Türkiye’nin en büyük ve sermayesi tek milli katılım bankası Bank Asya, açıklamasında şunlara yer verdi: “Medyaya da yansıdığı üzere bankamız ile ilgili olarak BDDK tarafından alınan karar ile bankamız hissedarlarının temettü dışındaki ortaklık hakları TMSF’ye devredilmiştir. Bu kararın bankamız faaliyetlerine herhangi bir etkisi bulunmayıp, bankamız, siz değerli müşterilerimize dün olduğu gibi bundan sonra da katılım bankacılığı prensiplerine uygun ve kaliteli hizmet sunmaya devam edecektir.” TMSF’nin atadığı yönetimin yaptığı bu açıklama bankanın işleyişinde fiilen herhangi bir değişlik olmayacağı şeklinde yorumlandı. Buna göre Bank Asya’da mudiler ve müşterilerin yatırımları herhangi bir risk taşımıyor. Pazartesi gününden itibaren EFT, havale, çek ödemesi, fatura ve kredi kartı tahsilatı gibi bankacılık faaliyetleri aksatılmadan yürütülecek. Bank Asya ortakları hisse devrini ise Danıştay’a götürecek. Zira BDDK kararında herhangi bir usulsüzlük tespitine atıf yapılmadığı gibi makul şüphe gerekçe olarak sunuldu.
Bank Asya ortakları kararı mahkemeye taşıyor
Bank Asya ortakları adına açıklama yapan avukat Süleyman Taşbaş, TMSF’nin Bank Asya’yı gasp etmesini yargıya taşıyacaklarını söyledi. Taşbaş, “3 Şubat’tan beri yönetim BDDK’da. O gün olmayan devir şartlarının 29 Mayıs 2015’te oluştuğunun iddia edilmesi başlı başına skandaldır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) skandal kararıyla Bank Asya yönetimini değiştirmesinin ardından önceki gün hukuksuz bir şekilde Bankanın gasp edilerek TMSF’ye devredilmesine ilişkin karara tepkiler yağmaya devam ediyor. Bank Asya’dan yapılan ‘Bankamız bankacılık faaliyetlerine devam edecektir’ açıklamasının ardından banka ortakları adına açıklama yapan bankanın avukatı Süleyman Taşbaş, kararı yargıya taşıyacaklarını söyledi.
Bank Asya ortaklarının avukatı Süleyman Taşbaş, yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu: “BDDK, 2014 yılında, Bankacılık Kanunu’nun 68 ve 69. maddelerini atlayarak, bankayı direkt 70. madde kapsamına almıştır ve bankaya bu madde kapsamında bir çok talimat göndermiştir. Sermaye artırımının da içinde olduğu bu talimatlara banka harfiyen uymuştur. Süreçte BDDK tarafından banka ortaklarının ortaklık hakları, hukuksuz olarak TMSF’ye devredilmiştir. TMSF bu hukuksuz kararı daha da hukuksuz bir şekilde uygulayarak bankanın yönetimini genel kurul kararı olmadan değiştirmiştir. Ortaklar bu hukuksuz uygulamalara karşı gerek BDDK gerek TMSF aleyhine çok sayıda dava açmıştır. Bu davalar şu an devam etmektedir.” BDDK Kurulu’nun 29.05.2015 tarih ve 6318 sayılı kararı ile Bank Aasya’nın temettü hariç ortaklık hakları, yönetimi ve denetimi TMSF’ye devredilmesine ilişkin olarak ise Taşbaş, “Gelinen noktada banka Şubat 2015’ten itibaren TMSF yönetiminde olduğu halde, Şubat 2015’te var olmayan TMSF’ye devir şartlarının Mayıs 2015’te oluştuğunun iddia edilmesi başlı başına skandaldır. Banka bu süreçte TMSF tarafından idare edilmesine rağmen ne değişmiştir ki banka, bankacılık sistemine bir tehdit haline gelmiştir? Eğer böyleyse burada tek suçlu TMSF’dir. Hukukî temeli olmayan bu kararın seçim öncesinde algı oluşturmak maksadıyla siyasi baskı sonucu alındığı aşikârdır.” değerlendirmesinde bulundu. “Bank Asya’ya bugüne kadar güvenerek desteklerini esirgemeyen mudilerin, ortakların, alacaklıların müsterih olmaları gerekmektedir.” diyen Taşbaş, Bank Asya’nın nakit ve benzeri kıymetleri, kredi ve diğer alacakları, öz varlıkları; mudilere, alacaklılara ve fon temin ettiği kuruluşlara ödemelerini yapacak güçte olduğunu söyledi.