Sözcü'de yer alan habere göre özel okulların her yıl linç edildiği bir kısır döngü yaşandığını kaydeden Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, “50 okulun yüksek ücretleri, 12 bin okuldan oluşan tüm sektöre mal edilerek, sektöre haksız yere soyguncu damgası vuruluyor. Bugün, çok pahalı denilen özel okulların inanın ki, kontenjanlarında bir tane bile boşluk yok. Ekonomik darboğaz ve yüksek enflasyon nedeniyle ciddi sıkıntı yaşayan velilerimiz de var” dedi.

TÖZOK Başkanı Zafer Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, pandemi gibi nedenlerle son 5 yılda yaklaşık 350 bin öğrenci kaybettik. Öğrenci sayısı düşüşü ile kapanan özel okul sayısı, sektörü ciddi endişelendiriyor. Okullarımızda 1.5 milyon öğrencimiz bulunuyor. 350 bini öğretmen, 500 bin kişi istihdam ediyoruz. Biz, aslında devletin üzerinden çok ciddi bir yük alıyoruz. Yoksa 1.5 milyon çocuğumuz, özel yerine devlet okuluna gidecek.”

OKULLARIN YARISI BOŞ

“Bir öğrencinin, devlete olan maliyeti bugün 200 bin lira. Velilerimiz, devletten destek alamadığı gibi çocuğu özel okulda okuduğu için üste yüzde 10 vergi ve özel okullar da yüzde 18 vergi ödüyor. Okullarımız, çok yüksek ve uluslararası başarılar yakalıyor. Velilerin çoğu çocuklarını özel okullarda okutmak istediği halde, ekonomik zorluktan okutamıyor. Özel okulların kontenjanlarının şu an yarısı boş durumda.”

Özellikle beyaz yakalılar gidiyor

“Beyaz yakalı veya orta gelir grubuna  mensup insanlarımız maalesef, yüksek ücretlerden dolayı özel okullardan gitmek zorunda kalıyor. Ayrılanların çoğu yine devlet okulları yerine daha düşük ücretli özel okullara gitti. Türkiye’de orta sınıf kaldı mı? Önümüzdeki süreçte ülke olarak ekonomik şartlar düzelmezse gidişler daha da artacak. Elektrik, su,  doğal gaz, internet masrafları günden güne artarken ne biz, ne de özel okul velileri devletten bir kuruş destek alamıyor.”

“Başka ülkelerde, özel okulda çocuk okutan velilere teşvik verilip okullara mali destekler sağlanıyor. Alt yapı harcamalarımız ve öğretmenlerimizin ek dersleri, etüt saatleri, 10 yıl öncesine oranla çok fazla arttı. Çağın gerisinde kalmama adına pedagojik hedeflerimiz eskiye oranla çok daha yüksek bir çıtaya yükseltildi. Tabii ki tüm bunlar mali kaynak gerektiriyor.”

“Son beş yılda, defalarca ücret belirleme kriterleri değişti. Acı gerçek şu ki, bazı okulların 1., 5., 9. sınıf kayıtları ile ara sınıf kayıt ücretleri arasında 3 kat fark var. Yönetmelikteki ücretler ve hizmet ücretleri ile ilgili kısıtlamalar kaldırılırsa arz- talep dengesi içinde sistem oturur.  Veli, ücret-kalite dengesine göre okulu seçer. Bakan anormal ücret artışları için  ‘İçinizdeki çürük elmaları ayıklayın’ diyor. TÖZOK olarak, bizim ücret denetleme yetkimiz yok.  MEB, gereğini yapsın. Destekliyoruz.”

“Okullar şu anda, 9 ay sonrası olan Eylül 2025’in yani 2025-2026 yılı ücretlerini açıklıyor. Enflasyon farkını yüzde 5 hesaplıyorlar. Ama 9 ay sonra enflasyon hiçbir zaman yüzde 5 çıkmıyor.  Bir tek özel okullar ve ekmek fiyatları böyle kısıtlanıyor. Fırıncılar bile buğdaya zam gelince yılda birkaç kez zam yapabiliyor ama biz, yılda bir kez zam yapıyoruz.”