Maç öncesi Başkan
Yıldırım Demirören'in konuşmasını izledim.
Federasyon ve
hakemler yerle bir oldular. Bence sayın Demirören hakemi, Federasyon'u bırakıp
takımına baksın.
Devre arası yapılan transferler sonrasında birçok
futbol otoritesi, "
Beşiktaş 17'de 17 yapar" demişlerdi. Ne gariptir ki, daha doğru dürüst galibiyetleri bile yok. Bir tek
Buca maçı. Gerisi hikaye. Tam bir hayal kırıklığı.
Bunun baş sorumlusu, tabii ki kendini bir şey zanneden üstün insan
Schuster. Takımının dün
akşam ortaya koyduğu futbola bakalım ne diyecek? Beşiktaş'ın dün gece ürettiği futbol tam 1960
model. Aslında hata yapıyoruz. 1960 da değil. Adeta 1940'ların futbolu. Topla
kavga eden birçok
oyuncu var sahada. Dolduruyorlar, şişiriyorlar,
Almeida ya da Nobre çıkıp kafayı vururlarsa ne ala. Sonra defansta da 4 kişi bekleyip rakibine kademe yapmaksızın hele hele markaj hiç yapmaksızın pozisyonları ikram ediyorlar.
BU İŞ SCHUSTER'LE GİTMEZ
Guti ile
Quaresma olmayınca, Beşiktaş tam bir
Anadolu takımı gibi. Kimin ne yaptığı belli değil. Quaresma zaman zaman çok bencil oynasa da şöyle veya böyle takımına katkısı var. Guti ise Beşiktaş'ın olmazsa olmazı. Ama dün ikisi de yoktu. Ve Beşiktaş bizce şampiyonluğun dışında kaldı.
Şimdi
Kiev maçları var. İşleri çok zor. Ama bu takım ne kadar eksiği olursa olsun, böylesine dezorganize oynamamalı.
Yapılacak şey çok basit. Schuster bu takımı anlayamamış. Kafasında bir hücum futbolu kavramı var. Ama ne gariptir ki, Beşiktaş'ın dün gece neredeyse tek bir gol pozisyonu yok. Schuster'li Beşiktaş bu işi götüremeyecek. Böylesine güzelim kadron olacak. Ama hocanın kaprisleri takımı geriye götürecek. İddia ediyorum; Bobo'yu kaprisinden oynatmıyor. Dün gece son yarım saatte de göstermelik sahaya soktu.
Hakem hakem dediler, işte dün gece
aslan gibi bir hakem vardı. Futbolu biraz bilmese oyun başında İ.Toraman'ı da atabilirdi.
Oyun genelinde hiçbir tartışmaya meydan vermeksizin başarılı bir
yönetim gösterdi.