CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, İstanbul’daki yolsuzluk soruşturmasının paralel devlet soruşturmasına dönüştürülüp üstünün örtülmeye çalışıldığını söyledi.     Tezcan, Rıza Sarraf'ın malvarlığı üzerinde tedbirin kaldırılmasını eleştiren Tezcan, "Rıza Sarraf,  'eğer beni korumazsanız konuşacağım' diye tehdit etti mi? Bu tehdit üzerine malvarlığı üzerindeki tedbir alelacele ve telaşla kaldırıldı mı? Önümüzdeki günlerde, Sarraf'ın muhtemel para trafiğini açıklamasını önlemek üzere, tehdidini de dikkate alarak hastalığı bahane edilerek tahliye edilecek mi? Böyle bir hazırlık var mıdır? Bunu da şimdiden kamuoyuyla paylaşıyorum. Önümüzdeki günlerde bunların cevabını tek tek göreceğiz" diye konuştu.

Yolsuzluk soruşturmalarıyla gündemin yoğun bir şekilde devam ettiğini dile getiren Tezcan, fezlekelerin düzenlendiğini, iade edildiğini ifade etti. Soruşturmaların kapatılmaya çalışıldığını belirten Tezcan, bir kısım savcı ve polislerin ise iktidarın baskılarına rağmen soruşturmayı yürütmeye çalıştığını kaydetti.  

Rıza Zarrab’ın daha evvel bir bakanı Umre’ye götürdüğünün bilindiğini hatırlatan Tezcan, "Ancak bu soruşturmayla ortaya çıktı ki Rıza Zarrab’ın uçağıyla gezen sadece bir bakan değil. Üç isim daha var. Uçağın bütün uçuş kayıtları, tespit edilmiş durumda. Nereye gittiği, kimleri taşıdığı, yakıt kullanıldığına kadar tespit edilmiş. Görüyoruz ki, Rıza Zarrab sanki bu uçağı Bakanlar Kurulu'na tahsis etmiş. Bildiğimiz sayın bakanın dışında üç bakanın daha, uçakla yurt dışına çeşitli seyahatlerde bulunduğu, bilinen bir gerçek. Bu soruşturma ile ortaya çıkan delillerin içerisinde. Her delili karartmak için, her geçen gün bir adım atıldığını biliyoruz. Bu bakanların, kim olduğu bellidir. Bunu örtmeye çalışanlar, doğrudan doğruya bunun sorumlusu olacaklar ve suç işleyeceklerdir. Bakanların ismini vermiyorum, önümüzdeki günlerde bunu kamuoyu öğrenecek. Başbakan'a soruyorum, bu bakanlar kimler. Başbakan açıklasın. Ya da bakanların kendileri cevap versin." dedi.

 

Soruşturma savcısının iddianameyi tamamladığını ve tam bu sırada görevden alındığı iddiaları olduğunu dile getiren Tezcan, yeni başsavcının derhal önlem almak için Celal Kara ve diğer savcıdan dosyaları aldığını söyledi. Tezcan, şu soruları yöneltti: "Rıza Zarrab ‘Eğer beni korumazsanız konuşacam’ diye tehdit etti mi? Bu tehdit üzerine mal varlığındaki tedbir aceleyle kaldırıldı mı? Önümüzdeki günlerde Rıza Zarrab’ın para trafiğini önlemek üzere tehdide dikkate alarak hastalığı da bahane edilerek tahliye edilecek mi? Böyle bir hazırlık var mıdır?"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında hazırlanan fezlekenin iadesiyle ilgili "Adalet Bakanlığı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na hangi gerekçeyle fezlekeyi iade etti?" diye soran Tezcan, aynı fezlekenin Meclis'e de gönderildiğini ve iade edildiğini belirterek Meclis Başkanı ile Adalet Bakanı'nın el ele verdiğini, suç ile dosyaların ortada kaldığını vurguladı. Yeni başsavcı ve yeni heyet, ‘suçu gerektirir bir şey yoktur’ deyip fezleke düzenlemeyeceğini ifade eden Tezcan, yapılmaya çalışılanın bu olduğunu vurguladı. 

Bu soruşturmaların akıbetinin daha uzun süre izlenileceğini dile getiren Tezcan, şöyle devam etti: "İstanbul’daki yolsuzluk soruşturması artık bir başka kılıfa sokulmaya çalışılıyor. Paralel devlet soruşturmasına dönüştürülüp, yolsuzluk soruşturmasının üstü örtülmeye çalışılıyor. Yani ayrı bir paralel devlet soruşturması değil, mevcut dosya üzerindeki çalışma, bu soruşturmayı yürüten emniyet görevlileri ve savcılar üzerinde bir paralel devlet soruşturması şekline dönüştürülmeye çalışılıyor." şeklinde konuştu.

Yolsuzluğun üzerinin örtülmesine müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Tezcan, yolsuzluğu soruşturan kamu görevlilerinin hırpalanmasına müsaade etmeyeceklerinin altını çizdi. Kamu görevlilerine zulüm uygulayanların hesabını vereceğini belirtti.  Yargıya müdahalenin en üst seviyede olduğu bir dönemi yaşadıklarının altını çizdi. 

Tezcan, iktidarın bugüne kadar gizli dinlemeler, yasadışı dinlemeler konusunda bir önlem almamasının tek bir nedeni olduğunu ve bunun sebebinin ise suçun ortağı olmaları olduğunu kaydetti.

(CİHAN)