Halk oylaması süreci gerçekten
akıl dışı bir cephe oluşumuna yol açtı. Gerçekten klinik bir vak'a.
Tam bir garabet örneği.
Düşünün bir,
CHP, MHP, BDP aynı çizgide buluşmuş.
Nasıl bir cepheleşme, kim hangi rolü oynuyor, ancak "Burası
Türkiye" denilerek izah edilebilecek bir garabeti seyredeceğiz 12 Eylül'e kadar.
Mesela, CHP retçi.
Garip bir durum. AYM'yi istediği gibi kullanamadı, şimdi genel başkanın dilinden "
Hayırda hayır var" sloganına sığınıyor. Ben, sözlerin içinin boşaltılması noktasında Kılıçdaroğlu'nun rekora doğru gideceğini düşünüyorum.
Otobüsün üstüne çıkmış bağırıyor:
- Bu
Anayasa değişikliğine
evet oyu vermek işsizliği ortadan kaldırır mı?
- Emekliye bir şey getirir mi, köylüye bir şey getirir mi?
Bunları akıl süzgecinden geçirmezseniz, diyecek bir şey yok.
Ama biraz akıl süzgecini devreye sorarsanız, karşı soruyu sormadan edemezsiniz:
- Bu Anayasa değişikliğine hayır oyu vermek işsizliği ortadan kaldırır mı, emekliye köylüye bir şey getirir mi?
CHP, AYM iki maddeyi iptal etseydi, diğer değişikliklere
evet oyu verecekti. Yani onları
halkın yararına bulmuştu. Ama AYM'den beklediği olmadı, şimdi tornistan yapıp akıl dışılığı
politika haline getirdi.
CHP gibi,
İşçi Partisi,
HSYK Başkanvekili,
Yargıtay Başkanı ve
YARSAV da retçi cephede...
Peki, MHP'ye ne oluyor?
Şöyle yapsak:
Devlet Bahçeli veya
Oktay Vural, "retçi" olarak meydana çıkmadan önce, Anadolu'nun her köşesindeki MHP'lilere sorsak, bu Anayasa değişikliğine "Hayır" diyecek bir kişi bulunabilir mi? Niye "Hayır" diyecekler? Bunun mantığı bulunabilir mi?
Bunun mantığını
Oktay Vural bulur.
Sayın Vural için
AK Parti düşmanlığı her tavrı hazmettirecek yeterli bir mantıktır.
Aslında, hatırlayalım, 10'uncu ve 42'nci madde değişikliklerinde, 411 oyun içinde MHP oyları da vardı. Orada AK Parti ile MHP aynı safta yer almıştı. CHP karşıdaydı. Hukuk camiasının CHP yandaşları da karşıdaydı. Onların tamamı, başörtüsü özgürlüğünün önünü kesmek için sıralanmışlardı.
AYM, o maddeleri iptal etti.
Şimdi ne değişti de MHP, CHP ile aynı safta hizaya geliyor?
Ne değişti?
Garabete bakın ki MHP ile BDP de yan yana geliyor.
Buluşma yeri AK Parti karşıtlığı...
MHP halka hayır oyu verdirmek için uğraşacak, BDP halkı sandığa göndermemek için çaba sarf edecek. Nasıl bir
buluşma bu?
MHP için soralım:
Türkiye'ye ne kazandıracak bu?
BDP için soralım:
Kürtler'e ne kazandıracak bu?
Bir MHP sempatizanında hangi heyecan uyandırılacak da, gidip "Hayır" oyu vermesi sağlanacak?
CHP, MHP, BDP ortak miting yapsalar ne şenlikli olurdu değil mi? Şöyle pankartlar mesela:
- Biji Apo. Kahrolsun Apo. Yaşasın Kemalizm!
Çok şenlikli, çok riskli bir buluşma bu.
BDP'nin, boykotunu
PKK ve KCK ile birlikte yürütmesi halinde ki başkası olmayacak Doğu-Güney
doğu'da sıkıntılı durumlar ortaya çıkabilir. Belki de BDP boykot etkinliğini, özerklik çabalarına zemin olarak kullanmak isteyecek. Ama o da bir macera.
Tıpkı MHP'nin kendi oy tabanının aklıyla oynaması gibi, BDP de Kürtler'in aklıyla oynayan bir macera arayışında...
Bölgede biraz
sandık özgürlüğü sağlanabilirse, boykot BDP için hüsran da olabilir. Çünkü
HAK-PAR ve
KADEP gibi diğer Kürt partileri ile birlikte, bölgedeki BDP'den bağımsız meslek kuruluşları, en azından "Yetmez ama evet" yaklaşımı içindeler.
Şimdiden belli ki,
halk oylamasında, akıllara zarar bir "retçi cepheleşme" ile daha sağlıklı bir düzene yöneliş iradesi karşı karşıya gelecek. Halk "Retçi cephe" karşısında aklını koruma sınavı verecek.
Biz aklın ve basiretin kazanmasını, yani Türkiye'nin kazanmasını dileyelim.
Saadet başaracak mı?
Tayyip Erdoğan,
Abdullah Gül,
Bülent Arınç hareketi, Milli Görüş dünyasında bir yenilenme çabasıydı, parti içinde sonuç alınamadı, ayrı parti haline geldi.
Numan Kurtulmuş da bir yenilenme çizgisidir. "Değişmeden yenilenme" diye tanımlansa da böyledir. Parti bunu, Kurtulmuş'un şahsında bunu,
yönetim bünye içinde yapmaya çalışıyor. Ama görülüyor ki sancı var. Ben derim ki parti bunu bünye içindeki sancıyı aşarak başarmalı. Bana göre Saadet çizgisi Türkiye için ihtiyaç. Ama bu ihtiyacı karşılayacak bir kadrolaşma gerçekleşebilirse...
Numan Kurtulmuş'a şans vermek gerekiyor. Yani elini rahatlatmak...