AKP, sarayla koordineli şekilde yeni süreçte izlenecek stratejiyi belirlerken CHP, MHP ve HDP hayata geçecek koalisyon formülünün ‘restorasyon hükümeti' niteliği taşımasını istiyor. Böyle bir hükümetin öncelikleri de şöyle sıralanıyor: Parlamenter demokrasiyi yeniden güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü sağlamak, özgürlükleri genişletmek ve yolsuzluk dosyalarını raftan indirmek.
HDP'nin barajı aşması ve AKP'nin tek başına hükümet kuramayacak olmasıyla tüm partilerin öncelikli gündem maddesi koalisyon hükümetinin nasıl kurulacağı oldu. AKP'nin yanı sıra CHP, MHP ve HDP parti kurullarında yeni süreçte izlenecek yol haritası ve koalisyon konusunda nasıl bir tavır sergileneceğini değerlendiriyor. Koalisyon görüşmeleri süreci, YSK'nın seçim sonuçlarını ilan etmesinden sonraki 5. günde TBMM'nin toplanması, milletvekillerinin yemin etmesi ve TBMM Başkanlık Divanı'nın oluşmasından sonra başlayacak. Bu nedenle partiler arasındaki ilk görüşmeler ve pazarlıklar Meclis Başkanlığı konusunda yapılacak. ‘En yaşlı üye' olarak geçici TBMM Başkanlığı'nı üstlenecek ve TBMM'yi açacak olan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, daimi Meclis Başkanlığı konusunda şanslı isimlerden biri. CHP'nin adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Baykal, 8 dönemdir sürdürdüğü milletvekilliğiyle Meclis'in en tecrübeli ismi. Muhalefetin Baykal ismi üzerinde uzlaşmasının, AKP'yi muhalefette bırakacak bir koalisyon formülünü kolaylaştıracağı belirtiliyor.
KILIÇDAROĞLU: ERKEN SEÇİM ZAMAN KAYBI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün her partiyle koalisyon kurmayı değerlendirebileceklerini söylerken erken seçimi ‘zaman kaybı' olarak görüyor. Kılıçdaroğlu, dün sosyal medya hesabı üzerinden erken seçim tartışmalarına ilişkin şu yorumu yaptı: “Halkımız, ülkemizin kötü gidişine sandıkta ‘dur' dedi. Bizlere düşen, halkımızın çıkarları doğrultusunda bir yönetim belirlemektir. Erken seçim, zaman kaybından ve bizlere umut bağlamış halkımızın teveccühüne saygısızlıktan başka bir işe yaramayacaktır.”
Teamüllere göre, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hükümet kurma görevini ilk olarak AKP Genel Başkanı Ahmet Davut-oğlu'na verecek. Davutoğlu koalisyon görüşmesi için önce seçimlerden ikinci olarak çıkan partiyle görüşecek. Parti kurmaylarından alınan bilgiye göre, teamüllerin işlemesi durumunda Davutoğlu'na randevu verilecek. Yapılacak görüşmede, Türkiye'de parlamenter sistemin yeniden güçlendirilmesi, hukuk sisteminin işlerlik kazanması ve özgürlüklerin yeniden genişletilmesi konusundaki şartlarının yerine getirilmesi durumunda tüm partilerle koalisyon kurmaya hazır olunduğu mesajı verilecek. CHP'nin AKP ile koalisyon için ‘kırmızı çizgi' olarak nitelendirilebilecek bir diğer şartı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakanlık için yapılan Saray'ı bırakıp Çankaya Köşkü'ne dönmesi. Bu konuda önümüzdeki günlerde kamuoyuna da mesajlar verilecek; Başbakanlık ve bazı bakanlıkların Saray'a taşınmasıyla, bakanlıkların ve bağlı kuruluşların her ay onlarca milyon dolarlık kira giderinin önüne geçileceği anlatılacak.
