Bir soru ile girelim:
-Sizce tek başına
CHP veya tek başına MHP veya ikili bir
koalisyon olsaydı,
Türkiye'nin önünde bir "stratejik derinlik" muhasebesi, 61
ülke ile vizenin kaldırılması, Türkiye'nin bölgede başat bir aktör, bir özne haline gelmesi mümkün olabilir miydi?
Bu sorunun cevabı, "Söz konusu partilerin gündeminde böyle bir mesele var mı" sorusunun cevabı ile bağlantılıdır.
Bağışlasınlar, ben o gündemi o partilerin önünde göremiyorum.
O vizyon Özal'da vardı, Baykal'da yoktu. Baykal'da yoktu çünkü CHP'nin ufkunda, sırtını böyle bir stratejik derinliğe dayama fikri yoktu.
Kim ne derse desin
AK Parti iktidarı Türkiye'yi, en azından bir bölgesel güç haline getirmenin kanaviçesini örmüştür.
Bu sürecin içinde
Gazze olmak zorundaydı.
Mavi
Marmara olmak zorunda mıydı tartışılabilir. Ama Gazze benzeri duyarlılıklar, bazen böyle "planlanmamış" gerilimlere de yol açabilir.
Türkiye, Irak'ta
Amerika'dan farklı durmak zorundaydı.
Türkiye
İran konusunda Amerika'dan veya ilgili öteki ülkelerden farklı durmak zorundaydı.
Bunlar AK Parti'nin "özgün"
tercihlerinin parçasıdır.
Bu yolun dikenli olması tabiidir. Çünkü bu yol, belki de taa
Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ve yine o kurucu aktörlerin inisiyatifi ile
küçük makyajlarla devam eden "statüko"nun zorlanmasıdır. Gücünüz olur, zorlarsınız, ilişkileri ona göre örer, zorlarsınız, zaman zaman tıkanırsınız, aşmak için yollar ararsınız vs... Kolay değildir ama başarılırsa, Türkiye
sınıf atlar. "Nesne" olmaktan çıkar, "özne" haline gelir.
AK Parti iktidarında Türkiye uzunca bir süre iyi gitti.
Şu sıralar problem var. Çünkü Türkiye,
İsrail'e "Bu yaptığın olmaz" dedi. Bu söz, Amerika'da kafa karıştırdı. Çünkü, İsrail söz konusu olduğunda, bütün stratejik hesapları ve objektif malzemeleri anlamsız kılacak ölçüde Amerika'da kafalar karışıyor. Amerika şu anda, iki müttefikini de kırmak istemiyor, İsrail'in yanlış yaptığını biliyor ama son tahlilde tercihini yine de İsrail'den yana koymak gibi bir çarpık çizgiyi tercih ediyor.
Şu sıra sorsanız İsrail'e "AK Parti olmasın" diyecek.
Amerika'daki
Yahudi lobisi de bunu söyleyecek.
Obama'yı bilmem ama Amerika yönetiminin de böyle söyleyeceği aşikâr.
...
İçeriye gelelim.
AK Parti olmasaydı, Türkiye "
Kürt sorunu"nun çözümünde neredeyse silahtan başka aracı kalmayan bir noktaya gelmiş olurdu. AK Parti, Kürtler'den, kendisini "Kürt partisi" olarak tanımlayan partilerden bile daha fazla oy alarak, Türkiye'ye yeni bir
ümit getirdi. AK Parti bu ümidi boşa çıkarmamak adına, Kürtler'in aidiyet duygusunu yeniden besleyecek adımlar atmaya yöneldi.
Düşünün, bir CHP ya da MHP ya da CHP-MHP iktidarı olsaydı, Türkiye şimdi ne halde olurdu?
Kendisini "Kürt partisi" olarak tanımlayan siyasi kadro ya da
terör örgütü çok daha ayrıştırıcı bir söylemin içine girmez miydi?
Geçmişte bir
Genelkurmay Başkanı'nın, "Bütün orduyu Kandil'e göndersek bile
terör örgütünü bitiremeyiz" dediği bir zamanda, en yeni Genelkurmay Başkanı'nın bile "Terör örgütünü 5 kere yendik, şansı
yardım etti gene toparlandı" dediği bir durum söz konusu. Yani çözüm silahtaysa ve silahı kullananlar "Bu yolla olmaz" diyorlarsa,
siyaset çözüm adına ne yapacaktı? AK Parti, bu konuda Türkiye için bir "imkan"dı. Ve hâlâ bir "imkan"dır ve eğer o "imkan" tükenmişse, Türkiye'nin işi zordur.
.....
AK Parti'nin yaptığı başka işler de var.
Yiğidi öldür hakkını yeme,
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, Cumhurbaşkanı Gül'ün de katkısı ile Türkiye'ye farklı bir soluk taşımışlardır.
Bu kadronun, Türkiye'yi demokratik anlamda dönüştürme iradesi görmezden gelinemez.
Bunu yaptığınızda, içeride de bazı kayalara toslamanız kaçınılmazdır.
"Güç odakları" ifadesi, rahmetli Özal'dan kalmadır. Kurulu düzeni tepe tepe kullananlar için sarf edilmiştir. Kurulu düzeni sorguladığınızda hatta dönüştürmek için adımlar atmaya başladığınızda kıyameti koparırlar.
İçeride de taa başından beri "AK Parti olmasın" diyen güç odakları faaliyet halindedir.
Bir iktidar, bu iç-dış odakları görür, onların birbiriyle ilişkilerine bakar, kıymet-i harbiyelerini değerlendirir, kendini ve ülkesini korumak için gerekli gördüğü adımları atar.
.....
Şu sıralar, daha önce yazdığım şekilde "Birileri Tayyip Erdoğan'ı dövsün" beklentisi içinde, şeytanla bile el ele tutuşacak odakların sesinin fazlasıyla yükseldiği bir dönem.
Şu sıralar, içeride birilerinin, "Bunların ayakları İsrail'e dolandı, Yahudi lobisi bunları iflah etmez" diyerek sevinç nöbetleri geçirdiğini düşünmek yanlış olmaz.
Bence şu anda "AK Parti olmasa..." beklentisi, Türkiye'nin yüceliş hamlesini boğmakla eş anlamlıdır.