sanıyorlar. Bence, her iki ihtimal de belli ölçüde geçerli. Ama ikinci şık, hem daha açıklayıcı, hem de bir o kadar yersiz. Sebep, okuma alışkanlığının çok zayıf olması. İddiayla söylüyorum, yeni zenginler listesinde değişen bir şey olmadığından kimse haberdar değil. Özellikle de bol keseden atıp tutanlar, sadece cehalet izhar ediyor. *** Şu sıralar çok popüler bir klişe haline geldi. ‘Servet, el değiştirdi’ diyorlar. Her iktidar kendi zenginlerini üretirmiş. Bu iktidar da öyle yapmış. ‘Doğru mu?’ diye merak edip, Forbes Türkiye dergisinin Mart sayısına kapak yaptığı son zenginler listesine baktım. En zengin 100 Türk, servetlerini geçen yıla nazaran yüzde 55 oranında artırmış. Bu da 31 milyar dolar yapıyor. Dolar milyarderi sayısı, 13’ten 28’e yükselmiş. Ama kriz öncesinde bu sayının 36 olduğuna dikkatinizi çekerim. Toplam varlığı 1 milyar doları geçen 17 aile var. Meşhur hanedanlarımız, mükerrer soyadlarıyla listedeki müstesna konumlarını gene muhafaza etmiş. İlk 10 zenginle son 10 zengin arasındaki dünyalık uçurumu, binde 3 daralmış. Bu kısa özetten sonra, şimdi sıkı durun; En zenginler kulübüne ilk kez girenlerin sayısı 13. 4 kişi de listeye geri dönüş yapmış. Yalnız bu 13 ‘yeni en zengin’, zaten öteden beri imkân sahibi olan bilindik isimler. Torunlar Gıda’nın patronu Aziz Torun ile BİM’den Ahmet Topbaş’ı gördüm listede. Zenginlikleri yeni değil, ‘yandaşlık’ kontenjanından ilk 100’e terfi eden çıkmamış yani. Listede, 6’sı milyarder 24 kadın yer almış. İyice baktım, içlerinde başörtülü birine de henüz rastlayamadım. Bir de ‘Ha gayret’ listesi yapmışlar. Yani gelecek için ‘en’ler arasına girme potansiyeli taşıyanlar. Muhafazakârlardan Boydak ailesinin fertlerini buldum orada fakat... Boydaklar da yılların Boydak’ı, hala ilk 100’e dahil olamamalarına şaşmak gerek. Neredeyse 15 yıldır yükselişlerini konuşup duruyoruz, Anadolu aslanlarının hâlâ esamesi okunmuyor ‘top zenginler’ arasında. Ayrıca listedekilerin yarısı, Ankara ve İstanbul doğumlu. Bilmem anlatabildim mi? *** Hülasası şudur; Kimse telaş etmesin; servet, el mel değiştirmemiş, emin ellerde. Mal da, mülk de yerli yerinde duruyor; SP’li Numan Kurtulmuş rahat olsun. Biz, ‘Onun bir jipi var’ diye orta sınıf esnafla oyalanırken... En tepedekiler, ‘Ya nasip, ya jet’ duasına devam ediyor.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER