Ortada
Türkiye’yi ayağa kaldırması gereken, bu ülkenin yöneticilerinin uykularını kaçırması gereken çok vahim bir iddia var.
İki üst düzey
subayın birbirleriyle yaptıkları iddia edilen
telefon konuşması; Türkiye’ye, Türk askerine,
işçisinden köylüsüne, sanayicisinden aydınına ve
vergi veren herkese kadar bu ülkenin insanlarına karşı müthiş bir pusuyu ortaya koyuyor.
İddiaya göre biri
üsteğmen diğeri
yarbay iki havacı subay telefonda
teröristlerin korkulu rüyası olan insansız
hava aracı Heronların düşürülmesinden bahsediyor.
Yani; bu ülkenin ordusunun iki subayı, bu ülkenin ordusunun uçağını düşürmekten bahsediyor.
Niçin mi ?
Bu uçaklar Pkk’lı teröristleri vurduğu için.
Bu iki subay Pkk’lı teröristler için “bizim adamlar” diyor ve kendi adamları yani teröristler çok kayıp verdiğinden Heronların düşürülmesi gerektiğini konuşuyorlar.
Bu olay 3 yıl önce yaşanıyor.
O zaman bir
soruşturma başlatılıyor ve iki subay ifadeleri alındıktan sonra soruşturma kapatılıyor.
Soruşturmayı yürüten ve kapattığı iddia edilen kişi de yine TSK içindeki
ihanet şebekeleriyle adı anıldığı belirtilen bir
askeri savcı.
Bu haber Türkiye’yi ayağa kaldırmalıydı.
İki subayın Pkk’lıları vurduğu için düşürülmesinden bahsettikleri uçaklar bu ülkenin bütün fertlerinin vergileriyle satın alınıyor, uçuruluyor.
İnsanlar çalışıp evlerine, çoluk çocuklarına götürecekleri ekmeğin bir kısmını bu uçaklar için devlete vergi ödüyor.
Ve yine bu ülkenin insanlarının vergileriyle
maaş alan bu ülkenin sözüm ona iki subayı kendi uçaklarımızın düşürülmesini istiyor.
Türkiye; o iki subayın Heronların düşürülmesinden bahsettiği günlerde teröre çok ağır kayıplar veriyordu.
MİT’in tespit ettiği bu ihanet konuşması 2007'deki
Dağlıca baskınından 11 gün önce yani 10
Ekim’de yapılmış.
21 Ekim 2007'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı günde gerçekleşen Dağlıca baskınında 13 askerimiz şehit olmuştu.
Ayrıca; bu konuşmanın yapıldığı 10 Ekim’den 3 gün önce 7 Ekim’de,
Şırnak Gabar’da operasyondan dönen birliğimize saldıran teröristler 13 askerimizi şehit etti.
O dönemi hatırlarsanız; Dağlıca’da teröristlerin gelişi ve karakola saldıracakları, olaydan 9 gün önce Jandarma
İstihbarat raporuyla
Genelkurmay dahil tüm birimlere bildirildiği halde, saldırının olacağını neredeyse bilmeyen duymayan kalmadığı halde askerlerimiz şehit olmuştu.
Şimdi siz ne düşünürsünüz ?
Kuzuları kurda mı teslim etmişiz diye geçmez mi aklınızdan ?
Pkk’lılara “bizim adamlar” diyen bir
komutan, teröristler ölüyor diye Türk uçağının düşürülmesini istiyorsa ve diğer komutan da bu isteğe “bakarız çaresine” diye
cevap veriyorsa; bu konuşmadan üç gün önce ve 11 gün sonra iki büyük saldırı yaşanıyorsa ve toplam 26 askerimiz şehit oluyorsa sizin kafanızda koskoca bir soru işareti oluşmaz mı ?
Bu ihanetin yaşandığı tarihte
İlker Başbuğ
Kara Kuvvetleri Komutanıydı ve skandal konuşmadan 18 gün sonra soruşturma başlattı.
Sonuç ne ?
İddiaya göre o subaylar hala Türk ordusunda görev yapıyor, üstelik o tarihten sonra
terfi bile aldıkları ifade ediliyor.
Üstelik “Heronları düşürün” diyen üsteğmene “çaresine bakarız” cevabını veren yarbayın TSK içindeki
İşçi Partisi oluşumu olan Karargah Evleri bağlantısı sebebiyle tutuklanıp daha sonra serbest kaldığı bilgisi var.
Üstelik bu olaya; TSK’daki vatanını milletini seven birçok subayın tepki gösterdiği ama bu pkk işbirlikçisi oldukları iddia edilen subayların korunması sebebiyle öfkelerini yutmak zorunda kaldıkları ifade ediliyor.
Bu konuyla ilgili günlerdir Genelkurmay’dan çıt yok.
Genelkurmay başkanı bu konuyla ilgili konuşmayıp ne zaman konuşacak ?
Uğur Dündar’a açıklama yaparken “Pkk şanslı bir
örgüt” diyen Or
general İlker Başbuğ acaba böyle bir şanstan mı bahsediyordu ?
Türk ordusu içinde Pkk’yı koruyup kollayan subayların olduğunu mu anlatmaya çalışıyordu ?
Bu tür bilgileri deşifre edenleri Türk kanı taşımamakla itham eden Başbuğ acaba bizi bu subayların ne kanı taşıdıkları konusunda aydınlatabilir mi ?
Şimdi Türkiye
terörle mücadele için özel eğitilmiş birlikler oluşturmaya çalışıyor. Bu ülkeyi yönetenler büyük bir heyecanla bu birliklerin nasıl görev yapacaklarını anlatıyorlar.
Şimdi normal olarak bazı sorular akla geliyor;
İktidarın; özel birlikler konusunda bazı konuları sorgulayıcı olması gerekmiyor mu ?
Mesela bu özel birliklere komuta edecek bir general de teröristi
çoban sanabilir mi ?
Ya da kendi mayınımızla şehit olan askerimiz için “olur böyle kazalar” diyebilecek kadar rahat olabilir mi ?
Önceden istihbarat alınmasına rağmen bu özel birlikler de bu kadar kolay baskın yiyebilir mi ?
Ya tamamen TSK’ya bağlı görev yapacak olan bu birliklere komuta edecek subayların içine de, Pkk’lılara “bizim adamlar” diyen bu hainler sızarsa ne olacak ?
Başlatılan ihanet soruşturması neticelenmeden kapatıldıysa bu tehlikenin nasıl engelleneceği konusunda fikri olan var mı ?
Yüksek Askeri
Şura öncesi bu kadar çok general ve subayın
terör örgütü iddiasıyla
sanık konumunda bulunması endişe verici değil mi ?
Sanık konumdaki bu kadar çok sayıda komutanın terfi ettirilmek istenmesi kaygı uyandırmıyor mu ?
Pkk’lılara “bizim adamlar” diyen subaylarla ilgili kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmadan, bu insanlardan
hesap sorulmadan terörle mücadele konusunda tartıştığımız çözümlerin hiçbir anlamı yok maalesef.
Ve maalesef bu hesabı sormayan ya da soramayanlar, en büyük ayıbı, bu ülkenin gerçek vatansever subaylarına yapıyor.
[email protected]