Son günlerin en önemli tartışması iki
Yargıtay üyesinin referandumdan “hayır” çıkması için
teröristbaşı
Öcalan’dan bile medet umdukları konuşmaları.
Anayasa değişikliği gerçekleştiğinde sistemleri bozulacak olan statükocu zihniyet, şimdi “
evet” çıkmaması için her yolu deniyor.
Anayasa değişikliğini hükümetle savaşa dönüştüren bu zihniyet, ne acıdır ki kendilerine Öcalan’ı milletten daha yakın görüyor.
Başka bir deyişle referandumda “evet mi Öcalan mı” seçenekleri oylanacak olsa muhtemelen bazılarının
tercihleri Öcalan olacak.
“Öcalan çok işimize yarar” sözünü “
kaos olsun ben kaostan yararlanırım” sözüyle birleştirdiğinizde kan dondurucu bir
manzara çıkıyor karşınıza.
Bu ülkede daha düne kadar onar onar şehitler gelirken, Aktütün’ü, Dağlıca’sı, Hantepe’si, İskenderun’u, Gediktepe’si hala hafızalardayken, anayasa değişikliğinin kabul edilmemesi için Öcalan ile
işbirliği yapmaktan kim, nasıl bahsedebilir ?
Öcalan sizin ne amaçla ve nasıl işinize yarayabilir ?
Öcalan’ın sağlayacağı kaosu bir düşünsenize.
Bu kaosta kan var,
ölüm var,
gözyaşı var, acı var, yüreği yanan analar var, babasız kalan çocuklar var, evladını kaybeden babalar var, sönen ocaklar var, ateş düşen yürekler var.
Bu kaosta
ihanet var, kin var, nefret var, alçaklık var.
Bu kaosta terör var.
Ve referandumdan “evet” çıkmaması için böyle bir kaosa razı olan, hatta böyle bir kaosun kulisini yapan, planını kuran insanlar var.
Öcalan ile işbirliğini evet’e tercih eden bir zihniyet var.
Ergenekon sanıklarını kurtarmak için verdikleri mücadeleyle isimleri anılan ve Ergenekon ile neredeyse özdeşleşen bu Yargıtay üyelerinin konuşmaları, dinleyen herkesin tüylerini diken diken edecek cinsten.
Ve ortada sanki hiçbir şey yokmuş gibi, bu konuşmaların içeriğinden çok, nasıl kaydedildiğini sorgulamaya kalkan bir pişkinlikle karşı karşıyayız.
Maalesef bu pişkinliğe
CHP Genelbaşkanı
Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.
Daha üç gün önce teröristleri de kapsayacak bir
genel aftan bahseden CHP’nin genelbaşkanı, şimdi de “Öcalan çok işimize yarar” denilen konuşmada sorun olmadığından söz ediyor.
Tunceli’de genel af
vaat eden Kılıçdaroğlu, Öcalan’ın devreye girerek çıkartacağı kaostan yararlanmaktan bahseden ses kaydını normal karşıladığını ve içeriğinin hiç önemli olmadığı söylüyor.
Oysa bir Ergenekon sanığının avukatının devreye girip BDP ile görüştüğünden, onlara durumun ciddiyetinin anlatıldığından bahsedilmesi düpedüz ortadaki planlı bir girişimi gösteriyor.
Bütün bunları önemsiz bulan CHP Genelbaşkanının “Öcalan çok işimize yarar” sözünü normal karşılaması son derece düşündürücü.
Bu ülkenin hassasiyetlerini, verilen binlerce şehidi, yakılan köyleri, katledilen insanlarımızı, kundakta kurşunlanan bebekleri, yol kesilip taranan doktorları, hemşireleri, öğretmenleri, imamları nasıl görmezden gelir de, sırf referandumdan “hayır” çıksın diye bu alçak işbirliği tezgahına “sorun yok, önemli değil” diyebilirsiniz ?
Bu kadar mı çaresizsiniz ?
Şu referandumdan “evet” çıkmaması için kala kala teröristlere mi kaldınız ?
Bebek katilinden mi medet umar hale geldiniz ?
“
Hayır” çıkması için Öcalan’dan yararlanmayı planlayan kaos tacirleri acaba bunun karşılığında ona ne vaat edecekler ?
İşinize çok yarayacak kaos ortamını oluşturursa, Öcalan’ın bundan çıkarı ne olacak ?
Bu saatten sonra kararsız olan her bir vatandaşın ve “hayır” oyu vermeyi düşünen herkesin sırtına çok ağır bir yük binmiş durumda.
Bu referandumdan “hayır” çıkması durumunda bilin ki; Öcalan buna yaptığı katkıyı fazlasıyla geri almak isteyecektir.
Eğer bunu içinize sindiriyorsanız buyurun “hayır” deyin.
Bu ülkenin hiçbir ferdi terör örgütünün desteğine muhtaç olacak kadar kendini küçültmez.
Bu ülkenin hiçbir ferdi amacına ulaşmak için
teröristbaşına ihtiyaç duyacak kadar umarsız olamaz.
“Hayır” oyu vereceklerin, kimlerin yanında durduğunu çok iyi düşünmesi gerekecek.
Ak Parti’ye ne kadar düşman olursanız olun, Tayyip Erdoğan’dan ne kadar nefret ederseniz edin herhalde Öcalan ile işbirliği yapacak kadar vicdanınız taşlaşmamıştır.
“Hayır” oyu verecek herkesin bir kez daha kimlerle birlikte hareket ettiğini sorgulaması gerekliliği, ortaya çıkan bu ses kaydıyla artık milli bir hassasiyet oldu.
MHP yönetiminin sözüne uyup “hayır” peşinden gidenler, zaten partilerinin Öcalan’ı idamdan kurtardığı gerçeğine, bir de ondan yararlanmaktan bahsedenlerle aynı safta yer almanın ağır yükünü eklemeyi mutlaka düşüneceklerdir.
Referandumda hayır oyu kullanmayı düşünen CHP’liler de “Öcalan çok işimize yarar” sözünden rahatsızlık duyup duymadıklarını ve amaca ulaşmak için teröristten medet ummanın Atatürk’ün kurduğu partiye ne kadar yakışacağını mutlaka sorgulayacaklardır.
12 Eylül’de anayasa değişikliği kabul edildiğinde üzerinde durdukları zemin altlarından kayıp gidecek olanlar, milletin arkasından ülkeyi bölmeye çalışanlarla işbirliğinden bile çekinmiyor şimdi.
Atatürk’ün gençliğe hitabede söylediği “bir gün İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin” uyarısı tam da bugünü anlatıyor.
Güya sistemi korumak adına teröristbaşının yardımına ihtiyaç duyanlara karşı, bugün istiklal ve cumhuriyeti korumak için herkese büyük sorumluluk düşüyor.
Ülkenin bütünlüğünü bile hiçe sayan bu işbirliklerine karşı, herkesin “evet mi Öcalan mı” sorusunu kendine sorup, ona göre durduğu yeri yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.
Milletin “yeter ki evet çıkmasın” diye Öcalan’a sarılanlara verilecek cevabı olmalı.
Çünkü bu saatten sonra Öcalan, her “hayır” oyunun üzerine yapışmış durumda.
[email protected]