“Türkiye’de keyfi terör soruşturmaları yıllardır muhalefeti susturmanın bir aracı olmuştur. Yaklaşık bir milyon kişi 2016 sonrası dönemde Hükümetin siyasi çıkarları sebebiyle doğrudan yargı eliyle hedef alındı.
Geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve iki ilçe belediye başkanının tutuklanması bunun görünür örneklerinden sadece biri. Ancak perdenin arkasında görünmeyen bir kısım daha var: Bu soruşturmalar aynı zamanda ekonomik müsadereye açılan bir kapı.
İmamoğlu’nun aile şirketi İmamoğlu İnşaat’a el konuldu. Başkan yardımcısının mal varlığı donduruldu. Daha önce de raporlarımızda belirtmiştik: 1.371 şirkete “terör bağlantıları” bahanesiyle kayyum atandı ve kayyum atanan şirketlerde 3 milyar TL değer kaybı oldu. Kayyumlar genellikle iktidar partisiyle siyasi bağı olan kişilerdi.
Son raporumuz ‘Türkiye’de Terör Bahanesiyle Mal Varlığına El Koymanın Son Örneği: MAYDONOZ DÖNER OLAYI’ başlıklı raporumuz, başarılı şirketlerin siyasallaştırılmış yargı eliyle nasıl tasfiye edildiğini gözler önüne seriyor. Dünya çapında 400’den fazla şubesi ile 9.600 kişiye istihdam sağlayan şirket, bazı ‘franchise sahiplerinin’ kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ihraç edilen eski kamu görevlileri olması nedeniyle “terör finansmanı” ile suçlandı.
Çalışanlarının sadece %3,7’si KHK mağduru olmasına rağmen şirketin tamamına el konuldu. Kayyumlar iktidar partisi-AKP çevrelerinden atandı. Medyada yer alan haberlere göre, şirket sahiplerine önce haraç ödemeleri için baskı yapıldı, reddedince de baskılar başladı.
Bu bir güvenlik hizmeti değildir. Bu, terörle mücadele maskeli ekonomik baskıdır.”