SADDAMLA GÖRÜŞEN SON YABANCI

Savaştan 10 gün önce Bağdat'a giderek Saddam'la en son görüşen yabancı.


"Dünya Ticaret Köprüsü" organizasyonuyla 135 ülkeden 2 bin 300 yabancı işadamını İstanbul'a getiren Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) önemli misafirlerinden biri de Rusya eski Başbakanı Yevgeni Primakov idi. İş dünyasına hitap eden bu zirveye Primakov, Rusya Sanayi ve Ticaret Odası başkanı sıfatıyla katıldı. TUSKON toplantısında Türk-Rus ilişkileri üzerine güzel bir konuşma yapan ve bu konuda medyaya demeçler veren Primakov, ziyaret çerçevesinde Türkçeye yeni çevrilen kitabı "Rusların Gözüyle Ortadoğu" kitabının tanıtımını da gerçekleştirdi. Türkiye'den ayrılmadan önce, bu tecrübeli Rus devlet adamıyla baş başa birçok konuyu konuşma fırsatı bulmak heyecan vericiydi. Kiev'de dünyaya gelen 79 yaşındaki Primakov, çok renkli bir şahsiyet. Rusya'da Dış İstihbarat Servisi başkanlığı, dışişleri bakanlığı ve başbakanlık gibi çok önemli görevlerde bulunmuş. Dolayısıyla engin bir devlet tecrübesine sahip. Özellikle Ortadoğu dendiğinde akla gelen isimlerin başında geliyor. Ortadoğu'daki dillerin çoğunu konuşabilen Primakov ile aynı zamanda meslektaş olduğumuzu, kitabını okurken öğrendim. Sovyetler'in ünlü yayın organı Pravda muhabiri olarak bölgede görev yapmış. Bu dönemde gazeteci kimliğiyle devlet başkanları arasında iletişim kurmuş. Mesela, Bağdat ile Irak'ın kuzeyindeki Kürt hareketinin lideri Molla Barzani arasında mekik dokumuş. Kitabına eklediği resimlerde, oğul Barzani ile daha bıyıklarının yeni çıktığı dönemlere dayanan samimi pozları dikkat çekmeyecek gibi değil. Zaten sohbete de Irak'tan başlıyoruz. Primakov, Irak'taki güncel gelişmelerin de uzağında değil. Savaştan 10 gün önce Bağdat'a giderek Saddam'la en son görüşen yabancı. Primakov, bu ziyaretinde Saddam'a Putin'den götürdüğü kritik mesajın içeriğini ve savaşın sürpriz denecek hızda bitişiyle ilgili teorisini anlattı. Putin, savaşı önlemek için Saddam'dan, başkanlığı terk etmesini ve ülkeyi seçime götürmesini istiyordu. Primakov'a göre Saddam'ın bu teklifi reddinde ve savaşın ani bitişinde Amerika'dan Bağdat'a gelen ve herhalde hayatının korunacağını içeren mesajların etkisi vardı. Primakov, Iraklı askerlerin direnişi bırakmasını, Bağdat'a tankların girişini kolaylaştıran köprülerin uçurulmamış olmasını ve yakalandığında Saddam'ın avukatına söylediği, "Beni öldüremezler, ihtiyaçları var." sözlerini de tezine delil olarak görüyordu. Bush'un, neo-conların etkisiyle tek kutuplu dünya projesini kanıtlamak için Irak'a girdiğini düşünen Primakov, Rusya'nın Irak'ın toprak bütünlüğünden yana olduğunu söylüyor ve Kürtlerin ayrılıp ayrılmayacağı konusunda şu ilginç değerlendirmeyi yapıyor: "1966'dan beri Molla Barzani'den başlayarak Kürt liderlerle yakın temastayım. Her görüşmemizde hem baba hem oğul Barzani bana, ayrı devlet değil, Irak içinde otonomi istediklerini söylerdi. Ancak Bush'un politikalarının sonucu olarak, son zamanlarda orta tabaka siyasetçilerde ayrılık düşüncesi gözlüyorum. Ama orada şimdilik her şey liderlerin kontrolünde." Rusya açısından bölgede Türkiye'nin artan etkisinin olumlu olduğunu düşünen Primakov, bölgede istikrar isteyen iki ülkenin çıkarlarının ortak olduğu kanaatinde. "Hangi ülke başbakanları 8 kez bir araya geldi?" diyerek Putin ile Erdoğan arasında kurulan sıcak diyaloğa dikkat çeken Primakov, Türkiye'nin dünyadaki merkezlerden biri olduğu kanaatinde. Sohbetin dikkat çeken bölümlerinden biri, Türkiye'nin başlattığı Ermenistan açılımına Rusya'nın nasıl baktığı idi. Çünkü açıkça söylenmese de birçok insan, Ermenistan'ın Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri normalleştirmesinin Moskova'nın pek lehine olmayacağını düşünüyor. Bu görüşe katılmadığını söyleyen Primakov, Rusya'nın konuya bakışını şöyle özetliyor: "Ermenistan konusu, Türk dış politikasının son açılımlarından biri. Evet, Rusya'nın Erivan'la ilişkileri mükemmel. Ermenistan, Ortak Güvenlik Anlaşması'nın üyesi. Ama bizim Türkiye ile de iyi ilişkilerimiz var. Türk-Ermeni gerilimi bize de zarar veriyor. Azeri-Ermeni sorununun da çözülmesini çok isteriz. Zor olsa da bu mümkündür ve çok çalışıyoruz." Gerçekten bu açılımı Ruslar da destekliyorsa, Kafkaslar'daki dondurulmuş krizin çözülmesi yakın demektir. İnsan, tecrübeli Rus devlet adamı Primakov'u dinlerken, geç de olsa Ankara ile Moskova'nın birbirini hızla anlamaya başladığını görüyor ve yıllardır yan yana yaşanan yabancılığın sona ermesi adına bu duruma seviniyor.
<< Önceki Haber SADDAMLA GÖRÜŞEN SON YABANCI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER