Dr.
Emin Şimşek Bey
gönüllü doktorlarımızın faaliyetleriyle ilgili kendi gözlemlerini şöyle dile getiriyor:
Biz iki yıl üst üste
Tanzanya ve Zanzibar Adası'ndaki sağlık taramalarından sonra, bu yıl
Kamerun'a gidilmesi için
teklif aldık. Bunun için İzmir'de mukim Ege
Sağlık Gönüllüleri Derneği (EGESADER) olarak pek çok branştan 19 doktor arkadaşımız ile hazırlıklara başlandı. Bir tona yakın ilaç ve çocuk maması ağırlıklı olmak üzere sağlık yardımlarımızı hazırladık. Kamerun'a gitmeden önce, İzmir'de izinde bulunan Kamerun'un Türk Büyükelçisi Sn. Atılay
Ersan Bey derneğimizi bu vesile ile ziyarete geldi.
Yola çıkmadan birkaç gün önce, Kamerun'da çalışacağımız
hastaneleri ayarlayan, oraya dokuz yıl önce
Türk okulu açmak için gitmiş bir öğretmen arkadaşımızın, sevinç içinde; "Bugün câmiler hatta kiliseler tarafından, Radyo ve TV kanallarından Türk doktorlarının sağlık taraması ve ilaç yardımı yapacağı
anonsları yapılmaya başlandı" demesi grubumuzda ayrı bir heyecan oluşturdu.
AIDS ve sıtma hastalığının yaygın olduğu Kamerun'a hem de aynı gün 77 kişinin
kolera salgınından öldüğü haberini aldığımız (daha sonraki haftada ölü sayısı 276'ya çıkacaktır) bir ülkeye tereddüt yaşamadan bir an önce ulaşmak istiyorduk. Casablanca aktarmalı Yaounde Havaalanı'na vardığımızda, VIP salonunda Amity Türk Okulumuzun idarecileri, Kamerun Sağlık Bakanlığı'nın tahsis ettiği
araç ve büyükelçiliğimizden bir yetkili ile karşılandık.
Ertesi gün herkes hastanelerine dağılmıştı. Hastanelerdeki doktorların çoğu tarafından ilk günden "beyaz insan" sendromundan olsa gerek, direnç gösterme eğilimi ile karşılaştık. Fakat öğle vakti olmuştu ki, bu "beyaz doktorların" farkı kendisini belli etmişti. Doktor arkadaşlarımızın prensip edindikleri "Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar kadar olsun, inançla geril, kalmasın el uzatmadığın mahzun bir gönül" anlayışı önyargıları eritti. Hatta aynı günün
akşamı, sabah biraz çekindikleri bu beyaz doktorlara kliniğin anahtarını teslim ettiler ve "
Sabahları kliniği artık siz açarsınız..." jestini yaptılar.
Türkiye'de fakir hastalara aşina olan Türk doktorlardan bazıları, yoksulluğun ve hastalığın bu denli dibe vurduğu bir bölgede ilk defa görev alıyorlardı.
Sevgi, ilgi ve merhamet eksenli muayenelerine başladılar. Hastalar ile aynı dili konuşmasalar da gönül diliyle anlaşıyorlardı belki.
Daha ilk günden beş hastanede yapılan muayene sayısı 1.000'e yaklaşmıştı. Kamerun'un ikinci adamı konumundaki
cumhurbaşkanı sekreteri, Türk doktorlarını evine davet etmişti. Davette cumhurbaşkanı sekreteri, Türkiye Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'ün Kamerun'a yaptığı ziyaretten övgüyle bahsetti, ardından Türk doktorlarının ülkesine yaptığı bu sağlık organizasyonunda duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Benzer açıklamayı Kamerun sağlık bakanı ertesi gün makamında ağırladığı Türk doktorlara yapmıştı: Bu taramaların sürekli olmasını Türkiye-Kamerun arasında dostluk köprüsü oluşmasını istemişti. Yapılan on günlük aktif muayeneler sonrasında on bine yakın hasta bakılmış, 50'ye yakın
ameliyat yapılmıştı. Akşamları son hasta gidinceye kadar çalışılıyor, akşam yemeği ile birlikte sabah kahvaltıları Türk okulumuzda yapılıyordu.