Yüksek
Askeri
Şura çok kritik bir dönemde toplandı.
Darbe planları, ihbar mektupları, ıslak imzalı millete
komplo belgeleri, kafes
eylem planı gibi Türkiye’nin bugününü ve geleceğini karartmaya yönelik yüzlerce doküman ortada.
Haliyle bu kadar belge ortadayken, millete karşı yürütülen
psikolojik harekat bizzat TSK yetkilileri tarafından
itiraf edilmişken kamuoyunun YAŞ’tan beklentisi yüksekti.
Ama ortaya çıkan sonuç kelimenin tam anlamıyla ‘pişkinliğin bu kadarına pes’ dedirtti.
Bunca
darbe planına rağmen ve
darbe planlarında adı geçen bunca rütbeli TSK mensubuna rağmen, YAŞ 2 kişiyi ordudan
ihraç etti.
Darbeye teşebbüs suçuyla mı ?
Hayır.
Eylem planı hazırlamaktan mı ?
Hayır.
İhbar mektuplarında imzaları olduğu için mi ?
Hayır.
Kafesle bağlantıları sebebiyle mi ?
Hayır,
Toplumu darbe lehine yönlendirmek için internet siteleri kurmaktan mı ?
Hayır, hayır, hayır.
YAŞ’ta ordudan atılan iki
subayın ihraç sebebi ‘irtica.’
Yani mantalitede değişen bir şey yok.
Askerin bakış açısına göre darbe yapmak falan hikaye, asıl suç irtica.
Peki irticadan kasıt ne ?
Bu iki subay ne yapmış ?
Bunu toplumun bilmesi lazım.
Darbe yapmaya kalkan ve iş üstünde yakalanan orduda kalırken, ihraç edilen iki kişi nasıl bir eylem içinde olmuş ki ordudan atılmalarına karar verilmiş.
Bunun kriterini birilerinin çıkıp millete açıklaması gerekir.
Üstelik bu toplantıya
Başbakan başkanlık ediyor.
Karar oy çokluğuyla alınmış.
Başbakan ve
Milli Savunma Bakanı irtica sebebiyle ihraç edilen iki subayın kararına şerh koymuş.
Bu yetmez.
Başbakan karara şerh koyduğuna göre muhtemelen bu ihracı içine sindirememiştir.
Milletin başka şeyler beklediği YAŞ’tan çıkan bu
komik karara şimdi insanların ‘neler oluyor’ diye sormasından daha normal bir şey olamaz.
YAŞ’ın yapısını ve işlevini anlamak için 1982 Anayasasına bakmak yeterli.
1972’de oluşturulan YAŞ, 1982 Anayasası’nın koruma kalkanına alındı.
Yılda iki defa toplanıyor ve TSK’daki
disiplin suçları, ihraç gibi konuları değerlendiriyor.
Kurula Başbakan başkanlık ediyor, askeri
yönetim kademesinin tamamı katılıyor.
Şurada üç
sivil üyeye karşı 20 civarında asker var.
Kararlar oy çokluğuyla alınıyor.
Dolayısıyla askerin görüşünün dışında karar çıkması imkansız görünüyor.
Şuranın sivil üyeleri katılmadıkları kararlara şerh koymaktan başka bir şey yapamıyor.
Bu kadar kritik bir zamanda milletin gözünün içine baka baka YAŞ’tan hala irtica bahanesiyle ihraç yaşanmasına sessiz kalmak Başbakan’ın kabul etmemesi beklenen bir tavır olmalıydı.
Doğru; yapacak bir şey yok gibi.
Ama cuntacılar ordu içinde köşe kapmaca oynarken Başbakan’ın YAŞ’ta 2 personelin irticadan atılması karşısında toplantıda neler yaşandığını kamuoyuna anlatmasını beklemek çok mu ?
Üstelik Başbakan’a, TSK’ya karşı yürütüldüğü iddia edilen asimetrik psikolojik harekat brifingi verilmesini anlamak da çok zor.
Bu brifing karşısında Başbakan’ın, ordu içindeki cuntanın kurduğu internet siteleriyle
halk üzerinde nasıl bir psikolojik harekat yapıldığını sorup sormadığını kamuoyu merak ediyor.
2000 yılındaki
Başbakanlık talimatıyla kurulduğu ve izlendiği ifade edilen toplumu yönlendirme amaçlı internet siteleri daha 20 gün öncesine kadar faaliyetteyken hangi psikolojik harekattan bahsedildiğini Sayın Başbakan’ın YAŞ’ta sorup sormadığını kamuoyu merak ediyor.
Bu kadar
darbe planı ortadayken Başbakan’ın şura üyelerine ‘ne irticasından bahsediyorsunuz’ diye çıkışıp çıkışmadığını kamuoyu merak ediyor.
Yapısı itibariyle demokratikliği olmayan bir kurum olan Yüksek
Askeri Şura’da kararların altına şerh koymanın ötesinde Sayın Başbakan’ın nasıl bir tavır sergilediğini kamuoyu merak ediyor.
Başbakan Davos’ta yaptığı gibi YAŞ’ı da terk etse acaba ne olurdu ?
Başbakan bir etkisi ve yaptırımı olmayan kurula Başkanlık edip milletin içini yaralayan kararlara ortak olacağına YAŞ’ı tartışmaya açsa ne olurdu ?
Kamuoyu Başbakan’ın hala irticadan bahseden YAŞ’ı terk edip etmemeyi düşünüp düşünmediğini merak ediyor.
Velhasıl millet bu aralar çok şeyi merak ediyor.