Kıssa, kısa olan içinde hissesi bulunan hikmetli söz demektir. Elbette bu kıssaların en güzeli ahsenü’l-kasas olan Yusuf Suresindeki Hz. Yusuf Kıssasıdır…
Bizim menkıbelerimiz de seviyesine göre öyle güzelliklerden nişan taşırlar… Anlatıldığına göre, Üftade Hazretleri bir gün talebelerine “Kim bana, en güzel gülü bulup getirebilir?” diyor. Bütün talebeler en güzel gülü bulup getirmek için seferber olup aramaya çıkıyorlar. Herkes güzel güller getirirken, talebelerden Aziz Mahmud ise sararıp solmuş bir gül getiriyor. Sebebini Üftade Hazretleri sorunca, Aziz Mahmud demiş ki, “Hangi güle yaklaşsam, Allah’ı zikrediyordu. Zikrine mâni olmayayım diye koparamadım. Ama bu sararıp solmuş olduğu için koparıp getirdim.” demiş. Bunun üzerine Üftade Hazretleri “Sen Allah adamısın, sen Hüdâyî’sin” demiş. Ondan sonra bu ifade onun Hüdâyî lâkabı olmuş. Artık ona Aziz Mahmud Hüdayî demişler.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “Sonsuz Nur” isimli kitabı, Anadolu yakasındaki vaazlarının yazıya dökülmüş şeklidir. Vaazın verildiği cami, Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretlerinin Türbesi civarında. O zaman bir öğrenci olan şimdi önemli bir bilim adamı olan bir kardeşimiz, “Ben Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretlerinin çok kerametlerine şahit oldum. O vaazlarda da himmetin çok desteği olduğunu düşünüyorum.” demişti…
Kastamonu’da türbesi bulunan Şaban-ı Veli Hazretleri, bütün ziyaretçilerine
“Gelişimiz Gül’e Güle’…
Gidişimiz Güle Gül’e” dermiş.
“Gül” Muhammed Aleyhisselamın remzidir.
M. Fethullah Gülen Hocaefendi, Efendimizin (S.A.S.) gelişini, Gül kokuları ile, Gül kokulu atmosferiyle hissettiğini ifade ediyor:
“Pek çok defa yaşandığı üzere, bazı arkadaşlarımızın manevî ortamlarda Efendimizin (S.A.S.) gelişine şahit olmuşlardır. Gerçek hayatta yaşadıkları şeylerdir bunlar. Efendimizin (S.A.S.) gelişinden önce etrafa bir gül kokusu sarar. Demek ki Efendimiz (S.A.S.) temessül buyurmadan önce, O’nun (S.A.S.) bir remzi, bir özelliği olarak ortalığa gül kokusu yayılıyor. İşte bu da bir alıcı-verici meselesidir. İkisi arasında uygunluk, sağlam irtibat sağlanınca, gelip-gitmeler, görmeler, duymalar, konuşmalar olur.”
(M. Fethullah Gülen, Kur’an’ın Sihirli Ufku, Yusuf Suresi, 300-301. Sayfalar)