Elbette ki bu bir
şaka. Fakat bunu ciddi olarak söyleyecek insanların hiç de az olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Hatta bu kez bir
rekor kırmış olduk, daha göreve gelmeden de
Aydınlar'a bu yolda tepki gösterenler oldu.
Gizlemeye gerek yok, bu şakayı Ankara'da çalışan bir
İngiliz gazeteciden ödünç aldım. Bu kişinin şöyle bir saptaması var: Türkiye'de hangi kişi bir göreve getirilse ertesi gün birileri onun gitmesi gerektiğini söylemeye başlıyor!
Çok
şükür, son yıllarda bu tür saçmalıklardan biraz kurtulduk. Böyle görevlerde belli bir devamlılık sağlanmaya başlandı. O sayede de biraz derlenip toparlanır gibi olduk. Örneğin, ister sevin ister nefret edin, ölçülebilir değerler açısından tarihin en başarılı MHK'sı
Oğuz Sarvan başkanlığındakiydi. Çünkü belli bir devamlılık sayesinde Türk
hakemliği önemli aşama yapabildi. Özellikle Cüneyt Çakır'ın elit hakem oluşu her türlü takdirin üzerinde bir başarıdır.
Sayın
Mehmet Ali Aydınlar elbette ki bu işi en iyi yapabilecek olanlardan biri. Yönetimini ve öteki kurulları oluştururken gösterdiği kişilikli tavır da bunun bir kanıtını oluşturdu. Bundan sonrası için de kendisine ve kurullarına başarılar diliyoruz. Türk futbolu için de hayırlı ve uğurlu olsun.
Doğrusunu isterseniz, herhangi bir federasyondan geçmişte olupbitenlerden daha farklı işler beklemek mantıklı değil. Çünkü nasıl bir ülkede yaşadığımızı unutamayız: Bizim toplumsal yaşamımız ve öteki gelişmeler hep kaotik biçimde oluyor. Yani hemen hiçbir alanda sağlıklı ve düzenli bir ilerleme yoluna giremiyoruz. Sürekli zikzaklar ve anlamsız kavgalarla zaman kaybediyoruz.
Nitekim daha sayın Aydınlar göreve başlamadan Trabzonspor'un aldığı tavır, hemen ardından da Ankaraspor'la ilgili karar 'dakika bir gol iki' diye nitelenebilecek türden gelişmeler oldu... Yabancı
oyuncu sayısı konusunda ağzını bile açmadığı halde medyada adeta bu işin olduğu yolunda bir hava estirilmesi de Aydınlar'ın nasıl bir ortamda görev yapacağının göstergeleridir.
Böyle bir ortamda göreve kimi getirirseniz getirin, bize özgü sorun, sıkıntı ve kavgalar hep gündemde olacaktır. Çünkü biz başka türlü yaşayamıyoruz. Ayrıca, bazı kulüplerin beklentileri son derece sağlıksız hatta utandırıcı. Federasyon'u ele geçirmek amacıyla hareket ettiklerini gizlemeyenler bile var!
Hele MHK'nın nasıl bombardımanlar karşısında kalacağını baştan bildiğimiz için Yusuf Namoğlu dostumuza hayırlı olsundan önce
Allah sabır ve güç versin demeyi bir görev sayıyoruz.
Kulüp yöneticileri kimi zaman kendilerini gülünç duruma düşürmek pahasına hakem konusundaki saçmalıklardan asla vazgeçemiyorlar. Önümüzdeki dönem için de bu yolda herhangi bir umut yok.
Tekrar ediyoruz: Tek
adaylık konusundaki yaklaşımları tatsız hatta faşizan nitelikli bulsak da Aydınlar doğru
seçim. Ancak sayın Özgener'in rahatlıkla seçilebilecek durumdayken bırakıp gitmesine yol açan ortam ve nedenlere dikkat edelim. Onlar değişmedikçe sayın Aydınlar'ın da daha ilk günden zorlanmaya başlayıp belli bir sürede çekip gitme noktasına geleceği açıktır.
Biliyorsunuz, ben de aday olduğumu açıklamıştım ama kimse
kulak asmadı. Eh, kimsenin bir kaybı olmadı çünkü ben de seçilseydim birşey değişmezdi.