Onlarla ilgili bir
ayrılık haberi duymaktan korkarım. Onlardan birisi idi Sabahattin Zaim Hoca. Yoğun bakıma alındığı haberini duyunca içim cız etti.
Ve işte o haber geldi. İnna lillah ve inna ileyhi raciun. Emir Allah'ındır, ama göz yaşarır kalb mahzun olur. Sabahattin Zaim Hoca,
evet büyük bir ilim adamı. Hocaların hocası...
Ama aynı zamanda ve her hali içinde som bir iman adamı. Derin bir mü'min.
İmanla ilmi, misyonu ve cehdi harman etmiş bir büyük yürek.. "İnsana
emek" deyince onun önder kişiliği vardır. En kurak mevsimlerde, en sert kışlarda cidarını delip çıkmak ve burçlara tırmanmak denildiğinde Sabahattin Zaim
yıldız bir örnektir.
Türkiye'yi doğru okuyan, Türkiye'nin
İslam hüviyetinin hayati değerini bilen ve hayatı boyunca hem
yurt içinde hem dünyada onun mimarisini oluşturmaya çalışan bir gelecek inşacısıdır. Hemen tüm oluşlarımızda bir şekilde vardır; fikir üreticisi olarak, planlayıcısı olarak, taş taşıyıcısı olarak, inşa edicisi olarak... Son 50 yıl içinde İslam dünyası veya Türkiye'de bugün meyveleri devşirilen ne varsa, orada Zaim Hoca'nın bir katkısı bulunmaktadır.
Ümidi hiçbir zaman
kalp ikliminden ayırmamış bir gönül insanıdır. -Acaba
dindar kesimlerde bir savrulma mı yaşanıyor?
Kaygı duyulmalı mı?
Onun cevabı hazırdır: -1950'lerde bir cami yapımı için nasıl ter döküldüğü, İlim Yayma Cemiyeti'nin nasıl kurulduğu ve bugün Ramazan'da verilen iftarlarda yaşanan coşku... O geçmişe gider, bugünlere gelir ve hep
ümit üretir çevresindekiler için...
Hep mütebessimdir. Tebessüm onun samimiyet yüklü gözlerinde hep bir sıcak infak halindedir... Hep muhabbet doludur. Hep mütevazıdır Düşünün, iki eli kanda olsa çağrılara
cevap vermeye çalışan bir adanış insanıdır o...
En son,
Gönüllü Eğitimciler Derneği "Aylık bir sohbet için kimi çağırsak" diye sorduğunda "Sabahattin Zaim Hoca'yla buluşturun üyelerinizi mutlaka" demiştim. Benim için, ya da daha genel konuşayım, bir
dergi editörü için, bir
toplumsal kuruluş için, bir misyon yapılanışı için aranacak ya da salık verilecek ilk adresti. Aramışlar, rahatsız olduğu söylenmiş. Korkmuştum. "İki eli kanda"dan öte bir haldi demek ki... İşte bir iki hafta sonra onu ebediyyete uğurlayacağız.
Hazırdı muhakkak. O dünyalarla iç içeydi zaten. O dünyalar, Zaim Hoca'nın içinde hep bir derin sorumluluk duygusu halindeydi. O dünya ile birlikte yaşadı eminim. Ve rahat gitmiştir. Yüzü hâlâ mütebessimdir. Kucaklaşsanız, "Özledik sizi kardeşim" diyecektir. İslam iktisadı üzerine öncü çalışmalar yapmıştır. Herkesin kafası, sosyalizm - kapitalizm hegemonyası altında savrulduğu zamanda, İslam'ın iktisadi hayatla ilgili ölçülerinin hayati değerini seslendirmiştir. İlim ve İslam birlikteliği konusunda ete kemiğe bürünmüş bir semboldür.
Bir ilim adamı olarak, her konuşmasına "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek başlaması, benim için hep, bir
inanç adamının öz-güven örneği olmuştur. "Öksüzlük" duygum, yerinin kolay doldurulamayacak olmasındandır. Çok öğrenci yetiştirmiştir, onların içinden yıldız simalar çıkacaktır. Ama gene de Sabahattin Hoca'yı aradığımız her defasında içimizde derin bir hasret duygusu yaşayacağımızı hissediyorum. Sonsuz rahmet diliyorum, yakınlarıyla birlikte tüm İslam dünyasının başı sağ olsun.
(İşaret yayınları Hoca'nın bugüne kadar yayınlanmış tüm konuşmalarını, makalelerini üç cilt halinde "Türkiye'nin Yirminci Yüzyılı - Toplum, İktisat , Siyaset" başlığı altında topladı, yayınladı. Bu kadirşinaslık örneğini kutluyorum.)