Başbakan Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Koşaner ile buluşmasının hem erkene alınması hem de Başbakan görüşmeye üç bakanın dahil edilmesi Ankara'da bir heyecan dalgalanmasına yol açtı. Çünkü gündemde hem Silvan soruşturması hem de YAŞ var. Üstelik terörle mücadele konseptinde de radikal değişikliklere gidiliyor. Dolayısıyla dünkü buluşma birkaç açıdan son derece önemliydi. Sızan bilgilere göre toplantı Silvan ağırlıklıydı. Koşaner tarafından 14 şehit verilen baskınla ilgili sunum yapıldığı, ön inceleme raporunun paylaşıldığı bilgisi düştü kulislere. Yine sızan bilgilere göre Karargâh süreçle ilgili ihmal ya da kasıt olmadığı görüşünde. Ama akşam saatlerinde gelen açıklama da gösteriyor ki şüphe duyulan konular var. Ancak gerçekte durum nasıl orası biraz flu. Öncelikle şunu söylemek lazım. Detaylarını haber sayfamızda göreceksiniz. İlk kez Silvan sonrası sivil soruşturma başlatılmıştı. Hantepe'nin, Dağlıca'nın, Aktütün'ün, Heron ya da GATA'daki Kobay Skandalları'nın soruşturmasından hiçbir şeyin çıkmadığını düşünürsek bu önemli bir gelişmeydi. Ancak İçişleri'nden giden müfettişler soruşturma yapmak yerine anlatılanları dinleyip dönmüşler. Bakalım rapor nasıl çıkacak? Oysa çekirdek denebilecek bir kadronun elindeki bilgi hiç de öyle değil. Silvan saldırısında tuhaflıklar var. Kamuoyuyla paylaşılır mı bilemem ama Silvan adeta bir karadelik. Ankara'nın gündemindeki diğer tartışmalı konu ise YAŞ. Malum olduğu üzere İlker Başbuğ'un diretmesi sebebiyle geçen yılki YAŞ toplantıları krize neden olmuştu. Haklarında iddianame düzenlenen veya tutuklu bulunan generallerin terfisinde ısrar eden Başbuğ etkileri bugünde devam eden bir belirsizliğe yol açtı. Bu açıdan bakarsak aslında geçen yılki YAŞ halen bitmiş değil. Şimdi ise daha tartışmalı bir durum var. Şöyle ki; öncelikle geçen yıl hem başbakanın hem de cumhurbaşkanının sürece müdahil olması ve 'haklarında hukuken sıkıntı bulunan isimler terfi edemezler' görüşünde olması TSK'da ciddi rahatsızlığa yol açtı. Daha önce bu köşede kulisleri aktarmıştım. Bu yılki toplantıya adeta 'rövanş' duygusuyla hazırlanıldığı, terfi ve atamalarda gayet tartışmalı 'sübjektif' kriterlerin gözetildiği biliniyor. Muhtelif soruşturmalar nedeniyle tutuklu bulunan 43 general ve amiralin durumu ise öncelikli gündem. Çünkü 14 general ve amiral terfi sırasında. 3 general de geçen yıldan tartışmalı olarak bu yıla devretti. Dolayısıyla YAŞ toplantılarında bir görüş ayrılığı kaçınılmaz. Ama Ankara'nın havasına bakarak şunu söylemek mümkün. Hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı geçen yılki kararlılıklarını sürdürecek gözüküyor. Yani yasal olarak terfi edemeyecek isimlerin terfisi yapılmayacak. Olası restleşmeler içinse hükümetin elindeki kanun hükmündeki kararname yetkisi önemli. Ancak Karargâh cephesi masumiyet karinesinden hareketle tutuklu generallerin görev süresinin uzatılmasını istiyor. Ancak bu talep ilgili kanunlara aykırı. Çünkü 926. sayılı kanunun 49. maddesinin D fıkrası görevde uzatmaların hangi şartlarda olacağını düzenliyor. Tutuklu generallerin bahsedilen hizmeti yerine getirmesi mümkün olmadığına göre bu maddeyi dayanak yapıp görev uzatılması da kanunun ruhuna aykırı. Aslında Karargâh'ta çalışılan yol haritalarının talihsizliği şurada. Envai çeşit hukuki mütalaalarla tutuklu bulunan generallerin terfisi planlanıyor. Oysa ordunun bu tip hukuk oyunlarıyla meşgul olmak yerine terörle mücadele etmesi ve günün şartlarına göre yeniden yapılanması gerekiyor. Bugüne kadar başta Dursun Çiçek davası olmak üzere çeşitli davalarda yapılan hukuki manevralar dönüp dolaşıp kendi ayaklarına dolandı. Dünkü toplantıların diğer gündemi ise terörle mücadeledeki yeni konsept. Üzerinde çalışılan modelde polis ve jandarma İçişleri bünyesinde çalışacak. Bir yandan yeni anayasa ile daha demokratik bir yapı tesis edilirken elinde silah olan teröriste karşı da caydırıcı yöntemler uygulanacak. Şu kadarını söylemek mümkün, Silvan saldırısı sonrası hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak.