Mevcut anayasayla artık yola devam edilemeyeceği konusunda herkes hemfikir.
82
Anayasası yerine yeni baştan
sivil bir anayasa yapılmasını düşünenler çoğunlukta. Ama bu olamayacaksa en azından demokratik yapıyı güçlü kılacak 8-10 maddelik bir değişiklik gerekiyor.
İyi güzel haydi o zaman anayasayı değiştirelim.
Herkes bunu istiyorsa engel ne ?
İki yolu var.
Ya parlamentodaki partiler uzlaşır ve üzerinde çalışarak herkesin kabul edeceği bir
anayasa paketi hazırlarlar.
Ya
iktidar partisi bir değişiklik önerisi getirir ve
referanduma götürür.
Ak Parti’nin önerisiyle referandum süresi 120 günden 60’a indirildi.
Anayasayı değiştirmenin olmazsa olmaz şartı parlamentoda oylanması.
Parlamentodaki
oylamanın ise farklı sonuçları ortaya çıkabilir.
Bu sonuçlar da oylamada çıkan neticeye göre şekillenir.
Bir anayasa değişikliğinin gerçekleşebilme ihtimali için parlamentodan 2/3 ile 3/5 oranları arasında oy alması lazım.
Bu da 550 vekilli bir parlamentoda 330 ile 367 arasında oy demek.
Yani bir anayasa değişikliği için en az 330 oy çıkması gerekiyor.
330’un altında bir oy, anayasa değişikliğini imkansız kılar.
Bir anayasa değişikliğinin kesin olarak parlamentoda yapılabilmesi için ise günümüz aritmetiğinde 367 ve üstü oy alması gerekiyor.
Onun da Anayasa Mahkemesine götürülme riski var.
Son seçenek parlamentoda 330 ile 367 arasında bir oy çıkması durumu.
Bu durum ise anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması kararıdır.
Ya uzlaşılsın ya da halkoyuna sunulsun diyebilirsiniz.
Duruma bakalım.
Ak Parti’nin 337 milletvekili var. O halde en kötü ihtimalle bir referanduma gidip anayasayı değiştirme yolunu seçebilir.
Peki Ak Parti ne yapacak ?
Önce cevabı söyleyelim sonra sebebine girelim.
Ak Parti çok istemesine rağmen tek başına bir anayasa değişikliğini meclise getirmeyecek. Dolayısıyla tek başına bir anayasa değişikliğine gitmeyecek.
İşte sebepleri:
Demokratik sistemlerde en doğru yol parlamentoda 367 ve üstü oyla Anayasa’nın değiştirilmesi.
Ama mecliste millet iradesini hiçe sayan ve en ufak bir konuda bile Anayasa Mahkemesi’nde soluğu alan
CHP diye bir parti var.
Öyle ki CHP kendi oy verdiği yasayı bile Anayasa Mahkemesine götürebilecek kadar dünyada eşi görülmemiş bir ilke
imza attı.
Dolayısıyla Ak Parti, Chp’nin onay vermediği bir anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesine gideceğinden emin.
Böyle bir değişikliğin Anayasa Mahkemesinden dönmeme ihtimali neredeyse yok gibi.
Ak Parti ve MHP’nin 411 oyuyla Meclis’te kabul edilen başörtüsü düzenlemesini CHP’nin nasıl yüce mahkemeye götürdüğünü ve iptal ettirdiğini herkes hatırlıyor.
O halde Anayasa Mahkemesine gitmeden bir değişiklik yapılsın.
Yani 330 ile 367 arasında oyla meclisten geçsin ve referanduma gidilsin.
Ak partinin burada iki çekincesi var.
Birincisi 337 milletvekilimiz var ama “ya 330’u çıkaramazsak” endişesi.
Ama bundan daha da önemlisi korsan oylarla referandum çıtasının aşılmasının sağlanıp 367 ve üstü bir oy çıkması.
Sonrası malum; CHP yine Anayasa Mahkemesine gider ve değişiklik iptal edilir.
Korsan oy ne demek ?
Mecliste yapılan oylama ‘gizli’ gerçekleşiyor.
337 Ak Parti oyu.
Diyelim ki BDP
destek verdi. 20 oy.
10-15 milletvekili daha ‘kabul’ derse ne olur ?
Sayı 367’yi geçer.
Gizli oylamada kimin ne oy verdiğini bilemediğinizden riskli bir durumla karşı karşıyasınız.
Bir anda 400’den fazla oy bile çıkabilir.
Yani Meclis’te doğru söyleyip mahkemede şaşanlar çıkabilir.
Birileri Ak Parti’yi tuzağa düşürmek için önce oy verip sonra Anayasa Mahkemesi'nin kapısında soluğu alabilir.
Açık söylemek gerekirse Ak Parti bu konuda CHP’ye güvenemiyor.
‘Kendi el kaldırdığı yasayı mahkemeye götürüp iptal ettirenlerden her şey beklenir’ diyorlar.
Durum bu.
Ya CHP ile kesin bir uzlaşma sağlayıp onun da isteklerini anayasa paketine alıp öyle bir değişiklik yapacaksınız.
Ya da bu iş suya düşer.
Tamam; diyebilirsiniz ki CHP ile anlaşsınlar. Bir uzlaşma kurulu oluşturulsun.
CHP’nin ilk şartı milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması.
Ak Parti’nin bunu kabul etmesi demek başta
Başbakan Erdoğan olmak üzere bir çok ismin kendini Yüce Divan’da bulması demek.
CHP zaten bu niyetini açıkça söylüyor.
Ak Parti
dokunulmazlık konusuna bu bakımdan hiç girmek niyetinde değil.
İşte
Anayasa değişikliği konusunda Ankara’daki durum bu.
Yukarı tükür
bıyık aşağı tükür sakal.
Hükümet ne yapacağını şaşırmış durumda. Yukarıdaki risklerden dolayı bu işe hiç girmeyelim diyenler var.
Ak Parti’nin önemli bir ismine soruyorum; peki ne olacak diye ?
Cevap:
“Geriye bir tek formül kalıyor.
Milletin seçimde özü sözü bir siyasetçileri meclise göndermesi.”