Denizli
Kara Kuvvetleri Komutanlığı 11. Tugayda görev yaparken eşi başörtülü olduğu için üstleri tarafından
baskı gören yüzbaşı Hayrullah
Karadeniz, 01
Ekim 1987'de
Ankara Merkez Komutanlığı'ndan gelen uyarı ile görevli ve ödenekli olarak Ankara'ya gitti. Ancak hiçbir neden gösterilmeksizin Mamak Askeri Cezaevi'nin bir hücresine atıldı.
Hücrede istifaya zorlandım
Karadeniz, hücrede yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘'Hücrede beklerken
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Kemal Yamak tarafından imzalanmış bir “Savunma” yazısı hücreme atıldı. Yazıda ‘
İrticai faaliyetler ile ilgili konuların tahkikatında sizin de bu faaliyetlerle meşgul olduğunuz ilgililerce
rapor edilmiştir. Atatürkçü düşünce ve davranışlara uymayan, laikliğe aykırı eylemleriniz hakkındaki
savunmanızı 15 Ekim 1987 tarihine kadar vermenizi rica ederim' ifadeleri vardı. Ertesi gün Kara Kuvvetleri
İstihbarat Bşk. Tuğg. Kemal Erdoğdu nezaretinde MİT ve Askeri İstihbarat görevlilerinin yaptığı
sorgulamada kayda değer bir şey çıkmadı.
Namaz kıldığım, eşimin başörtüsü ve çocuğumun
sünnet davetindeki dini ifadeler, irtica delili olarak soruldu. Sorgulama sonunda istifa etmem halinde YAŞ'a sevk edilmeyeceğim ifade edilerek istifa etmem için bir hafta süre verildi. Kendilerine istifa edeceğime dair söz verince beni hücreden çıkardılar.”
Kariyer karşılığı casusluk
İstifasının ardından KİPTAŞ'ta çalışırken arandığını belirterek şöyle konuştu: “Bana
İstanbul Belediye ve il çevresindeki irticai olarak değerlendirdikleri
AK Parti, cemaat ve tarikatlara karşı yapılacak operasyonlarda birlikte çalışmayı önerdiler. Daha yüksek bir kadroya atanmamda
destek olacaklarını söylediler. Bunu reddettim.”