Kelepir fiyata kapattığı otelin arsasına inşaat yaptıramadığı için delirip zıvanadan çıkan ve ‘
darbe’ dahil her türlü illegal oluşumu destekleyen adamın büyük gazeteleri, ‘
Ergenekon davası’ konusundaki suskunluğunu koruyor.
Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili yeni bilgiler (Ergenekon-Garih cinayeti bağlantısı) ortaya çıktı.
Sükût devam ediyor.
Büyük gazeteler susuyor, ‘önem’ arzedecek ayrıntıları daha çok
küçük başlıklar altında iç sayfalarda görüyor, ‘yazarları’ da bütün bu rezillikler yaşanmamış gibi yapmayı
tercih ediyor ama ‘küçük gazeteler’ öyle değil...
Küçük gazeteler ve bazı yazarları, ‘
yandaş medya’yla aynı havada...
Nasılsa
tirajları düşük, okuyup ciddiye alan yok, kamuoyu oluşturabilme güçleri de sınırlı...
Ergenekon konusuyla onlar eğleşsin...
Maksat ‘grup
sansür uyguluyor’ demesinler.
Mesela tiraj ve etki olarak küçük kalmış, ve korkarım hep küçük kalacak gazetenin namusu mücessem yazarı şöyle diyordu: ‘
Veli Küçük’ün
Ergenekon davasında her şeyi inkár eden sorgusunu satır satır izliyoruz. Merak ediyorum, Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili ortaya çıkan bilgiler neden basının ilgisini çekmiyor?’
Ben de merak ediyorum.
Üzeyir Garih’in de ortakları arasında bulunduğu Alarko Holding’in eski yöneticilerinden
avukat Mustafa Kasadolu cinayet günü Garih
ailesinin evinin polis giysili kişiler tarafından basıldığını ve Garih’in torununun kaçırıldığını, fidye alındıktan sonra serbest bırakıldığını, sonra torunun ABD’ye gönderildiğini, o günden sonra Türkiye’ye bir daha gelmediğini söylüyor.
Büyük basında ‘tık’ yok...
Peki, Ergenekon sanığı Veli Küçük’ün, Alarko’nun
Azerbaycan ve Rusya’daki yatırımlarındaki pürüzleri ortadan kaldırdığı... Garih’in bu nedenle örgüte para yardımında bulunduğu... Bağışlar çok ciddi rakamlara ulaşınca Garih’in ortağı İshak Alaton’un buna muhalefet ettiği... Anlaşmazlık derinleşince Garih’in Ergenekon’a para yardımını kesme kararı aldığı... Veli Küçük’ün Alarko’ya kurye ile haber gönderdiği... Garih ‘hayır’ cevabı verince üstünün çizildiği iddiaları...
Bu iddialar,
tahta tüfekli mücahitlerin ‘orta oyunu’nu dehşet tablosu içinde sunup, vakayı adiyeden sayılması olayları ‘irtica çıktısı’ olarak gözümüze sokan büyük gazetelerin ilgisini neden çekmiyor?
Aile fotoğrafını yayınlayan zat nerede?
Terbiyesiz adam niçin susuyor?
Ağzı bozuk entelektüel neden hiç ortalarda görünmüyor?
Peki, çapraz sorguya alınan Veli Paşa’nın rahatlığı, zaman zaman
mahkeme heyetini istiskale varan ifadeleri ve cüretli çıkışları?
Bu da mı ilgisini çekmiyor arkadaşların?
Paşa,
JİTEM’in varlığını inkar ediyor, ‘İddianamede ısrarla JİTEM ifadesi kullanılmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı’nın hiçbir zaman böyle bir birimi olmamıştır. JİTEM TSK’ya yapılan bir saldırıdır’ diyor, eski
PKK itirafçısı Abdulkadir
Aygan Paşa’yı yalanlıyor, hatta JİTEM adına düzenlenmiş resmî
maaş bordrosunu faş ediyor, üstelik ortada bu kadar cinayet, bu kadar
faili meçhul, bu kadar kayıp ve ‘asit kuyusu’ iddiaları var, ama CHP’ye yandaşlık yapan medyada dişe dokunur tek satır haber yok...
Ben de Paşa’nın yerinde olsam hiçbir soruya
cevap vermezdim, mahkeme heyetiyle dalgamı geçerdim, iddia makamını aşağılardım...
Paşa bu cesareti, elbette, kamuoyu oluşturabilme gücü yüksek bir kısım medyanın ‘kurgulanmış’ suskunluğundan alıyor...
Bu suskunluğun nedenini merak ediyorsanız,
emekli Oramiral Özden Örnek’e ait darbe günlüklerine bakıverin bir zahmet...
Bakın bakalım, darbeciler kimlerle ne pazarlığına oturmuş...