Haydi bütün sanıklar Meclis'e...


K Parti Genel Merkezi son günlerde çok yoğun. Vekil olmak isteyen binlerce kişi Söğütözü'ne akın etti. Aday adayları için hedef 12 Nisan'da son şekli verilecek olan listelere iyi bir yerden girebilmek. Çünkü listeye üst sıralardan girmek demek aslında 12 Nisan'da vekil seçilmeyi garantilemek demek. Eskiden vekil olup olmamak seçim günü geç saatlerde netleşirdi. Şimdi siyasetin dengesi o kadar bozuldu ki AK Parti'den siyaset düşünenler diğer partililerle değil kendi aralarında yarışıyorlar. Muhalefet cephesinde durum karışık. CHP iç işleri ile boğuşmaktan seçim stratejisi ilan edemiyor. İklim Bayraktar'ın neden olduğu taciz skandalı bitmiş değil. Çünkü Savcı Zekeriya Öz, Kemal Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin ve Deniz Baykal'ın talimatla ifadelerini alacak. Bu üç isim de Ankara savcılığında ifade vermek zorunda. Kulislerde CHP'ye yönelik başka senaryolar da var. Bütün senaryoların ortak noktası ise ana muhalefet partisinin sandık yaklaşınca daha da karışacağı yönünde. 12 Haziran seçimlerinin öncekilerden ayrılan çok önemli bir boyutu daha olacak. Çünkü dokunulmazlık zırhını kapmak isteyen sanıklar vekil olmak için başvurdular. Şöyle bir düşünelim: KCK -Öcalan'ın tanımıyla bir terör örgütü- sanıkları BDP'den aday. Balyoz sanıklarının bir kısmı MHP'den aday. Ayrıca Sincan'ın tartışmalı hakimi Osman Kaçmaz da MHP'den aday olmak istediğini beyan etti. Bu arada hatırlatalım MHP'de bu durum krize neden oldu. Kamuoyunda yakından tanınan bazı MHP'liler Bahçeli'ye mektup yazıp 'Sanıkları aday göstermeyin' çağrısı yaptılar. Balyoz sanıklarından Engin Alan'ın türbanlıları fişletmesi, Kaçmaz'ın üniversitedeki türban yasağı ile ilgili kararları MHP'yi çok zorlayacak gibi. Ergenekon sanıkları ise CHP'den aday. Mustafa Balbay'ın durumu malum. Kılıçdaroğlu ilan etti. Tartışmalı savcı İlhan Cihaner de CHP'den aday. HSYK'nın siyasi demeçleriyle tanınan eski Başkan Vekili Kadir Özbek ve YARSAV Başkanı Ülker Tarhan da CHP'de siyaset düşünüyor. Hakeza Sinan Aygün de. Hanefi Avcı da CHP'den olmazsa MHP'den aday olmanın yollarını arıyor. Hiç birinden yüz bulamazsa bağımsız olmayı göze aldı. Kahraman gibi girdiği cezaevinden çıkmanın yollarını arıyor. Önümüzdeki günlerde başka Silivri sakinlerinin de muhalefet saflarından Meclis'e taşınması mümkün. Yani 12 Haziran sonrası Meclis kulisleri dokunulmazlık zırhına bürünmüş sanıklarla dolabilir. Çok renkli bir dönem olacağı kesin. Kamu yararı ama kime göre? Uzun süredir beklenen-tartışılan Basın Yasası önümüzdeki günlerde Başbakanlık'tan TBMM'ye gelecek. Gazetecilerin, en azından Ergenekon'un izini süren gazetecilerin gözü kulağı bu düzenlemede. Çünkü binlerce soruşturma yüzlerce dava ile boğuşuyoruz. Burada önemli bir hatırlatma yapalım. Davalarla boğuşan gazeteciler tartışmalı maddeler yüzünden adliyedeler. Çünkü gizliliği ihlal ya da adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs adı altındaki muğlâk ifadeler yüzünden iddianameden yazdığınız haberden dolayı 'gizliliği ihlal' etmiş olabiliyorsunuz. Ya da rutin gelişmeleri aktarınca 'adil yargılamayı etkilemiş' olmanız mümkün. Nedense dün İstanbul Taksim'de eylem yapan meslektaşlarımız bu davaları hiç konu etmediler. Hatta onların birçoğuna göre bu davalar az bile. Başbakan Erdoğan geçen yıl konuyla ilgili çalışmanın başladığını söylemişti. Fakat gerek Adalet Bakanı'nın gündemindeki çok önemli konular gerekse de ülkenin yoğun gündemi sebebiyle hâlâ yasal düzenleme çıkmadı. İşte merakla beklenen o düzenlemede sona gelindi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın koordinasyonunda hazırlanan taslak önümüzdeki günlerde TBMM'ye sevk edilecek. Meclis kapanmadan çıkması düşünülüyor. Fakat yeni düzenlemede kafa karıştıran iki nokta var. Birincisi hapis cezası tamamen kalkmamış. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde gazetecilere yönelik hapis cezası yok. Yani gazetecilik faaliyetinden yargılanırsanız hürriyeti bağlayıcı ceza almazsınız. En fazla para cezası verilebiliyor. Yeni düzenlemedeki bir diğer tartışmalı nokta ise 'kamu yararı' ifadesi. Taslak metinde 'kamu yararına uygun yayınlar' suç olmaktan çıkartılıyor. Fakat bu ifade en az 'gizliliği ihlal' kadar muğlâk bir tanım. Kime ve neye göre kamu yararı? Gazeteciye göre kamu yararı başka şeydir hakime savcıya göre başkadır. Eğer kamu yararı ifadesinin neyi kapsadığı düzenlemenin gerekçesine detaylı ve mantıklı bir şekilde kayda girmezse değişen bir şey olmaz. Gazetecileri susturmak isteyen bir savcı ve bir hakim herkesi yine cezaevine yollayabilir.
<< Önceki Haber Haydi bütün sanıklar Meclis'e... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER