PKK köy basmaya başlarsa?


Terörle mücadelede yeni konsept tartışmaları yapılırken doğal olarak her kafadan bir ses çıkıyor. Fakat tartışmalarda enteresan bir hal var. Sorunun çözümü konusunda herkes kendi doğrusunu tek ve değiştirilemez olarak görüyor. Öyle ki uzun zaman sonra söz ve eylem birliği yakalamaya yakın olan Ankara'nın bu konsantrasyonu bazı çevreleri fena halde rahatsız etti. Eğitimli birliklerin sahaya çıkmasından, hiçbir işimize yaramayan Heron'ların yerine Predatör alınması yönündeki girişimlere, diplomatik ataklara bakıp 'Türkiye 90'lara mı dönüyor' eleştirileri geliyor. Oysa gerçekte durum hiç de anlatıldığı gibi değil. Öncelikle Öcalan meselesine bakalım. Hükümete de yakın bazı çevreler ısrarla 'Öcalan'la anlaşırsak bu işi bitiririz' görüşündeydi. Hatta uzunca bir zaman güvenlik tedbirlerini askıya alıp İmralı-Kandil-Avrupa ekseninde vakit öldürüldü. Gelinen noktada Öcalan'la anlaşmanın tek başına bir şey ifade etmediği görüldü. Birkaç açıdan bu politika yanlıştı. Çünkü Öcalan'ı tek ve alternatif çözüm yolu olarak gören çevreler Öcalan'ı tanımıyor. Ne yazdıklarını ne de fikirlerini detaylı analiz etmişler. Doğrudur Öcalan örgüt ve taban üzerinde bir güçtür. Ama o gücün çapı ve etki alanı tartışılır. Çözümü Öcalan'da arayanlara şunu hatırlatmak lazım 'İmralı'nın çözüme yakınız' dediği anda PKK'nın kanlı eylemlere girmesini nasıl açıklayacağız? Ayrıca bu esnada çok can alıcı bir soru var ki kaçınılmaz olarak önümüze düşecek: Diyelim ki Öcalan örgüt üzerindeki gücünü kullandı ve silah bıraktırdı. Bu sayede de ev hapsine çıktı. Binlerce insana silah bıraktıracak, yüz binlerce insanı yönlendirme gücüne sahip olacak birisinin ev hapsinde oturup televizyon dizilerini izleyeceğini mi sanıyoruz? Bazılarına abartı gelebilir ama kendinde bu kadar güç gören bir Öcalan tartışmasız siyaset yapmak isteyecektir. Nihayetinde de kendini Mandela gibi konumlandıracaktır. O yüzden Öcalan eksenli hiçbir pazarlık sonuca götürmez. Ayrıca bu uğurda harcanan zaman terörle mücadelede etkin olunacağı beklentisini de boşa çıkartır. Öcalan'ın muhtemel bir ev hapsi de bugünün gündemi değil. Bir diğer hararetli konu da Kandil'e operasyon. Kürt mahallesini iyi tanıdığını savunan çevreler PKK'nın üstlendiği bu bölgeyi ele geçirilemez efsanevi Alamut Kalesi'ne çevirdiler. Doğrudur Kandil büyüktür ve coğrafyası zordur. Ama imkân ve kabiliyeti olan bir operasyon birimi gereğini de yapar. Çünkü Kandil'in her kıvrımı istihbarat teşkilatının elinde. Hatta bunu İran'la paylaştı. İran da PJAK'a havlu attırdı. Eksiklik TSK'nın böyle bir operasyona bugüne kadar girişmemesiydi. Hiç kimse Kandil'i ulaşılamaz, girilemez sanmasın. Bir sabah bakmışsınız iş bitmiş olur. Yanlış değerlendirilen bir diğer konu da 90'lara dönüş. Bugün 90'lara dönen tek taraf var o da örgüt. Artık devlet eski hataları yapmaz. Toplum da medya da buna izin vermez. Ama örgütler kendini tekrar ettiği için PKK da 90'lara dönmeye başladı. Son günlerde yaşananlar bunun delili. Korkarım, daha da köşeye sıkışırlarsa yine köy basmaya bile başlayabilirler.
<< Önceki Haber PKK köy basmaya başlarsa? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER