Deniz mantarlarını mikroplastikleri yemeleri için eğitiyorlar

Araştırmacılar, en yaygın plastiklerden biri olan poliüretanı hızla yemeleri için deniz mantarlarını eğitiyor. Plastiğe bağımlı bir dünyada, plastiğin parçalanması için geçen süre büyük bir sorun. Ancak Hawaii Üniversitesi'ndeki bilim insanları olası bir çözüm buldu: deniz mantarları.

SHABER3.COM

Plastik, okyanusları kirleten en büyük madde ve plastik yüzeyler de bu ortamda en hızlı büyüyen habitat. Şimdi araştırmacılar O'ahu adası çevresinde poliüretan plastik yiyebilen bir mantar türü keşfetti. Şimdi bu mantarların plastiği geri dönüştürmek ve doğadan uzaklaştırmak için yenilikçi bir yol olup olamayacağı araştırılıyor. İlk incelemelerin sonuçları umut verici görünüyor.

Ancak plastik uzmanları, biyolojik olarak parçalanabilen plastik çözümlerinin plastik kirliliği kriziyle mücadele için sadece bir yaklaşım olduğunu iddia ediyor. Başlıca etkili çözümler arasında ise plastik üretimini azaltmak yer alıyor.

Plastik kirliliğiyle mücadele için çeşitli mikroplar test ediliyor

Plastiklere olan küresel bağımlılığımız ucuz, güçlü ve kullanışlı olmaları nedeniyle artsa da plastik aslında hiçbir zaman ayrışmıyor. Bunun yerine güneş ışığına, ısıya ve fiziksel güce maruz kaldığında mikroplastiklere dönüşüyor. Manoa'daki Hawaii Üniversitesi'nden (UH) araştırmacılar, deniz mantarlarının hem karadaki hem de sularımızdaki plastik atıkların giderilmesi için "umut verici ve büyük ölçüde kullanılmamış" bir çözüm olduğu kanaatinde.

2009'da yapılan bir araştırmaya göre, her gün sekiz milyon parça plastik kirliliği okyanusa karışıyor. Bu durum denizlerimizde, Pasifik Okyanusu'nda ve Hawaii'den çok uzak olmayan, Fransa'nın üç katı büyüklüğünde devasa bir deniz çöpü topluluğu olan Büyük Pasifik Çöp Yaması gibi üzücü birikimlere yol açtı. Bu plastiklerin çoğu, deniz ekosistemlerimize zarar verebilecek ftalat ve bisfenol A gibi zararlı kimyasallar içeriyor. İnsan sağlığı da risk altında - insan tüketimi için yakalanan her üç balıktan biri artık plastik içeriyor.

UH Manoa Doğa Bilimleri Koleji'nde deniz biyolojisi lisans öğrencisi olarak bu araştırmayı yürüten Ronja Steinbach, "Günümüzde çevredeki plastik son derece uzun ömürlü ve mevcut teknolojiler kullanılarak parçalanması neredeyse imkansız," dedi. Bakteriler ve karada yetişen mantarlar da dahil olmak üzere çeşitli mikroplar, plastikleri parçalama yetenekleri açısından halihazırda test ediliyor. Herhangi birinin başarılı olması halinde, biyoteknolojinin bu çözümlerin 'ekolojik açıdan uygun bir ölçekte' kullanılmasına izin vermesi bekleniyor.

Ancak bilim ilk kez deniz mantarlarını inceliyor. Araştırmacılar, Hawaii'nin yakın kıyısındaki kum, deniz yosunu, mercan ve süngerlerden izole ettikleri büyük bir mantar örneğini inceledikten sonra bu buluşu gerçekleştirdiler. Steinbach, şu anda deniz mantarlarının yüzde 1'inden daha azının bilim tarafından bilindiğini, çünkü "çok az insanın okyanustaki mantarları incelediğini" belirtti.