BAHÇELİ, HDP'Lİ FORMÜLLERE KAPALI
CHP kulislerinde, AKP ile bu şartlar altında koalisyon kurulması zayıf bir ihtimal olarak görülüyor. Bu nedenle, diğer muhalefet partileriyle yapılacak koalisyon formülleri üzerine yoğunlaşılıyor. AKP'siz bir koalisyon hükümeti için CHP, MHP ve HDP'nin uzlaşması gerekiyor. MHP ve HDP'nin birbirlerine kapıyı kapatması, CHP'nin bu konudaki en büyük handikabı. MHP lideri Bahçeli'nin ilk gün yaptığı açıklamalarla işi zora soktuğunu belirten CHP yöneticileri, yoğun bir görüşme trafiğiyle Bahçeli'yi HDP'nin dolaylı olarak içinde olacağı bir koalisyona razı etmeye çalışacak. Bahçeli'ye önce “HDP, CHP-MHP koalisyonuna dışarıdan destek vermeye hazır, bu öneriyi kabul edin.” teklifi götürülecek. Bu konuda ikna edilememesi durumunda, “O zaman bizi dışarıdan destekleyin. HDP'nin de desteğiyle bir CHP hükümeti kurulsun. Hazırlanacak ortak bir deklerasyon doğrultusunda 1 yıl içinde hükümet olarak gerekenleri biz yapalım.” önerisi sunulacak. CHP kurmayları, Bahçeli üzerinde etkili olan MHP yöneticileriyle de yoğun bir ‘ikna diplomasisi' yürütecek.
UZLAŞMA HÜKÜMETİ, AB İLE İLİŞKİLERİ YENİDEN GÜÇLENDİRİR
CHP, içinde olacağı tüm koalisyon formüllerinde ‘kurulacak hükümetin bir restorasyon süreci işletmesi' talebini şart koşacak. Bu şartlar, ‘parlamenter demokrasinin güçlendirilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve özgürlüklerin genişletilmesi' olarak özetleniyor. Bu çerçevede, son 1,5 yıl içerisinde Meclis'ten geçen antidemokratik yasaların iptali ve özerk olması gereken kurumların yasal ve fiilî olarak Saray'ın güdümünden kurtarılması, böylelikle erkler ayrılığının yeniden geçerlilik kazanması hedefleniyor. CHP kaynaklarına göre, son seçim sonuçlarıyla Türkiye demokrasisi adına yeniden umutlanan Batı dünyası da bir ‘restorasyon hükümeti' istiyor. Ciddi bir uzlaşmayla kurulan yeni hükümetin, Avrupa Birliği'yle (AB) ilişkilerin sağlıklı devam etmesi ve Türkiye'nin Ortadoğu'da rol model ülke iddiasını sürdürmesi için ikna edici olacağı kaydediliyor.
HDP'NİN GÜÇLENMESİ, ÇÖZÜM İÇİN MECLİS'İN ADRES GÖSTERİLMESİ
CHP'nin hedeflerinden biri de, AKP'nin son dönemde geri adım attığı çözüm süreci görüşmelerini tamamen TBMM'ye kaydırmak. Uzun süredir sürecin TBMM'de kurulacak komisyonlar aracılığıyla sürdürülmesi tezini işleyen CHP yöneticileri, HDP'nin yeni dönemde 80 milletvekiliyle temsil edileceğini hatırlatarak “Halkımız, ortaya koyduğu bu tercihle çözüm sürecinin Meclis çatısı altında ve şeffaf şekilde yürütülmesi gerektiğini ortaya koymuştur.” değerlendirmesinde bulunuyor. Ayrıca muhalefet partileri arasında sağlanacak geniş koalisyonun, demokrasinin öncelikli sorunlarından biri olan seçim barajının kaldırılması açısından da önemli olduğu, barajın kalkmasıyla birlikte demokrasi konusundaki önemli bir eşiğin kaldırılmış olacağı ifade ediliyor.
ZAMAN