Galatasaray'da
yönetimle ilgili işler şimdi gerçekten karıştı. Açıkçası bugüne kadar yazılıp söylenenlerin büyük bir bölümü yaşanan süreci takip etmenin gereği olarak ortaya çıkan sıradan gelişmelerin abartılması olarak görülebilirdi.
Ancak İdari ve
Mali Genel
Kurul'da olup bitenlere
savcılık el koyunca, iş gerçekten vahim bir hal almış oldu.
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan
Polat'la dün savcılıkta ifade vermesinden hemen sonra birlikteydik. Polat, öncelikle eşiyle birlikte 15 günlük bir
tatil planladığını ama bunu yapabilme şansının bir kez daha ortadan kalktığını söyledi. Ardından da gelişmelerle ilgili bilgiler verdi.
Hemen şunu söyleyelim: Polat yönetiminin göreve devamı dahil olmak üzere çok değişik durumların doğabileceği bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Bu durum, yönetime
adaylıklarını açıklamış bulunan
Ünal Aysal ile Turgay Kıran'ın çekilebileceği söylentilerini de gündeme getirdi. Konuyla ilgili olarak görüşme imkanı bulduğumuz Kıran'ın çekilebileceği izlenimini edindik.
Olayla ilgili temel sıkıntı İdari ve Mali Genel Kurul'daki
oylama yönteminden kaynaklanıyor. Bilindiği gibi Polat yönetimi, mali açıdan ibra edilmiş, ancak idari yönden geçer not alamamıştı. Bu nedenle de tüzük gereği 1 ay içinde olağanüstü
genel kurula gitmek gerekiyordu.
Oylama sağlıklı değil
Genel kurul sırasında ibra oylamalarının sağlıklı biçimde yapılmadığı yolunda
itirazlar olmuştu. Ancak mali açıdan ibra edilirken yönetimin buna ses çıkarmayıp idari açıdan ibra edilmediğinde itiraz etmesi, tutarsızlık olarak gösterilip genel kurul divanı bu sonucu kesin sayarak tutanağa geçirmişti.
Daha sonra Genel Kurul Divan heyetinden
hukukçu üye Begüm Özkan'ın ilgili tutanağı imzalamayışıyla başlayan süreç, gerçek bir
kaos anlamına geliyordu... Gelişmelerle ilgili olarak Şişli
Cumhuriyet Savcılığı devreye girdi. Önce Begüm Özkan, ardından Başkan
Adnan Polat, Savcı Hasan Bölükbaşı'na ifade verdi.
Gelişmelerle ilgili olarak Başkan Polat, yönetime aday olan Ünal Aysal ve Turgay Kıran'a bilgi verdi. Polat gelişmelerle ilgili olarak
suçlamalarda bulundu. Kendisine karşı son 6 ayda son derece haksız bir kampanyanın yürütüldüğünü söyleyen Polat, "Şimdi bunun sonuçlarına katlansınlar. Biz Galatasaray'a
hizmet için gecemizi gündüzümüze katıp çalışmaktan başka birşey yapmadık. Genel kurulu miting alanına çevirip böyle bir durumun ortaya çıkmasına yol açanlar Galatasaray'a yaptıkları kötülüğü anlamışlar mıdır, kuşkuluyum." diye konuştu.
İnan
Kıraç ve Faruk Süren'e suçlama
Süreçte
İnan Kıraç'ın önemli bir rol oynadığını ileri süren Polat, eski başkanlardan Faruk Süren'in yanı sıra Prof. Dr. Mehmet Helvacı'ya dönük tepkisini de sürdürdü. Polat'ın sitemlerinden
spor basını olarak biz de payımızı aldık. Özellikle Mehmet Helvacı'ya basın olarak hiçbir tepki göstermeyişimizi şaşkınlıkla izlediğini söyledi Polat.
Sarı-Kırmızılı yönetimin olağan toplantısından bir beklenti, gerekli kararların alınarak olağanüstü genel kurul sürecinin yeniden işlerliğe kavuşması yolundaydı. Polat, böyle bir durumun bulunmadığını ve herhangi bir karar alınmasının söz konusu olmadığını açıkladı. O zaman 3 Mayıs'ta
Beyoğlu 2. Asliye Mahkemesi'nde yapılacak ara
duruşma, olağanüstü genel kurul süreciyle ilgili büyük önem kazanmış bulunuyor. Ayrıca Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturması da görmezden gelinebilecek bir durum değil.
Adnan Polat, kulübün kayyuma kalma tehlikesinin bile bulunduğunu ama elbette ki böyle bir duruma meydan vermemek için göreve devam edeceklerini söyledi. Ancak bu da Sarı-Kırmızılı yüreklere su serpecek bir durum değil. Çünkü bu yönetim göreve devam edecekse yeni
teknik direktör ve transferler konusunda çok sıkışık takvim içinde hareket etmek zorunda kalacak.
Polat bütün bu yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak sorumluluğu kabul etme noktasında pek istekli görünmüyor. Mali ve İdari Genel Kurul öncesinde ve hatta orada
seçim tarihi açıklansa bu sorunların hiçbiri yaşanmayabilecekti. Özellikle
Hayri Kozak ve Doğan Hasol bu noktada çok değerli uyarılarda bulundular ama bunlara
kulak asılmadı.
Ayrıca bu kadar yıpranmış bir yönetimin ne yapıp da yeniden başarı yolunu açabileceği de çok ciddi bir soru. Kısacası, bir yandan tarihin en kötü dönemini yaşamanın üzüntüsü içindeki Sarı-Kırmızılı camia öte yandan da bundan çıkış için ilk adımın atılması konusunda çıkan engellerle bunalmış durumda.