Yaşlanma, ya da daha doğru bir ifadeyle yaş alma süreci, herkes için farklı işler. Her bireyin yaşlanma hızı değişkenlik gösterebilir. Bunun temel sebebi, takvim yaşımız ile biyolojik yaşımızın aynı anlama gelmemesidir. “Günümüzde yaşlanma süreci hızlandı mı?” sorusu hemen herkesin kafasında büyük bir soru işaretidir. Bu sorunun asıl nedeni ise, yaşlanmaya bağlı hastalıkların artık çok daha erken yaşlarda ortaya çıkmasıdır.
Longevity, uzun ömür, bize daha uzun ve daha sağlıklı yaşamayı anlatan bir tıp alanıdır. Ana hedefi yalnızca yaşam süresini uzatmak değil, aynı zamanda yaşlandıkça bile aktif, üretken ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlamaktır. Longevity üç hedefi içerir:
1. İnsanın yaşam süresini uzatmak
2. Hastalıklardan uzak daha uzun yaşamak
3. Yaşlanmanın belirtilerini kontrol etme ve tersine çevirmeye odaklanmaktır…
Ne kadar uzun ve ne kadar sağlıklı yaşayacağınızı birçok faktör belirleyebilir. Bu faktörler genel olarak şunlardır:
1. Genetik
Longevity genetikten etkilenir. Çalışmalar, insanlar arasındaki uzun ömür farklılıklarının yaklaşık %25'inin genetikten etkilendiğini göstermektedir. Bu gen varyantları, hücreyi yaşlanmanın belirtilerine karşı korumaktan sorumlu genlerdir. Telomerleri (kromozomların uçları) korumaktan, DNA'yı onarmaktan ve hücreyi oksidatif strese (mitokondri tarafından reaktif oksijen türlerinin üretimi) karşı korumaktan sorumludurlar.
2. Çevre
Çevre, longevityde önemli bir rol oynar. Örneğin, çevresel faktörlerden biri hava kalitesidir. Çalışmalar karantina sırasında, araçlardan ve endüstrilerden kaynaklanan hava kirleticilerinin azalması sayesinde Avrupa'daki ölüm oranlarının azaldığını gösteriyor. Uzun ömrü uzatabilen bir diğer çevresel faktör ise yüksek rakımlarda yaşamaktır. Dünyada Mavi Bölgeler adı verilen, insanların daha uzun yaşadığı ve kronik hastalıklara yakalanma riskinin daha düşük olduğu birkaç coğrafi bölge olduğunu biliyor muydunuz? Bu Mavi Bölgeler arasında Okinawa (Japonya), İkarya (Yunanistan), Sardunya (İtalya), Loma Linda (Kaliforniya) ve Nicoya (Kosta Rika) yer alır.
3. Yaşam Tarzı
Genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra, yaşam tarzı seçimleriniz de longevity üzerinde doğrudan etkilidir. Dengeli bir beslenme düzeni ve planlı fiziksel aktivite, genel sağlığınızı iyileştirerek uzun ömürlülüğü destekleyebilir. Ancak herkesin biyolojik yapısı farklıdır; bu yüzden sizin için etkili olan bir yöntem, başkaları için aynı sonucu vermeyebilir. Longevity’yi en iyi şekilde artırmanın yolu, yaşam tarzınızı kişiselleştirilmiş tıbbi değerlendirmeleriniz doğrultusunda şekillendirmektir. Daha önce duymadığımız bir şey değil, ancak çalışmalar sağlıklı alışkanlıkların ne kadar büyük bir etkiye sahip olabileceğini kanıtlıyor. Dahası, sağlıklı yaşam tarzları sürdüren kişilerin, otuz yıllık döneminde daha az sağlıklı olanlara kıyasla kardiyovasküler hastalıktan ölme olasılıklarının %82, kanserden ölme olasılıklarının ise %65 daha az olduğu bulundu.
Yaşlandıkça vücutta meydana gelen doğal değişiklikler kas kaybına, enerji azalmasına ve eklem ağrılarına yol açabilir. Bu değişiklikler daha az hareket edip daha çok oturmayı cazip hale getirebilir. Ancak bunu yapmak hastalık, sakatlık ve hatta ölüm riskinizi artırabilir. Sağlığınızı ve hareketliliğinizi korumanıza yardımcı olabilecek fiziksel aktivite türlerini bulmak için bir doktorla çalışmak önemlidir. Daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için şansınızı artırmanın bir diğer kesin yolu da fazla kilolarınızdan kurtulmaktır.
Uzun Yaşamın Bilinmeyen Faktörleri
Genetik,çevre ve yaşam tarzı dışında, uzun ömrü etkileyen bazı ilginç faktörler var:
İç Huzur ve Stres Yönetimi: Bilimsel çalışmalar, kronik stresin yaşlanmayı hızlandırdığını gösteriyor. Manevi huzur, dua ve ibadet gibi ritüellerin insan psikolojisine olumlu etkileri olduğu artık daha iyi biliniyor.
Sosyal Bağlantılar ve Dayanışma: Harvard’ın 85 yıl süren “Mutluluk Çalışması”na göre, uzun ve sağlıklı yaşamın en büyük belirleyicilerinden biri kişinin sahip olduğu güçlü sosyal ilişkilerdir. Güçlü aile ve arkadaşlık bağları uzun ömrü teşvik edebilir.
Şükretmek ve Olumlu Bakış Açısı: Minnet duygusu taşıyan insanların daha sağlıklı ve uzun ömürlü olduğunu gösteren araştırmalar var. Hayata olumlu bakmak,şükretmek ve küçük şeylerden mutlu olmak, uzun ömrün sırlarından biri olabilir.
Önemli olan kaç yıl yaşadığımız değil, bu yılları nasıl ve hangi bilinçle yaşadığımızdır. Peygamber efendimizin (SAV)duasıyla sonlandıralım “Allah’ım! Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölüm benim için daha hayırlı olduğunda ise canımı al."Yazıyı dinlemek isterseniz:
https://youtu.be/wl6BYJ72fNk
https://spotifycreators-web.app.link/e/tACsvQypUQb
[email protected] X:@esrabc
