Soru: Bazen arkadaşlarla
halı sahaya giderek top oynuyor, bu sırada güzel sohbetler ediyor, faydalı konuları konuşma fırsatı da bulabiliyoruz.
Çıkarken ise halı sahanın ücretini kimi zaman ortaklaşa ödüyoruz, kimi zaman da yenilen taraf ödüyor. Bazı dostlarımız ise buna
itiraz ediyor, 'Kahvede oynanan oyun sonunda da yenilen taraf çay,
kahve parasını ödüyor, bu da aynı ona benziyor.' diyerek bizi şüpheye düşürüyorlar. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Halı sahada hep birlikte oynadığımız
futbolun sonunda saha kirasını yenilen tarafın ödemesi
kumar sayılabilir mi? Halı sahadaki
sporla, kahvedeki oyun bir tutulabilir mi?
Cevap: Bu yeni konulardan biri olduğundan farklı değerlendirme ve yorumlar yapılabilir. Ben görüşlerine değer verdiğim Hayreddin
Karaman hocaefendinin yorumunun bir özetini arz etmek istiyorum bu konuda. Farklı yorum sahiplerine de saygımızı koruyarak tabii..
Kumar hakkında bilgi verdikten sonra halı sahadaki futbola ait yorumlarını şöyle ifade ediyor Hayreddin hocaefendi:
"-Halı sahada futbol oynamaktan maksat, kumar yoluyla para kazanmak değildir; yani futbol kumar değildir, futbol oynayanlar ortaya para koyarak yenenin buna sahip olmasını amaçlamıyorlar. Ancak parasız halı sahalar bulunmadığı için oyun süresince sahanın kiralanması gerekiyor. Bu kiranın bedeli şu şekillerde ödenebilir: a)
Taraflar eşit olarak öderler, b) Taraflardan başkası öder, c) Sırayla öderler, d) Yenilen taraf öder!. Yalnızca bu son şekilde ödeme yapıldığında bir kumar şüphesinden söz edilebilir. Bize göre bu da kumara girmez; çünkü bu durumda yenen taraf bir mal veya para kazanmıyor, yenen
takım ile beraber yenilen takım da menfaatten istifade ediyor; yani kiralanan ve taraflardan birinin kirasını ödediği sahadan iki taraf da ortak yararlanıyor; halbuki kumarda yalnızca bir taraf kazanır, karşı taraf kaybeder.
Kirayı taraflardan birinin ödemesi, meşrû ve faydalı bir sporu daha iyi yapmayı
teşvik ediyor.
Kahvehanelerde oynanan oyunlar ise faydalı bir spor değildir. Bu oyunlar hiçbir menfaat elde etmeksizin oynandığında bile, ancak bazı ek şartlarla caiz olabilir!. Mesela, müptelâ olmamak, yani bağımlı hale gelmemek, zamanı aşırı derecede israf etmemek, namazı ve gerekli işleri ihmâle sebep olmamak.. gibi..
Bu oyunlar oynanırken de, kâğıt, tavla, bilardo vb. kiralanmaktadır. Kullandıkları bu malzemenin kira bedelini taraflardan biri ödeyebilir. Ama bunun dışında, başkasının içtiği çay ve kahve parasını ödemek kumara girer; yani yenen, içilen çay ve kahve parasını bu oyun sâyesinde kazanmış olan adam, kumar oynamış olur, bu ise câiz olmaz.. Bu farkı fark etmek gerek.
Aslında soruyu şöyle sormak mümkün:
-Futbol
şans oyunları arasına girer mi? Yani kumar sayılır mı?
Cevap: Futbol şans oyunu değildir. Kumar oyunları arasına girmez. Ancak futbol oynanırken birileri ortaya para koyar ve "filân yenerse ona oynayanların, falan yenerse buna oynayanların olsun" diyerek dışarıda böyle bir oyun düzeni kurarlarsa, futbol oynayanlar değil, onların üzerinden, dışarıda para kazanmak isteyenler kumar oynamış olurlar.
Bu da oynanan futbolu kumar haline getirmez, dışarıdan bazı kimseler kendi aralarında kumar oynamış olurlar. Vebal kumar oynayanların kendilerine ait olur.
Gençlerin kötü alışkanlıklar edinmeleri yerine sporla vakitlerini (
bağımlılık haline getirmeden) değerlendirmeleri, zarar değil yarar getirebilir. Bu vesile ile iyi arkadaşlıklar kurup birbirlerini hayra teşvik etmeleri de mümkün olabilir. Yeter ki, spor gibi iradeyi güçlendiren bir meşguliyet, ara verilmez bir alışkanlık haline getirilmesin, helale
haram karıştırma gibi yanlışlar söz konusu olmasın.