Orijinal bulduğum için "
Seattle,
Washington (CNN)"in bir haberini aktarmaya çalışacağım:
Ann Holmes Redding, bir
inanç krizini tecrübe etmek durumunda kaldı. Redding, yaklaşık 30 yıldır Episkopal
Kilisesi'nde, rahibe seviyesinde görev yapmaktaydı. Ancak çarşamba (1
Nisan) günü rahibelikten atıldı. Sebebi ise son üç senedir kendisi
ibadetlerini yerine getiren hem bir Hıristiyan ve hem de bir
Müslüman... "Eğer herhangi birisi bana 2006 Şubat'ında, Nisan 2006'dan önce 'sen Müslüman olacaksın' dese idi, o kişinin
zihin sağlığı hakkında endişeye kapılırdım." Bunu, geçenlerde din üzerine başka bir yazarla yazdığı kitabın
imza gününde toplanan kalabalığa söyledi. Redding'in Müslüman olmasına, yaklaşık üç sene önce katıldığı bir dinlerarası
buluşma zemin oluşturdu. Bu toplantı sırasında, bir imam Müslümanların dualarını okumuş ve namazını kılmıştı. Bu durumun güzelliği ve imamın
Allah huzurundaki haşyeti, aklından hiç çıkmadı. Redding, o hâli; "Bana şu görüş hâkim oldu; benim Allah'a karşı tam bir teslimiyet içinde ibadet etmem gerekiyor ve işte bu da, ihtiyacım olan teslimiyet içinde ibadet etme şekli!.. Bu sadece bir fasıl değil, daha çok bir merdivenin ilk basamağı idi. Artık ben o merdivenden hiç inmeyecektim." On gün sonra "Allah'tan başka İlah yoktur;
Muhammed Allah'ın peygamberidir." diyerek şehadet getirdi. Redding'e göre bu durum onun, Hıristiyan hatta rahibe olarak kalmasına tezat oluşturmuyordu... "İki din de Allah tektir" diyor ve "Bu İlah aynı İlah'tır. Aynı İlah hakkında konuştuğumuz aslında ne kadar açık! Bu yüzden Hıristiyan inancıma sadakatimi korudum. Müslüman olmam beni daha iyi Hıristiyan yaptı!.." diyor. Washington eyaletinin Seattle şehrinde bulunan
İslam merkezinin idarecisi olan
İmam Şahbaz, Hz. İsa gibi olmayı istemekle, Hz. Muhammed'i kendine
rehber edinmeyi istemek aslında akla yatkın." diyor. Washington Üniversitesi'nde Kıyaslamalı Dinler bölümü başkanı olan James Wellman, "Bir Hıristiyan
papaz olarak
tayin edildiğinizde, sözlü olarak Hz. İsa'ya sadık kalacağınıza
yemin edersiniz. Bir papazın, aynı anda iki ayrı bağlılığı olmasını anlamak güç." diyor. Redding ise iki din arasında teolojik farklılıklar olduğunu kabul ettiğini, ancak temelde bu dinlerin birbirlerini aydınlattıklarını ifade ediyor ve 'Benim getirdiğim şehadet kelimesi veya yeni inancımın (İslamiyet'in) bir parçası, Hıristiyanlık hakkında herhangi bir şeyi inkâr etmemektedir." şeklinde konuşuyor. Kilise cemaatine ve ailesine göre ise Redding, inancına ve işine arkasını döndü. İslamiyet'i seçip yine de Episkopal bir rahibe olarak kalmak istemesi, Redding'e göre "geniş çaplı bir karışıklığa" yol açtı. Redding diyor ki: "Beni seven birçok insan böyle olmamı istemiyor. Ama ben onları seviyorum. Keşke onlara 'Ya İslamiyet'i çok sevdiğim için rahibeliği bırakacağım veya sizi çok sevdiğim için İslamiyet'i bırakacağım' diyebilseydim... Beni seven insanları incitmekten nefret ediyorum. Benim niyetim aslında bu değil!.." Episkopal Kilisesi, Redding'in bu şekildeki bir dini tercihini reddetmiş... Redding diyor ki: "Kilise, benim Müslüman olmamı, kiliseyi terk etmek olarak algılıyor. Burada şu anlayışın hâkim olduğunu görmek mümkün; siz ya bir şeye bağlısınızdır veya başka bir şeye. Çoğu insan bu şekilde düşünüyor. Benimse tecrübem kendimi tek bir
seçim yapmaya zorlamak yönünde değil." Redding'in râhibelik unvanını veren Rhode İsland eyaletinin piskoposluğu kendisinden ya rahibeliği veya İslamiyet'i bırakmasını istemiş. Piskopos Geralyn Wolf'un yaptığı açıklamada şu ifadeler yer alıyor: "Redding, tutarlı bir hanım. Ancak kilisenin bir rahibesi aynı anda hem Hıristiyan hem de Müslüman olmaz." Rahibelikten atılmasına rağmen Redding, iki inancına da sırt çevirmek niyetinde değil. Din hakkında konuşmaya ve eğitmeye devam etmek istiyor. Hatta Mekke'ye gidip hac vazifesini yerine getirmeyi istiyor.