Yayın hayatında 21 yılı geride bırakan Zaman'ın
Avrupa Parlamentosu'nda bir fotoğraf sergisi açma fikri, ilk kez aylar önce İstanbul'daki bir yemekte gündeme gelmişti.
Parlamentonun Liberal Grup Başkanı
Graham Watson, Zaman'ın davetlisi olarak
Türkiye'ye gelmişti.
Medya,
iş dünyası ve
sivil toplumla 3 gün süren yoğun temasların ardından, bir
akşam veda yemeğinde buluşmuştuk.
Konuşulan birçok konu arasında 21. yıl münasebetiyle düzenlenecek etkinlikler de vardı. Avrupa başkentlerinde sergi açma fikri de projeler arasındaydı.
İngiliz siyasetçi, projeye önemli bir
açılım getirdi.
İngiliz gazetelerinden Independent'ın da 20'nci yaşını kutladığını hatırlatan Watson, neden iki muteber gazetenin
Avrupa Parlamentosu'nda birlikte sergi açmayı düşünmediğini sordu. Öneri güzeldi. Independent'ın yayın yönetmeniyle samimi olduğunu ve görüşüp sonucu ileteceğini söyledi. Kısa süre sonra İngiliz gazetesinin etkinliklerini çoktan planladığını öğrenen Watson, Zaman'ın düzenleyeceği sergiye parti olarak ev sahipliği yapabileceği
önerisiyle döndü. Parlamentonun Brüksel'deki Henri Spark binasında bu hafta açılan "Medeniyetlerin Buluştuğu Yer: Türkiye" sergisi işte böyle gerçeğe dönüşmüştü.
Etkinlik birçok açıdan anlamlıydı. Olay, sadece Zaman'ın 21 yılını Avrupa başkentinde kutlaması değildi. Bir kere, ilk kez bir Türk gazetesi, Avrupa Parlamentosu'nda böyle bir etkinliğe
imza atıyordu. Bundan da önemlisi, muhafazakar kimliğiyle öne çıkan Zaman'ın, Avrupalı liberal grup ile bir araya gelişinin taşıdığı anlamdı. Bu
buluşma, şimdiye kadar bu tür temasların uzağında kalmış
Anadolu'nun, Avrupa ile
diyalog kurma teşebbüsüydü. Tek taraflı bir adım olmadığı için bu, Avrupa açısından da anlamlıydı. Çünkü böylece Avrupa, Türkiye'den sadece dar bir elitle ya da azınlıklarla ilişki kurmanın ötesine geçiyordu. Büyük Türkiye'nin en güçlü sesi Zaman'la diyalog kurmak, Edirne'den Kars'a, Kayseri'den Çankaya'ya Türkiye'nin yeni yüzüyle ve Anadolu ile buluşmak anlamına geliyordu.
İlerleme Raporu'nun açıklandığı günün ertesinde, sergi münasebetiyle düzenlenen kokteyle Avrupalı üst düzey siyasetçilerin gösterdiği ilgi de herkesin bu yeni durumun farkında olduğunu gösteriyordu. Nitekim bu tür etkinlikleri izleyenler, ilk kez bu kadar üst düzey bir
katılım gördüğünü ifade ediyordu. Kokteyle katılan Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering, yaptığı güzel konuşmada serginin 2008 Avrupa Kültürlerarası Diyalog Yılı'na iyi bir girizgah olduğunu ifade ediyordu.
Avrupa Komisyonu Genişleme Komiseri
Olli Rehn de sergiyi "çok kıymetli bir kültürel olay" diye nitelerken, "Türkiye'nin AB sürecini yüksek kaliteli bir gazetecilikle izliyor." sözleriyle Zaman'ı alkışlıyordu. Hatta, TodaysZaman'ın o günkü baskısında İlerleme Raporu'nu doğru ve açık şekilde vermesinden de övgüyle bahsediyordu. Tabii eleştirisi de vardı. Mesela fotoğrafları birlikte incelerken, kendisinin de oynadığı Avrupa-Latin
Amerika futbol maçını anlatan karelerde neden sadece Erdoğan'ın gollerine yer verildiğini soruyordu. Türkiye'de bir sergi açarsak, orada kendi gollerini sergileyeceğimizi espriyle söylesem de Rehn şikayetini konuşmasına da taşıdı. Ata sporu ciridi anlatan fotoğrafı merakla incelediğini fark edince, Fin siyasetçi Rehn'e bir Erzurumlu olarak oyunun kurallarını anlatmak da bize düştü. Ayaküstü sohbette İlerleme Raporu'nu, müzakereleri ve Sarkozy'yi konuştuk. Her şeye rağmen iyimser görünüyordu. O da bize Beyaz Saray'daki Erdoğan-
Bush zirvesini ve Irak'a
operasyon ihtimalini soruyordu. Sınırlı bir harekat ihtimalinin doğduğunu söyleyince, orantısız olmamak kaydıyla bunun kendileri açısından da sorun olmayacağını ima ediyordu.
Programa katılan
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve eski
Dışişleri Bakanı
AK Parti Millet
vekili
Yaşar Yakış da sohbete katılınca, konu meşhur TCK 301'inci maddeye kaydı. Rehn, Komisyon olarak bu konuda nasıl sonuç alacaklarını artık bilemediklerini, baskıyı artırmayı da düşürmeyi de denediklerini; ama hiçbirinin işe yaramadığını söylüyordu. Bu sözler üzerine Bakan Şimşek, 22 Temmuz'da halkın reformların sürmesini istediğini, buna uygun hareket edilmesi gerektiğini söylerken; Yakış, madde değişse de yargıçların olumsuz yorumlara devam edebileceğini söylüyordu. Vekil ile
bakanın, Avrupalı yetkilinin önündeki 301 müzakeresini izlemek ilginçti.
Avrupalı misafirlerin fotoğraflar hakkındaki yorumları da dikkat çekiciydi. Bir ziyaretçi, başı açık ve kapalı iki bayanın omuz omuza yürüdüğünü gösteren fotoğraftan etkilenmişti. Bir Avrupalı siyasetçi, Erdoğan ile Büyükanıt'ın birbirlerine tebessüm eden fotoğrafının Türkiye'deki gerilimli asker-sivil ilişkisini yansıtmadığını söylüyordu.
Espri ile
cevap verdik: Gerilim fotoğrafları sıradan, haber değeri taşıyan mütebessim kare. Bir başka konuk ise bir felaket bölgesinde çekilen askeri
araç içindeki
Baykal fotoğrafına bakarken şöyle diyordu: "2007'deki siyasi çizgisi daha iyi anlatılamaz?"
Zaman'ın, Türkiye'yi Avrupa'ya, Avrupa'yı ise Türkiye'ye doğru anlatma çabasının önemi zamanla anlaşılacak.