Deniz mantarları plastiği daha hızlı 'bozmaya' şartlandırılabilir

Pasifik Biyobilimler Araştırma Merkezi profesörü Anthony Amend, "Mantarlar, diğer organizmaların sindiremediği şeyleri (ahşap veya kitin gibi) yemek için süper bir güce sahiptir, bu nedenle koleksiyonumuzdaki mantarları plastiği sindirme yetenekleri açısından test ettik," dedi. Ekip, küçük petri kaplarını tıbbi ve endüstriyel ürünlerde sıklıkla kullanılan yaygın bir plastik olan poliüretan ile doldurdu ve mantarların bunu tüketip tüketemediğini ve ne kadar hızlı tüketebildiğini ölçtü. Daha sonra, araştırmacılar en hızlı büyüyen mantarı aldılar ve zamanla ve poliüretana en fazla maruz kaldıklarında, mantarların plastiği daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yiyip yiyemeyeceğini görmek için onunla deney yaptılar. Sonuçlar olumluydu.

Steinbach, "Okyanustan topladığımız mantarların yüzde 60'ından fazlasının plastik yeme ve onu mantara dönüştürme kabiliyetine sahip olduğunu görünce şok olduk," dedi. "Mantarların ne kadar hızlı adapte olabildiklerini görmek de bizi etkiledi. Nispeten kısa bir süre olan sadece üç ay içinde bazı mantarların beslenme oranlarını yüzde 15'e kadar artırabildiklerini görmek çok heyecan vericiydi."

Şimdi UH Manoa, bu bileşikleri nasıl bozduklarını görmek için mantarları hücresel ve moleküler düzeyde daha iyi anlamaya çalışıyor. Araştırmacılar ayrıca, diğer deniz mantarlarını da inceleyerek onların da bozunması daha zor olan ve daha büyük deniz kirliliği kaynakları olan farklı plastik türlerini yiyip yiyemeyeceklerini görmeye çalışıyorlar. Bulacakları çözümlerin gelecekte sahil ve denizlerde yapılacak kapsamlı bir temizliğin parçası olabileceğini umuyorlar.

Uzmanlardan yasal düzenleme çağrısı

Portsmouth Üniversitesi Küresel Plastik Politika Merkezi Direktörü Dr. Antaya March, spesifik bilim hakkında yorum yapmaksızın, bu gelişmenin "yenilikçi ve umut verici" olduğunu düşünüyor. "Atık ve kirliliğin yönetilmesine yardımcı olan tedbirler, ihtiyaç duyulan yaklaşımlar paketinin bir parçası olarak gerçekten de değerli," diyen March, plastik üretiminin azaltılmasının da aynı derecede önemli olduğunu belirterek, plastik politikasına daha "dengeli bir yaklaşım" çağrısında bulundu.

"Bu gibi teknolojik çözümleri, küresel plastik yönetimi politikalarının daha geniş çerçevesi içinde bir bağlama oturtmak da önemli." "Tek kullanımlık ürünlerle olan ilişkimizi değiştirmemiz ve üretilen ve daha sonra ekosistemlerimize giren plastik hacmini azaltmamız" gerektiğini dile getiren March, "Biyolojik bozunma gibi kullanım ömrü sonu çözümlerine odaklanmak, başta plastik üretimini azaltmayı amaçlayan ulusal ve küresel mevzuat olmak üzere, yukarı yönlü stratejilere duyulan zorunlu ihtiyacı gölgelememeli," ifadelerini kullandı.

Bu konu şu anda Küresel Plastik Anlaşması müzakerelerinde şiddetli tartışmalara konu oluyor. Aynı şekilde, koruma sivil toplum kuruluşları (STK'lar) bu alandaki araştırmaların hala sınırlı olduğunu ve "plastik kirliliğini etkili bir şekilde ele alabilecek kanıtlanmış başka çözümlerin de mevcut olduğunu" öne sürüyor. Fauna & Flora adlı koruma yardım kuruluşunun Deniz Plastikleri Program Sorumlusu Falco Martin, "Plastiğin deniz ortamlarına girmesini ilk etapta engellemek, hasar oluştuktan sonra temizlemeye çalışmaktan çok daha etkili," dedi.

"Plastik kirliliği krizine yönelik, plastikleri parçalayan deniz mantarları gibi potansiyel doğal yenilikçi çözümler görmek ilginç olsa da, bunlar sihirli bir değnek olarak görülmemeli," diyen Martin sözlerini şöyle sürdürdü: "Tek kullanımlık plastikleri kısıtlayan, plastikleri detoksifiye eden ve örneğin ambalajlamada daha sürdürülebilir ürün tasarımını teşvik eden küresel mevzuat çok daha büyük bir etkiye sahip olacaktır."
<< Önceki Haber Deniz mantarlarını mikroplastikleri yemeleri için eğitiyorlar Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER