Yetkililer, tasarıya, hak sahipleri ve alacakları tutarların tam ve doğru şekilde belirlenmesi için çalışmaları sağlıklı bir şekilde yürütmek üzere gereken asgari sürelerin konulduğunu söylediler. Bu sürelerin kısaltılması, çalışmaların sağlıklı yürütülmesi açısından sorunların yaşanmasına neden olabilecek. Doğru bilgiler ve kayıtlara ulaşılmaması halinde
vatandaş hak kaybına uğrayabileceği gibi, Zorunlu
Tasarruf Hesabı'nda olduğu gibi mükerrer ödemelere neden olabilecek.
Şu aşamada, özellikle deprem bölgelerindeki evrak kayıpları nedeniyle
sorunlu illerdeki verilerin girişi üzerinde çalışıldığını belirten yetkililer,
veri girişi tamamlanmadan, bazı vatandaşlara ödeme yapmanın birçok yanlışlığa yol açabileceğini, ilerde bu vatandaşlarla ilgili yeni veriler gelince sorun yaşanabileceğini anlattılar.
Yetkililer, tasarıda öngörülen çalışma sürelerinin, tasarının
TBMM Genel
Kurul'da görüşülmesi aşamasında verilecek önerilerle kısaltılabileceğini, ancak bunun da kurumların çalışmasını çok zorlaştıracağını kaydettiler.
KAMU SEN: KİŞİ BAŞINA ANA PARA ALACAĞI 3,1 BİN YTL
Diğer taraftan,
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (KAMU SEN), ''
seçim rüzgarlarının esmeye başladığı bu günlerde yeniden gündeme getirilmiş bulunan KEY hesaplarının
tasfiyesi konusunun, seçim yatırımlarına
kurban edilmesine, bir lütufmuş gibi topluma sunulmasına, yanlış hesaplarla kapatılmaya çalışılmasına'' karşı çıkacağını bildirdi.
KAMU SEN Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, hükümetten, ''KEY hesaplarını ödeneceği''ne dair sözünün arkasında durması istenirken, vatandaşın karşısına ''gerçekçi bir hesaplamayla çıkılması'' gerektiği vurgulandı.
Sendikanın
Ar-Ge Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre, 1987-1995 yılları arasında KEY'den yararlanmak aralıksız olarak para yatıran bir çalışan için 6 milyon 156 TL ana para ödendiği belirtilen açıklamada, bu paranın her yıl gerçekleşen enflasyon oranında değerlendirilmesi halinde bile, 2006 yılı sonu itibariyle bu kişinin 3 bin 105,8 YTL ana para alacağı olduğu kaydedildi. Bunun üzerine nemalandırma oranlarının de eklenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, ''Nemalar da hesaba katıldığında, hak sahibine ödenecek tutar, 3,1 bin YTL'lik tutarın 3-4 katı olacaktır.
Hükümet, yaptığımız hesaplamanın altında bir rakamla vatandaşlarımızın karşısına çıkarsa, bunun adı hak gasbı olur'' ifadesine yer verildi.
Açıklamada, siyasi iradenin gerçekçi hesaplama yapması ve konuyu seçim yatırımlarına kurban etmemesi gerektiği vurgulandı.
TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonunda geçen yıl Haziran'da kabul edilen
yasa tasarısı, genel kurulda hemen ele alınıp Meclis'ten geçse bile, hak sahibi listelerinin belirlenebilmesi için en az 9 aylık süre gerekiyor.
Tasarıdaki 3 aylık ek sürenin kullanılması halinde, bu süre 14 aya kadar çıkabilecek. Buna göre ödeme için gerekli kaynak hazır olsa bile, ödemelere en
erken 2008'de başlanabilecek.
Yetkililer, ödemeye ilişkin işlemlerin başlatılmasının yasanın çıkmasına
bağlı olduğunu vurguluyorlar.
Hak sahiplerinin belirlenmesi amacıyla daha önce yapılan düzenlemeler ve
2001 yılı
Ağustos ayına kadar verilen bildirim süreleri içinde, yaklaşık 1,5
milyon hak sahibine ilişkin veriler tasfiye halindeki
Emlak Bankasına
iletilmişti. Banka, bu listeler üzerindeki ''tekrar ve tutarlılık''
kontrollerinin büyük bölümünü tamamladı. Yasanın çıkmasından sonra kurumlar, hak sahiplerinin listesini bildirince, bu listelerin de ''tekrar ve tutarlılık'' kontrollerinin yapılması gerekiyor. Bunun da yasa gereği 3 ay içinde tamamlanması gerekiyor.
AA